1.7K'lık kocaman bir aile olduk. İnşallah kitap daha da yükselecek ve istediğim yerde olacağım. Bunlar size bağlı. Siz olmasanız kitabım okunmazdı. Her şey için çok tenkü.
Gözlerimiz buluştuğunda uzunca baktım. Ah be adam seviyorum seni. Öpmeye ,bakmaya kıyamadığımsın. Canımdan cansın. Sahi nasılda hayatımın tümü oldun? Kokusuna aşık olduğum.
"Deniz."
"Hı söyle."
"Seviyorum seni. Hem de deliler gibi."
"Ben aklı başında biri olarak seviyorum seni." dedim.
Yüzünde ufak bi gülümseme oldu. Kocaman sarıldı. Sımsıkı hem de. Galiba kemiklerimin birkaçı kırılmıştı. Ayrılmamıza telefon neden olurken, telefondaki ses hiç yabancı değildi.
"Efendim anne."
"Nerdesin kızım çabuk eve gel. Saat kaç oldu."
"Tamam anne."
Barış'a döndüğümde dudakları bükülmüş haldeydi.
"Gidecek misin yoksa?" dedi.
"Biliyorsun evdekiler gitmek zorundayım."
"Penceren açık yat."
"Ne?"
"Dediğimi yap. Görüşürüz."
Araban indiğimde havanın soğumuş olduğunu fark ettim. Kapıda her zamanki gibi annem açtı. Hiçbir şey demeden direk odama çıktım ve kendimi yatağa attım. Bugünü düşündüğümde azcık da olsa güzel geçmişti. Rezilliklerim dışında iyiydi ya. Saat 21:00 olduğunda pencereyi açtım. Fakat Barış'ın ne demek istediğini anlamamıştım. Yatağıma oturdum. Gözüm pencereye takıldığında bi ses geldi.
"Off be amma da yüksekmiş. Kızım senin odan niye 1. Katta değil?"
Sesin sahibi belliydi. Pencereye doğru yaklaştım. Önüme doğru atladığında dudaklarımız buluştu. Öpüşmemiz her zaman ki gibi kısa sürmüştü. Geri çekildiğinde dudaklarını yalayarak;
"Tadı da güzelmiş. Hmm beğendim."
Duyduklarım karşısında utanmıştım tabi.
"Geliyor bak Osmanlı tokatı."
"Bana kıyamazsın gülüm."
Ahhh !! kalbim duracak galiba. Sakin Deniz. Bebek gibi bakmıyor bi kere. Masum da değil.
"Eee kaşınıyorsun galiba."
"Gel kaşı o zaman."
Şimdi canını yakacağım Barış Bey. Sevdiğini öpmek de neymiş en güzeli ısırarak sevmek. Tabi ki hemen yanaklarına yapıştım. Isırmaya başladım.
"Sen kaşındın kedicik."
Kollarımı sıkıca tuttu. Dudaklarımı elleriyle sıkıştırdı.
"Kaşıma sırası bende."
İlk ellerini saçımda gezdirdi. Uzunca dudaklarıma baktı. Sonrası ise dudaklarıma ateş gibi bi sıcaklık geldi. Küçük hareketlerle ısırıyordu. Ben ise ona ayak uydurmaya çalışıyordum. En sonunda alt dudağını dişledim ve geri çekildim. Göz kırpmayı da ihmal etmedim. Ellerimi boynuna sardım. Kokusunu içime çektim. Ayrı olduğum her dakika özlüyordum onu. Bu normal miydi acaba? Boynuma küçük öpücükler kondurarak gıdıklanmama neden oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİNİM | DÜZENLENİYOR
Teen Fiction- 'Savaş benden romantiklik bekleme odunum ben.' - 'Bende odunum ama sana yanıyorum be güzelimm...' - 'Galiba kalbime birşey oluyor.' - 'Benim için atıyor korkma...' Bir doktor bu kadar deli gibi sevebilir miydi?