-12-

153 15 12
                                    

Defne Işık

İbrahim'in arayıp benden özür dilemesinin ardından kafeye gitmek için hazırlanmaya başlamıştım. Yağmur'u arayıp ondan yardım istemiştim. Giyeceğim elbiselerin fotoğraflarını çekerek Yağmur'a gönderdim. Yağmur da en güzelini seçerek bana kırmızı straplez, dizimin biraz aşağısında biten bir elbise, onun üstüne siyah bir deri ceket, ayakkabı olarak da siyah topuklu bir ayakkabı giymemi önermişti.

" Biraz da göz makyajı yap fıstık gibi olursun. " diye yazmıştı en son mesajında göz kırparak.

Bu kızı çok seviyordum ya. Elbiseleri uygun bir şekilde kombinlemesini çok iyi beceriyordu.

Saçlarımı 15 dakika güzelce taramamın ardından hızlıca balıksırtı modelini ördüm. Her gün balıksırtı öre öre artık iyice ustalaşmıştım bu işte. Benden, iyi kuaför olurdu aslında. Değişik saç modelleri yapmayı seviyordum. Hem parası da iyiydi.

Balıksırtı ördükten sonra gözlerime eyeliner, rimel ve göz kalemi sürdükten sonra dudaklarıma da az miktarda parlatıcı sürdüm. Göz makyajımın daha ağırlıklı olmasını daha çok istiyordum. Nedense göz makyajının daha güzel olduğunu ve bana daha çok yakıştığını düşünürdüm.

Makyajımı da bitirip evden çıkacağım sırada çantamı ve telefonumu unuttuğumu fark etmeseydim geri dönecektim. Topuklu ayakkabılarım gibi siyah olan el çantamın içine telefonumu da koyduktan sonra aynada son kez kendime bakıp içimden " Çok güzelim be. " diye geçirdim. Ardından saate bakmamla kalbimin sıkıştığını hissetmiştim. Biraz daha oyalanırsam eğer geç kalabilirdim. Eğer geç kalırsam elime geçmiş olan bu büyük fırsatı kaçırabilirdim.

Yola çıktığımda heyecandan ölmek üzereydim. İlk defa İbrahim ile bir kafede buluşacaktık. Aslında İbrahim'e açılabilirdim onunla kafede buluştuğumuzda. Ama ya olumsuz bir cevap alırsam. Çok üzülecektim. Kesin olumsuz bir cevap alacaktım işte. Ama yine de denemekte fayda vardı. Acaba çok fazla mı abartmıştım elbiseyi diye düşünmeden edememiştim. Alt tarafı bir kafeye gidecektik. Düğüne gider gibi giyinmiştim resmen. Aman bir şey olmaz.

Limon Kafe'ye girdiğim an kapının hemen sol tarafındaki, kapıya doğru bakan sandalyelerden birine oturmuş etrafına bakan İbrahim'i görmemle heyecanım daha da artmıştı. Oldukça yavaş adımlarımla İbrahim'in oturduğu masaya doğru ilerledim. Beni görünce gülümsemiş, yanaklarındaki gamzeler iyice belirginleşmişti. Gamze değil sanki belediye çukuru mübarek. Çantamı masanın üzerine bırakıp İbrahim'in tam karşısındaki sandalyeye oturduktan sonra ikimiz de sessiz bir şekilde oturmuştuk bir süre. Garsonun sipariş almak için yanımıza gelmesiyle İbrahim boğazını temizleyerek sipariş vermeye  hazırlandı.

" İki tane karışık tost ile iki ayran alalım biz. " dedi önündeki menüyü dikkatlice inceledikten kısa bir süre sonra bana bakarak.

Garsonun yanımızdan ayrılmasıyla birlikte İbrahim söze başladı.

" Ee, nasılsın bakalım görüşmeyeli. Yağmur ve Zeynep ile konuşup görüşüyor musun ? "

" Evet, Yağmur ile daha dün görüştük. Bir önceki akşam da Zeynep ve Yağmur ile gece kulübüne gittik. "

" Ne ! Gece kulübüne mi ? Hem de tek başınıza. " dedi tek kaşını kaldırıp. Böyle daha karizmatik olmuştu sanki.

" Evet. Ne var ki bunda ? " dedim gayet normal bir şeymiş gibi. Zaten öyleydi de.

Garson tost ve ayranlarımızı getirip " Afiyet olsun. " dedikten sonra bu konuyu kapatıp başka bir konuya geçmiştik bile.

" Ben sana bir şey söyleyecektim. "

" Evet, dinliyorum. " dedikten sonra ne söyleyeceğini merakla beklemeye başlamıştım.

Sinan Çekiç

Mustafa ve Barış ile birlikte İbrahim'i takip etmeye başlamıştık. Bu kadar çok hazırlandığına göre kesin sevgilisiyle buluşacaktı.

" Oğlum biz niye takip ediyoruz İbrahim'i ? Bırakalım bence ya. Çok kızar eğer onu takip ettiğimizi öğrenirse. "

" Lan saçmalama nereden öğrenecek onu takip ettiğimizi. " dedi Barış Mustafa'ya.

Limon Kafe ! İbrahim'in hep takıldığı kafeydi orası. Demek orada buluşacaktı sevgilisiyle.

Barış'ın sesiyle bütün düşüncelerimden sıyrıldım.

" Ne yapıyoruz peki ? İçeri girecek miyiz ? "

" Ne içeri girmesi oğlum. İçeri girersek bizi fark eder. O yüzden onları en iyi gözetleyebileceğimiz yere, yani kafenin önündeki kitapçıya gireceğiz. " dedim hemen Barış'a

" Susun oğlum bi. Bir şey konuşuyorlar. Duymaya çalışıyorum. "

Mustafa'yı gören de ajan zannedecek. O kadar uzak mesafeden ne konuştuklarını duyabilecekti sanki de onları dinliyordu. Kızı görmemle ağzım beş karış açılmıştı. Bu kız...

" Oğlum bu kız geçen gün bizim sınıfa gelen kız değil mi ? Defne galiba adı da. " dedi hala kafenin kapalı olan kapısından İbrahim ile sevgilisini dikizleyen Mustafa.

O sırada Barış'ın sesiyle şaşkınlığım daha da artmıştı.

" İbrahimlerin tam önündeki masada da İbrahim'in eski sevgilisi Sema oturuyor. Onu Defne ile birlikte görürse ikisini de parçalar. "

" Desene işler iyice karışacak. Ben en iyisi İbrahim'e mesaj atayım da Sema'ya karşı dikkatli olsunlar. " dedi Mustafa.

" Oğlum mal mısın sen. İbrahim keser bizi valla. " desek de Mustafa'nın İbrahim'e mesaj atmasına engel olamamıştık. İbrahim'den de bir ton azar işitecektik zaten. Çık çıkabilirsen şimdi işin içinden.

Merhaba sevgili okurlarım. Bölümler biraz kısa oluyor ama kusura bakmayın ancak bu kadar yazabiliyorum. Şöyle bir karar aldım. Bu kitap final yapınca kurgusunun büyük bir kısmını değiştireceğim. Ben bu kitabı 2 yıl önce yazmaya başladım. Canım sıkıldıkça yazıyordum. Sonradan Wattpad'e geçirmeye karar verdim. Neyse, bu arada yorumları biraz yükseltebilirsek çok sevinirim. Artık oyları pek umursamıyorum. Ama yorumlar benim için çok değerli. Sıralamada yükselmek için yorumların çok önemli bir yeri varmış. Birisinden öyle duymuştum. Lütfen biraz yorumları yükseltelim. Saçma sapan da olsa yorum yapın. İlk 1000 kitabın arasına ben de girmek istiyorum. Bir sonraki bölüm haftaya veya 2 hafta sonra gelir büyük ihtimalle. Hoşça kalın. Hepinizi çok çok seviyorum.

Aşk ve İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin