Hıçkırıklarının arasında karşısındaki adamın çekiştirmeleriyle karanlık sokaklarda sürükleniyordu. Cılız sesiyle son bir kez daha tekrarladı. "Lütfen.. lütfen beni bırak."
Karşısındaki adamın tepkisini göremiyordu. Siyah saçları cılız bir rüzgarla salınıp duruyordu.
Genç adam durdu.
Yüzünü genç kıza çevirdi. Siyah gözlerinde küçük bir merhamet kıvılcımı saçıldı. Genç kız kızarmış burnunu çekiştirdi. Bunda soğuğun da biraz payı vardı. Yanıt beklercesine o korkunç siyah gözlere baktı. Ancak yine cevap alamadı. Genç adam kızı kendisine çekiştirerek yürümeye devam etti.
"Neden hiçbir şey söylemiyorsun?"
Beklediği yanıt bu sefer de gelmedi. Genç kızın yeşil gözleri genç adamın taktığı siyah maskeye kaydı. "Neden maske takıyorsun?"
Titrek sesi ile sorularını sormaya devam etti. "Saklayacak şeylerin mi var?"
"M-Maskeni çıkarsana."
Genç kız elini adamın yüzüne doğru uzattı ama bu hareketi yüzünden bileği sert bir tepkiyle karşılaştı. Keskin tırnakların tenine battığını hissetti. Bu, bir gözyaşının daha yavaşça yanağından süzülmesine neden oldu. Adamın sert siyah gözleri kızın yeşil irislerine odaklandı.
Ardından verdiği kaba tepkinin tam tersi bir nezaketle genç kızın bileğini indirdi.
"Sanırım maskeni çıkarmak istemiyorsun."
Başıyla onay verdi.
Karanlık sokaklarda yürümeye devam ettiler. Şehrin biraz dışında inşaatı yarım bırakılmış apartmanlar çirkin bir görüntü oluşturuyordu. Geride kalan yıkık bir halde duran 4 katlı bir binaya girdiler. Genç kız tedirginlikle içeri baktı. Ama saf karanlıktan başka bir şey gözükmüyordu. "B-Burası pek güvenli değil."
Geçen gün yağan yağmurdan dolayı gri beton küçük su birikintilerine ev sahipliği yapıyordu.
Arada gelen su damlası sesleri boş kolonların ve duvarların arasında yankılar oluşturuyordu.
Genç adam merdivenlerden çıkardı genç kızı ve bir daire kapısının önünde durdular.
Adam pantolonun cebinden bir anahtar çıkardı ve daire kapısını açtı. Ardından eli ile genç kıza içeri geçmesini işaret etti.
Genç kız ellerini kollarına sararak yavaşça içeri girdi. İçeri girmesiyle beraber kapının ardından kapandığını hissetti. Kibritin sürtünme sesinin ardından gelen ateş çıtırtısını duydu. Arkasına baktığında genç adamın apartmanın şöminesini yaktığını gördü.
"Daha önce apartmanlardaki şöminenin yakılabildiğini hiç görmemiştim."
Çatırdayan alevler genç adamın yüzünde turuncu ve sarı yansımalar oluşturuyordu. Adam, yavaşça ayağa kalktı ve odanın ortasında duran tahta masaya ilerledi. Masada duran lastik bir toka ile saçlarını at kuyruğu yaptıktan sonra eline bir not defteri ve kalem alıp şöminenin başına koyduğu sandalyeye oturdu. Genç kıza eli ile kendisine yaklaşmasını işaret etti.
Genç kız ceketini kendisine sararak şöminenin yanına geldi ve çatırdayan ateşin sıcaklığının keyfini sürmeye çalıştı.
Maskeli elindeki deftere bir şeyler yazdıktan sonra kıza uzattı. Kız kaşlarını çatıp defteri eline aldı. "Adın ne?"
Genç kız mutsuz bir şekilde güldü. "Ciddi misin?"
Kızarmış gözlerinde bir yorgunluk hissediyordu. "Babamı öldürdükten sonra adımı mı soruyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Sessiz
Mystery / ThrillerHiç konuşmadı. Daima sessizdi. Bu yüzden ona Bay Sessiz ismini verdim. Ama Bay Sessiz bir canavar. Taktığı siyah maskesinin altındaki gıcırdayan dişlerinden anlıyorum bunu. Beyazlıktan yoksun, acımasızca bakan siyah gözlerinden.