♧İhanetler♧

148 15 108
                                    

Genç kız ağzından küçük bir hıçkırık kaçırdı ve Bay Sessiz'e doğru seslendi. "Ö-Özür dilerim. Bir daha kaba olmayacağım."

Telaşla bacaklarını çekiştirdi ama bağlı olan bileklerini iplerden kurtaramadı. "B-Bay Sessiz istediğin her şeyi yaparım."

Yeşil gözleri karşısındaki arkadaşına kaydı. Genç çocuğun hiçbir şeyden haberi olmadığı fazlasıyla belliydi. Okyanus'un paniklemesi kendisini de telaşa sürüklemişti. "O-Okyanus? Neler oluyor?"

Okyanus sıkıca gözlerini kapadı ve yüzünü gölgeleyen saçlarının arasından sayıklamaya başladı. "Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim."

Bay Sessiz Okyanus'a bir süre baktıktan sonra salondan ayrılıp içerideki odalardan birine geçti.

O sırada odadaki kafası karışmış genç Okyanus'u sakinleştirmekle meşguldü. "Okyanus, sakin ol."

Böyle dese de düzensiz alıp verdiği nefesleri aynı şeyi söylemiyordu. "Buradan çıkacağız."

Genç kız kafasını olumsuz bir şekilde iki yana salladı ve bir şeyler mırıldandı.

Genç, Okyanus'un ne dediğini anlamak için öne eğildi. "N-Ne diyorsun?"

Okyanus başını kaldırıp arkadaşına baktı. Gözyaşları yanaklarındaydı ve yavaş yavaş çenesine doğru süzülüyordu.

"Seni öldürecek."

"O-Okyanus.. ne saçmalıyorsun?"

"Ö-Özür dilerim. Benim yüzümden.."

Genç, kızın sözünü kesti. "Ne demek senin yüzünden?"

"Senin yüzünden mi buraya sürüklendim?"

Okyanus başıyla onayladı ve dudaklarını ısırdı. "Senin buraya sürükleneceğini bilmiyordum. Üzgünüm Güneş."

Güneş bakışlarını soğuk bir şekilde Okyanus'un üstünde tuttu.

"Üzgünsün? Okyanus."

Genç kız yeşil gözlerini Güneş'ten ayırmadı.

"Öldüğüm an bir katile dönüşeceksin."

Genç kız tepkisiz bir şekilde baktıktan sonra başını eğdi ve sessizce ağlamaya devam etti. O an koridorda Bay Sessiz ayak sesleri duyuldu. Elinde bir küçük bir çanta vardı. Çantayı sert bir şekilde masanın üstüne bıraktı. Elindeki toka ile uzun siya saçlarını sıkı bir şekilde topladı. Siyah uzun kazağının üstüne bir yağmurluk, ellerine ise eldiven geçirdi.

Her şeyin hazır olduğunu fark ettiğinde siyah gözleri neşe ile parladı ve çantasının içinden bir kerpeten çıkardı.

Arkasını döndü ve Güneş denilen gence yöneldi. Hemen yanına çömeldi ve mavi irisleri ile Okyanus'a baktı. Genç kızın kafası öne eğikti ve titreyen sırtından ağladığı anlaşılıyordu. Güneş ise hırıltılı nefes alış verişlerinin arasından kerpetene bakıyordu. Bir şey söylemek için ağzını açtı ama Bay Sessiz elini Güneş'in ağzına koyup genci susturdu.

Ayağa kalktı ve hızla masadaki koli bandını alıp Okyanus'a yöneldi. Genç kızı alnından geriye doğru bastırarak dik bir şekilde Güneş'e bakmasını sağladı. Ardından kızı alnından geriye sandalyeye bantladı. Böylece genç kız kafasını istese de eğemeyecekti.

Son bir çırpınışla Bay Sessiz'e doğru yalvardı. "Ö-Özür dilerim. Lütfen, ne yapacaksan bana yap."

Bay Sessiz gözlerini Okyanus'a çevirdi.

Not defterini çıkardı.

"Onu neden bu kadar çok seviyorsun?"

Okyanus yaşlı gözlerinden okumakta biraz zorlansa soruyu cevaplayabildi. "En yalnız olduğum zamanlarda yanımda bir tek o vardı."

Bay SessizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin