1.1

159 59 168
                                    

Dolabın karşısında dikilmiş,kendime uygun kıyafet arıyorken rastgele birşeyler alıp üzerime geçirdim ve aşağıya indim.

Ablam hazırladığım masada kahvaltısını ediyorken beni görünce elindeki çatalı masaya bıraktı ve boğazını temizleyerek tedirgin bakışlarla üstümü baştan aşağı süzdü.

" Doğa, bana bu şekilde oraya gitmeyeceğini söyle."

Tek kaşımı kaldırıp "Hayırdır, ne alaka şimdi ?" dercesine yüzüne bakınca seslice gülmeye başladı.

"Doğa bugün gideceğin program aslında herkes için büyük bir önem arz ediyor ablacığım."

Arkasına yaslanıp devam etti.

" Çok küçük yaşlarda ailesinden şiddet gören ve sağlık sorunları olan bir çocuğa eğlence amaçlı bir program düzenlenecek. Her gece kötü kabuslar gördüğü için çığlık çığlığa uyanıyordu. Öyle ki bazı aralar Umut'un onun yanında yatıp sakinleştirdiği zamanları biliyorum."

Ben hâlen bunun giysilerimle ne alakası olduğunu anlayamazken ablam da anlamış olmalı ki tekrar devam etti.

" Yani demek istediğim, böyle sıradan değil de biraz daha renkli ve hareketli birşeyler mi denesen? Böyle soluk ve sade giyinme hayatım, çocukların karamsarlık yönünü tetikleyeceğini düşündüm sadece"

Güzel gülüşü yüzüne yayılırken gülüşümle karşılık verdim.

"Pekala, gidip değiştireyim."

Göz kırpıp merdivenleri tekrar çıktım. Umut gelmeden bir an önce hazırlanmalıydım.

Tekrardan dolabın karşısına dikilmiş, nasıl bir şeyler giymem gerektiğini düşünüyordum. Ama kahretsin ki bir türlü karar veremiyordum.

Aklıma o çocuğu getirmeye çalıştım. Masum ve küçük bedeni şiddetli darbelere maruz kalmıştı.

"Kaderlerimiz ne kadar da benziyor seninle be küçük."

Fısıltılarımın ardından yumduğum gözlerimi açıp elimi dolabın en köşesinde olan, gökyüzünü bile kıskandıracak kadar güzellikteki mavi elbiseye uzattım.

Bu elbiseyi Didem ile beraber çarşıya çıktığımda bir mağazanın vitrininde görmüş, çok beğenmiştim. Didem almamız için çok ısrar ederken aklıma babamı getirmiş, vazgeçmiştim.

Ertesi gün bir çılgınlık yapıp elbiseyi bana getirdiğinde çok mahcup olmuştum.

" Babam beni zaten bir yere göndermiyor Didem, nerede giyerim ki ben bunu?" dediğimde,

"Şimdi giyemezsen bile umarım çok yakında, çok güzel ve özel bir günde giyersin." demişti. Sanki bugün olacakları iki sene önceden biliyor gibiydi.

Kırık bir tebessüm eşliğinde elbiseyi askısından çıkarıp üzerime geçirdim.

Aynanın karşısına geçip nasıl durduğuna bakarken elim istemsizce saçlarıma gitti.

Elbiseyle güzel uyum sağlamışlardı. Daha sonra önümdeki fırçayla saçlarımı taradım.

Köşede duran annemin parfümüne tuhaf bakışlar atarak elime aldım. Kapağını çıkarıp burnuma doğru götürürken gözlerimi kapadım ve kokusunu içime çektim.

Gözyaşlarımın gözlerime hücum edeceği anda parfümü burnumdan uzaklaştırdım.

Daha sonra boynumun her iki tarafına da bir kez sıkıp yerine bıraktım.

Senin kokunla yuvaya gideceğim anne. Umarım ordaki çocuklar bir nebze de olsa anne kokusunu hissederler...

Odadan ayrılıp aşağı indiğimde ablamın bakışları anında beni buldu.

UMUDUMSUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin