1.3

179 60 282
                                    

2 yıl sonra...

~Umut'un anlatımı ~

"Bu kadar oyun yeter sanırım. Gitmem lazım adamım. Beni bekliyor. "

Minik prensin oyuncaklarını elimle kendi önüne ittirerek bıraktım.

Uykudan yeni uyanmış gözlerini üzerime dikip ayağa kalktı.

"Beni ne zaman götüreceksin Umut abi? O benim prensesim, ona belki iyi gelirim. Beni de götürsene?"

Bakışlarımı kaçırıp pencereye diktim gözlerimi. Onun yanında gözlerim dolarsa bir şeylerin ters gittiğini anlardı.

Gözyaşlarımı oraya gidince serbest bırakmak için sakladım.

İlk kez biri için, birçok kez ağlamıştım. Bu kişinin o olması bende mutluluk yaratırken, yaşananlardan sonra bu halde olmasına karşılık hiç bir şey yapamamak ve sadece ağlıyor olmak kendimden nefret ettiriyordu.

"Götürecek misin Umut abi?"

Kaçırdığım bakışlarım tekrar minik prensi bulurken önüne diz çöküp saçlarını okşadım.

"Her şeyin zamanı vardır küçük adam, o günü sabırla bekle olur mu?"

Masum bakışlarını benden alıp oyuncaklarına çevirdi.

"O zaman beklerim bende. Oyuncaklarım da bekler. Ben onlarla oynayıp zaman geçireyim de çabuk gelsin o gün."

Uzandığı kırmızı arabayı alıp halıda gezdirirken ona son kez bakıp yurttan ayrıldım.

Çok geç kalmıştım. Her ne kadar tepki vermese de beni beklediğini biliyordum. Dili her ne kadar konuşmamaya yemin etmiş olsa da, gözleri hiçbir şeyi saklayamazdı.

Hastahanenin önüne gelince arabayı durdurdum. Başımı geriye atarak derin bir nefes aldım, kendimi onun yanına gitmeye hazırladım ve arabadan indim.

Hastahanenin bahçesini hızlı hızlı adımlarken, en azından bugünlük bir tepki vermesi için dua ettim. Hep etmiştim.

"Doğa Arkın uyandı mı?"

Görevli kız başını kaldırıp yüzüme bakarken cevap verdi.

"Evet, yeni uyandı. Ben size eşlik ede..."

Lafını böldüm. Yalnız kalmak istiyordum.

"Gerek yok, yalnız giderim."

Masanın başından ayrılıp koridor boyunca ilerledim. Sağa doğru dönüp 283 numaralı odanın kapısında duraksadım. Müşahede altında tutuluyordu, tutulmak zorundaydı. Bulduğu ilk fırsatta kendine zarar vermeye kalkışıyor, ölmeye çalışıyordu.

Elim kapı kulpunu kavrarken, açmadan önce nefes alış verişlerimi kontrol edip kapıyı yavaşça açarak içeri girdim.

Kapattığım kapının ardından sessizce yanına doğru adımladım. Gözleri açık olmasına rağmen beni görmezden geliyordu.

İyice yanına yaklaştığımda iki yandan yatağa bağlı olan ellerini kavrayıp parmaklarımı parmaklarına kenetledim.

Yüzüne doğru eğilip çok özlediğim kokusunu içime çekerek konuştum :

"Beni gördüğünü hatta duyduğunu biliyorum huysuz kızım. Neden hala inat edip üç maymunu oynuyorsun?"

Fısıltılarım kulağını yalayıp geçerken huzursuzca yerinden kıpırdandı. Gözlerini odağıma alıp derinlerine doğru baktım.

UMUDUMSUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin