Off! Hiç uykum gelmiyor. Normalde rahat rahat uyurdum oysa.
Sadece tavana bakıyordum. Birden kapının açılma sesini duydum. Hemen gözlerimi kapattım. Evde ikimizden başka biri olmadıgına göre gelen Kyungsoo olmalıydı.
Ayak seslerini duyabiliyordum giderek daha da yanıma yaklaşıyordu. Yanıma oturduğunu hissedebiliyordum. Elleriyle yüzümü kapatan saçlarımı geri çekti. Çok huylandım kıkırdamamak için kendimi zorladım.
"Seni seviyorum."
Bu iki kelime kalbimi delip geçmişti resmen. Yanımda biraz daha oturdukdan bir süre sonra odadan çıktı.
~◆~◇~◆~◇~
"Teşekkür ederim! Artık eve gelmiş olmalılar."
Geri geri yürürken aynı zamanda el de sallıyordum. Kocaman sırıtmasıyla beni yolcu etmişti.
Evin zilini tam çalıcaktım ki bana daha fırsat vermeden içeriden açılmıştı. Beni görünce sevinç çığlıkları atmışlardı, bu ablaları çok seviyorum !
"Hye Mi nerelerdeydin ? Kayboldun sandık, o kadar çok korktum ki !"
"Özür dilerim evde yoktunuz bende Kyu... bir arkadaşımın evine gittim."
Sıcak kollarıyla beni sarıp içeri soktular. Anlaşılan hâlâ babam ve abim yok, zaten olmamaları daha iyi onların yüzünü görmek istemiyorum.
Beni çekiştirerek oturma odasında ki bir koltuğa oturttular, biri sağ biri sol koluma girdi.
"Peki yarışmada ne oldu ?"
"Bugündü değil mi yarışma ?"
"Yarışma da üçüncü oldum... ama okullarında okumama izin verdiler yani tam burslu olarak şansım hâlâ var yani"
İkisi de çok neşeli bir şekilde çığlık attılar. Onların bu pozifitf enerjisi beni daha da mutlu ediyordu.
"Karnın aç olmalı sana gidip bir şeyler hazırlayım ben odanda dinlen istersen huh?"
Teşekkür edercesine eğilip odama çıktım ayağım daha da iyi olmuştu sanki hâlâ biraz sızı vardı ama yinede kendimi iyi hissediyordum. Artık bir sanat okulu okuyacağım değil mi ? Ne harika! Hayallerime her adımda daha da yaklaşıyorum.
Kendimi yatağa fırlattım daha önce hiç fark etmemiştim ama tavanda ay yıldız çıkartmaları vardı. Annem de benim odam için almıştı her akşam yatmadan önce yanıma gelir çıkartmaları seyrederdik belki gerçek değil di ama yinede çok mutlu oluyordum çünkü annem vardı yanımda ondan başka kimseye ihtiyacım yoktu...
Beni düşüncelerimde ayıran ablalar oldu elinde tepside kızarmış ekmek domates peynir ve süt. Hepsini hemen bitirdim pek fazla yemediğim için bugün daha iştahlı yememe sebep oldu.
Kapı zili çalındı birden ablalar telaş edip aşağı indiler neden bu kadar telaş ettilerki? Kapıya yöneldiklerinde bende odamın kapısından aşağı baktım. İçeriye çok hoş giyinimli güzel bir bayan girdi.
"Hosgeldiniz Bayan Kim"
Bu kadın kim?
"Hye Min burada mı?" diye sordu beni nereden tanıyor olabilir ki?
"Evet şuan odasında." dediğini duyduğum gibi içeri fırladım neden bu kadar telaş yaptığımı bilmiyorum. Yatağa oturup bekledim. Odamın kapısı açılınca daha da irkildim. Odaya girdiğinde direk bana baktı ve bir süre sonra göz yaşları doldu ve yanıma koşarak bana sarıldı ne olduğunu bile anlayamadım.
"Hye Min canım sonunda seni gördüm. Ne kadar çok büyümüşsün seni en son doğduğunda gördüm ve seni çok özledim birtanem."
Saçımı okşuyor beni öpüyordu bir neden den ötürü kendimi mutlu hissediyor ve rahatsız değildim ama neden ?
"S-sen kimsin?"
Bana daha da sıkı sarıldı anlımdan öptükten sonra gözlerimin içine baktı.
"Ben senin biyolojik annenim yani gerçek annen"
Biyolojik annem mi ? Gerçek anne mi burada ne oluyor böyle? Benim bir tek annem var ve o da artık burada değil ! Seni tanımıyorum bile hayatımda ilk kez görüyordum. Bu...Bu... Saçmalık.
Kollarını üzerimden çektim kendimi geriye aldım.
"Sen benim annem olamazsın benim annem öldü."
Daha fazla konuşmama izin vermeden bana bir kez daha sarıldı.
"Biliyorum sana annelik görevimi yapmadığım için özür dilerim ve bu bir gerçek ben senin annenim."
Yanaklarım ıslandı sanki? Benim bir tek annem var neden herşeyi geç öğreniyorum.
Kendimden daha da uzaklaştırma ya çalıştım. Beni kendine bastırarak engelliyordu. Neden herşey bu kadar karmaşık?
"Çok çok özür dilerim Hyi Min çok özür dilerim ! Seni benden baban ayırdı. Seni çok özledim!"
Söyledikleri üzerine daha kötü oldum ne demek oluyor bu şimdi bu zaman 'anne' diye bildiğim kadın gerçek annem değil miydi yani?
"Beni yalnız bırak seni tanımıyorum ! Çık lütfen odamdan !"
"Ben Özür dilerim..."
"Özür dileme seni tanımıyorum lütfen çık!"
Gözlerindeki yaşları sildi yanıma çekildi.
"Anladım tabi beni tanımazsın beni dinle sana anlatayım?"
Ne anlatacak? Sessizce oturup bekledim ellerimi göğsümde birleştirdim.
"Ben senin gerçek annenim seni kim hangi yalanla büyütt-"
"Dur dur dur beni sonsuz sevgisiyle annem büyüttü annem hakkında yalancı olarak bahsedemezsin!"
Biraz daha duraksadı " Seni kim büyüttü bilmiyorum ama sen benim kızımsın, seni ben doğurdum , ben senin annenim. Sen doğduktan sonra seni daha elime alamama izin vermeden benden alıdılar. Hepsi baban yüzünden kendisi "Kızını sana veremem o sana ait değil" dedi benden çaldı. "
Herşey gerçekten çok karıştı şimdi benim annem bana yalan söylemez "Ben sana inanmıyorum annem beni seviyordu bana yalan söylemez!" Kalbim çok kırıldı gözlerimden yaşlar akıyordu neden mutlu olmak zor ?
Bay Park -babam- girdi. "Senin burada ne işin var ? (!)" Tanımadığım bayan hızla ayağa kalkdı göz yaşlarını sildi, telaşlı görünüyordu. "Ben sadece kızımı görmek istedim o kadar." Bay Park hızla gelip bayanın kolundan tuttu çekip götürecekken kolunu hızlıca çekti acımış olmali ki kolunu ovuyordu. "Kızım dan beni yeterinden fazla uzaklaştırmadın mı ! Bırak beni onunla olmak istiyorum!" " Ben istemiyorum!" diye bağırdı , ben bile çok korktum kendimi daha da geriye attım. Araya girmeliymişim gibi hissettim. Kadın kendini yere attı Bay Park'ın elinden tuttu. " Lütfen...Lütfen yalvarırım kızımı bir daha benden alma lütfen." Umursamaz şekilde bakıyordu kadına.
Kendimi tutamadim. Kadını tutup kaldırdım. Bay Park'a döndüm. "Eğer o benim annemse beni annemden ayırdığın için seni pişman edicem Bay Park!" bu sözüme çok şaşırmış görünüyordu , bende çok şaşırdım bir andan ağzımdan çıkan bir şeydi. "Şimdi çık odamdan!"
Sadece çıkışını izledim. Kadına döndüm. "Unni sen benim gerçek annem olduğuna emin misin?" gözleri daha da yaşlarla kaplandı makyajı akmış durumdaydı ama yinede güzel görünüyordu.
Mutlulukla gülümseyen gözleriyle kafasını evet olarak salladı. " O zaman DNA testi istiyorum ama sana 'anne' diyebileceğimi sanmıyorum." hafif bir düş kırıklığına uğramış olasa kabul etmişti. Gerçekten de biyolojik annem olabilirdi ama bana hergün sarılan, bakan, beni sevdiğini söyleyen annemle bir tutulamaz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALERİN PEŞİNDE ✅
FanfictionHye Min bu dünyada tek başına yaşayan bir kız annesi kanser hastası hastanede babası çok küçükken onları terk etti. Annesinin sağlığına kavuşması için çalışan kız hemde hayali olan dans etme arzusunu gerçekleştirebilecek mi ? Yoksa her şey daha da m...