Bayan Kim ile hastaneye gelmiş DNA destimizin sonucunu bekliyorduk. Çok telaşlıydım, birazda kendimi kötü hissediyordum. Bayan Kim benim gerçekten annemse eğer ne yapacağımı bilmiyorum bunca zaman annem neden bana hiç bahsetmedi. Kalbim paramparça olmuştu.
Bayan Kim annem olduğundan o kadar emin ki hiç şüphe duymuyordu DNA testinden,yinede yüzü gülüyordu. Hızla ayağa kalmasıyla irkildim bende o etkiyle ayağa kalkdım doktor gelip bizi gülümseyerek yaklaştı. "Evet. Bayan Kim , Park Hye Min sizin kızınız hiç şüpheniz olmasın. " dedi bu sözleri beni mutlu mu yoksa mutsuz mu yapmıştı. Bayan Kim bana sarılıyordu mutluydu ya ben ne hissetmeliyim bilmiyorum.
Neden bana hiç bir şey söylenmemişti? Benim dışımda herkes herşeyden haberdar. Babam neden beni Bayan Kim'den ayırdı. Herşeye bir cevap istiyorum...
~•~•~•~
Bugün artık okula gidiyorum. Eski okulumdan buraya kaydımı aldık. Bayan Kim ne kadar o na 'anne' dememi istesede yapamıyorum, içimden gelmediği sürece diyemezdim. Bay Park'a demediğim söz kalmadı. Sorularıma cevap arıyorum ama kimse bir şey demiyordu. Bayan Kim'de artık bizimle kalmaya başladı.
"Bayan Kim beni bırakmak zorunda değilsiniz. " gözlerini bana dikti "önemli değil ben seni okuluna kadar bırakmak istiyorum." bu sözüne bişi diyemedim.
Okuluma ikinci kere geliyordum ve yine büyülendim. Gerçekten çok güzel bir yer, kocaman bahçesi, basketbol potası, çardak, dinlenme yerleri gerçekten çok güzel. Okul desen saray gibi. Sanırım buraya aşık oldum.
Okulun girişine gelince Bayan Kim'e döndüm. "Teşekkür ederim, bana sahip çıkıyorsunuz. " bana tekrar sarıldı, karşılık vermek konusunda tereddüt ettim. "Önemli değil sen benim kızımsın ve bende senin annenim tabikide sana sahip çıkacam ben sana bakmazsam kim bakar." son kez anlımdan öptü ve beni içeri kadar bırakıp geri döndü sadece el sallamakla yetindim.
Müdürün odasına gidip sınıfımı öğrendikten sonra, sınıfta doğru gittim çok korkuyorum, heyecanlıyım umarım sınıftakilerle iyi anlaşabiliriz.
Kapıya vurdum ve içeri girdim öğretmen beni görünce hemen yanıma geldi. Beni sınıfın ortasına kadar götürdü. "Yeni öğrencimiz. " dedikden sonra bana döndü "Kendini tanıtabilirsin." diyerek gülümsedi. Öğretmen bana orada gülümsemeseydi içim de hâlâ korku damlaları olabilirdi.
"Merhaba, Ben Park Hye Min. "
Hoca bana en ön sıradaki yeri işaret etti. Hemen yerime oturdum. Yanımda ki kız çok sevimli ve güzel iyi birine benziyor ama Hyuna'yı da öyle düşündüm ve bana düşman çıktı. Artık kimsyei tam olarak tanımadan düşünmemeliyim. "Park Hye Min, dersten sonra yanıma gel sana ders programını vericeğim." kafamı tamam olarak salladım. Hâlâ içim heyecan doluydu.
Sınıftan çıktım. Başımı aşağı eyip ayaklarımı seyrederek ilerliyordum. Ne yapmalıyım? Çok utanıyorum kim bilir ne kadar yetenekli insanlar vardır burada. Kimsenin yüzüne bakamıyorum.
Biriyle çarpışmamla yere düşmem bir oldu. Kim olduğunu görmek için kafamı kaldırıp baktım. "Kyungsoo! Sen burada mı okuyorsun?" Kalkmama yardım etti. Elini ensesine götürüp kaşiyordu. "Sana söylemedim değil mi?"
" Evet söylemedin. Neden söylemedin herkes benden bişiler saklıyor hiç hoş değil gerçekten."
Elimi tutup kendine çekti. "Gercekten özür dilerim, sana söylicektim senin sınıfını arıyordum süpriz yapmak için. " Ne yapacağımı şaşırdım. Şuan Kyungsoo'ya çok yakınım. "T-tamam özrünü kabul ediyorum ama şey elim..." Kyungsoo elimize baktı ani bir telaşla elini çekti. Tekrar özür diledi. Yanaklarım ısınıyordu galiba sadece eli elime değdi diye neler oluyor bana?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALERİN PEŞİNDE ✅
FanfictionHye Min bu dünyada tek başına yaşayan bir kız annesi kanser hastası hastanede babası çok küçükken onları terk etti. Annesinin sağlığına kavuşması için çalışan kız hemde hayali olan dans etme arzusunu gerçekleştirebilecek mi ? Yoksa her şey daha da m...