Derin bir nefes aldım.
Elimle saçlarımı karıştırdım.
Ne yapıyorduk?
Nereye gidecekti bu konuşmanın sonu?
O an, karşı hattan gelen sessizliği dinliyordum.
Burun çekiş sesleri yankılandı.
Ezik falan mıydı bu?
Niye sürekli ağlayıp duruyordu?
Ağlamak hiçbir şeyi çözmüyordu.
Acıyı atmazdı.
Sadece olaylardan kaçtığını zannederdin.
Çok ezikçeydi.
Gizli ağlamak daha da ezikçeydi hatta.
Tıpkı benim yaptığım gibi.
Oflayıp kendimi toparladım.
Bir şey diyecektim ki; karşı taraftan gelen kadifemsi ses, benden önce davrandı.
Biraz titriyordu sesi.
"N-neden bilmek istiyorsun?"
Sertçe yutkundum.
"Israrla beni aradın ve açtığım zaman kesintisiz 1 saat ağladın. Yanlışlıkla aramış diyemem çünkü beni aramaya devam ettin.
...
Fark ettim ki; sana soracak çok sorum var. Üsteli seni tanımıyorum bile."Ses gidip geldi bir an.
Sonra daha çok ses gelmeye başladı.
Daha çok ağlamaya başlamıştı.
Tanrım...
"S-seni tan-tanımıyorum b-bile. B-başkalarına m-mı an-anlatacaksın?"
Gözlerimi devirdim karşımdakinin salak oluşuna.
Beni tanımamasına rağmen, hayvan gibi ağlamıştı. Fakat hala 'sini tinimiyirim bili' tavırları çiziyordu.
Gözlerimi bir kez daha devirdikten sonra cevapladım.
"Merak etme, yalnız bir insanım. Anlatıp dedikodunu yapacak pek fazla kişim yok."
Acı gibi gülümsedim.
"O-oh, üzüldüm."
"Önemli değil. Her neyse, anlatıp merakımı gider ve bir daha konuşmayalım."
Yutkunma sesini duyabilmiştim.
Korkuyla soru sordum.
"Lütfen sevgilisinden ayrılıp, kendi kendine depresyona giren ergenlerdenim deme!"
Karşı taraftan bir kıkırtı geldi.
Gülmesi hoşuma gitmişti.
Gülümsedim istemsizce.
"Hayır, hiç sevgilim olmadı. Sadece..."
Bekledim.
"Sadece, Monofobia hastasıyım ben."
Ne?
"O nasıl bir hastalık? Fiziksel bir şey mi?"
"Hayır, ruhsal. Yalnızlıktan korkma hastalığı."
Kaşlarımı çattım.
"İyi de; herkes yalnızlıktan korkar?"
Burnunu çekti.
Ağlıyordu yine.
"Ben, ölüm gibi korkuyorum."
Nefesimi tuttum, sanki nefes almayı unutmuştum.
Ne diyecektim ki ben?
Ne diyebilirim?
Birazcık düşündüm, fakat benden önce konuştu.
"Bazen kendimi öldüresim geliyor, ağlayasım geliyor. Ki ağlıyorum..."
"Ölme."
Düşünemeden konuşmaya başladım.
"N-ne?"
"Ö-ölme. Ölmeye kalkışma."
Düşünemeden ağlamaya başladım.
"Sana yardım edeceğim, artık daha fazla yalnız kalmayacaksın."
