sixteen

1.3K 163 25
                                        

Duvardaki saate göz attım.

20:56

Suratımı astıktan sonra, kulağımdaki telefona konuştum.

"Saat 20:56, uyuyacak mısın?"

"E-evet."

Uykum yoktu, onunla konuşmak istiyordum.

Uykum olsa da fark etmezdi, onunla sabahlara kadar konuşmak istiyordum.

Bu gece için, sesini duysam? Gülüşlerini duysam?

"Sadece bu gecelik konuşsak olur mu?"

Derin bir nefes vermişti karşı taraftan.

Hayır, neden ille bu saatte uyuyordu anlamıyordum.

Bir şeylerden mi korkuyordu?

Jeon Jungkook, çok tuhaftı.

"Ş-şey b-ben bilmiyorum Yoongi-ah."

"Merak etme Jungkook, eğer bir şeylerden falan korkuyorsan ben yanındayım. Yani pek yanında değilim ama olsun..."

Kıkırdadı.

"Yani b-bir şeylerden korkuyorum ama, yanımdasın biliyorum Yoongi!"

Neyden korkuyorsun Jungkook?

"Elbette yanındayım Jungkook. Neyse, lütfen Jungkook, lütfen. Hem, yarın cumartesi."

Pes etmişçesine nefes verdi.

Sırıttım.

"Pekala, Yoongi. Ne konuşabiliriz?"

"Bana şarkı söyleyebilirsin."

"Ş-şarkı ne alaka ki?"

"Ses tonun melek gibi, eminim ki sesinde çok güzeldir. Hadi bana şarkı söyle."

"B-ben... b-bilmiyorum. Söyleyebilir miyim ki?"

"Eminim söylersin Jungkook. Hem, asla seni yargılamam."

Nefesleri titredi.

Cidden söylemek istemiyor gibiydi.

"Eğer söy-"

"Havada dolaşan toz parçacığı gibi, toz parçacığı gibi.

Uçan bir kar tanesi olsaydım, sana biraz daha çabuk ulaşabilirdim...

Melekten öte bir sesti bu.

Bazı insanlara normal güzel bir ses gibi gelebilirdi.

Bana niye öyle gelmemişti o zaman?

Yatağıma yatmıştım, telefonu baş ucuma koymuştum.

Gözümden bir yaş düşmüştü.

Belki ben de bir kar tanesi olsaydım, yüzünü görmediğim meleğime ulaşabilirdim.

Ulaşabileceğimi söylemek istemiştim.

Gözlerimi kapatmıştım, onu dinlemeye devam etmiştim:

... Kar taneleri düşüyor; yavaş yavaş uzaklaşıyorum senden.

Özledim seni, özledim seni.

Daha ne kadar beklemem gerek?

Daha kaç gece uyanık kalmam gerek?

Seni görebilmek için.

Sana kavuşabilmek için.

Soğuk kış geçip, bahar günleri yeniden gelene kadar;

Çiçekler açana kadar,

Orada biraz daha kal lütfen,

Biraz daha kal."

Şarkı bittikten sonra yorum yapmak istesem de, gözlerim aniden kapanı vermişti.

Sonra ne olduğunu hatırlamıyordum.

---

Jungkook şarkıyı bitirdikten sonra stresli bir nefes verdi ve neşeyle konuştu:

"E Yoongi, nasıldım? Güzel söyledim mi?"

Cevap bekledi Jungkook, fakat hala bir cevap gelmemişti.

Kaşlarını çatıp Yoongi'ye seslendi.

"Yoongi? Yoongi orada mısın?"

Telefonu kulağına yapıştırdı; kedi mırıltısına benzer bir ses duyduğunda gülümsedi.

Gerçekten uyumuştu.

Uykucu.

Jungkook da yatağına yerleşti ve yorganı üzerine çekti.

Telefonu baş ucuna koydu.

Gözünden bir yaş akmıştı o sıra.

Belki de uçan bir kar tanesi olsaydı, yüzünü görmediği ilacına ulaşabilirdi.

Söylemek istemişti her şeyi.

Birazcık dinledi nefesleri.

Nefesi kesildi.

Fakat kapatmaya karar verdi, belki kolu bir yere çarpardı ses çıkarırdı, rahatsız olurdu Yoongi.

Jungkook gülümseyerek elini kapatma butonuna götürdü.

Basmadan önce mırıldandı:

"Seni seviyorum Yoongi."

Arama sonlandırıldı.

i called 'yoonkook'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin