Bir hafta önce bölümün yarısını yazmıştım, baya uğraştım ama zar zor çıktı diğer yarısı. Yalnız işin komiği, asla kafamdaki kurguya göre ilerlemiyorum lhfwhuıweh Yine de bir an önce kafamdaki asıl olayları gerçekleştirmek için biraz hızlı ilerliyorum, okullar açılıyor malum... Bu sene ineklemeyi düşünüyorum hadi inşallah dlksjdıoqw
Multi ; Bizimkiler ve Bear temsili sfpoıjıojhfıoqew
İyi okumalar!
*
İfadesiz yüzüm eşliğinde kapıyı anahtarla açıp içeri doğru adımladığımda dışarıya kadar gelen gürültüler aniden kesilmişti. Salona gittiğimde Louis'nin yerdeki Twister'ı toplamaya çalıştığını, Zayn'in abur cubur tabaklarını üst üste koyup mutfağa götürmek için uğraştığını, Harry ve Niall'ın da Bear'a pijamalarını giydirip uyutma çabalarına girdiğini gördüm. Hepsi yakalanmanın verdiği sessizlikle bana döndüğünde, onlara bağırmaya başlamamam ve yüz ifademden bir şeylerin iyi gitmediğini anlamış olacaklar ki toplanmayı bıraktılar. Niall pijamasını ters giydirdiği Bear'ı alıp bana doğru ilerlediğinde gözlerimi devirdim.
"Bu sessizlik iç açıcı değil." Dedi Harry ben Bear'ı Niall'ın kucağından alıp koltuğa yatırarak pijamasını çıkarırken.
"Bugün içiyoruz." Dediğimde hepsi öylece kalakaldı. Bunu en son Cheryl Bear'ı bana bırakıp gittiği gün yapmıştık. Ne yapacağımı şaşırmış durumdaydım, sarsılmış hissediyordum ve çocuklarla birlikte sabaha kadar içmiştik. Ancak o günden sonra, Bear evdeyken içkilerin dışarı çıkmasına izin vermemiştim.
Bear normalde üstü giydirilirken çok hırçın olurdu ancak o bile mutsuzluğumu fark etmişçesine sakince pijamasını düzeltmemi beklemişti. Oğlumu yanımdaki ağzı şaşkınlıktan açık kalmış Louis'ye teslim ettikten sonra mutfağa gittim ve mama sandalyesini taşıyarak salona geri döndüm. Sandalyeyi salondaki büyük masanın başına koyduğumu gördükleri dakika birkaç kat daha şaşırmışlardı.
"O da mı bizimle içecek?" Diye soran Niall'ın sesindeki saflık beni gülümsetmişti. Kafamı salladığımda aralarında tekrar bir bakışma geçti. Daha önce ona bira içirmeye çalışmışlardı ve dördünü de evden kovmuştum, evet. Ancak zaten gerçekten içirmeyeceklerdi, çocuk kokusunu alınca hapşurduğu için bunu çok tatlı bulmuşlardı ve koklatıp durmuşlardı. Bu yüzden söylediğim şey onları dehşete boğmuş gibiydi.
Mutfağa geri döndüğümde peşimden geldiler. Zayn'e bardakların olduğu tepsiyi verdikten sonra içki dolabımı açıp en ağırlarından birini çıkararak onu da Harry'e verdim. Onlar içeri geçerken Bear'ın sütünü ısıtmaya koymuştum. Bunu gören Niall rahat bir nefes verirken dolaptan çikolata tozunu çıkardı. Bear'a çok sık çikolatalı süt vermezdim çünkü bunun da sağlıksız olduğunu düşünürdüm. Ancak gördüğüm kadarıyla bugün soslu cips ve çikolata yemişti, bir günlüğüne sağlıksız beslenebilirdi.
Her şey tamam olduğunda biberonu doldurup çalkaladım ve onu da Louis'nin kucağındaki Bear'a verdim.
"Üstümü değiştirip geliyorum." Kafalarıyla onayladıklarında eşofman takımı giyip salona geri döndüm. Hepsi masanın etrafında, başta mama sandalyesindeki Bear olmak üzere oturmuşlardı.
"Kızlar nerede?" Diye sordum tek boş sandalyeye otururken. İçkileri dolduran Harry, "Bear'ı uyutup merkezdeki fuara gittiler. Muhtemelen şimdi Destiny'nin evindelerdir." Diye açıklama yapmıştı. Bear'ı uyandıranın kim olduğunu sormadım, bu dörtlü evdeyken bebek uyuması mucize falan olurdu.
Hepimiz aynı anda içkilerimizi aldık ve sessizce içmeye başladık. Bu yıllardır yaptığımız bir şeydi. Birlikte oturur ve sırayla sorunlarımızı söyleyerek içerdik. Normalde zaten beş aptaldık, içince daha kötü oluyorduk ama en azından depresyon havamızdan anında sıyrılıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Therapy / LP
Fanfiction"Bunu yapabilir miyiz? Biliyorsun, ben hastayım. Temizliğe takıntılıyım." "Sorun yok, ben de sana takıntılıyım."