Bölüm 46: Yanımda Kal

12.8K 1.2K 310
                                    

Gecenin sesleri iki gencin etrafını sarmış, onları bir an için gerçek dünyadan uzaklaştırmıştı. Ormanın içinden gelen Baykuş sesi gecenin diğer seslerinin arasında ayırt edilebilecek kadar yüksek bir tondaydı. İdil, genel yargıya kıyasla o sesi hiçbir zaman felaket sesi olarak düşünmemişti ama şuan acı çeken kalbini de teskin etmediğini biliyordu. O an yaşadığı tüm olayların bir an önce sonlanmasını ve her şeyin başlamadan önce ki halini almasını diledi. Annesinin komada olsa dahi yaşadığı ve kendisinin Zafer kolejine gelmediği anları.

Ne yazık ki öyle bir teknoloji hala keşfedilmemişti.

"Ben.." dedi sakin tutmaya çalıştı ses tonuyla Sarp. Genç Kızın gözlerine bakmak yerine bakışlarını ormanlık alana çevirmişti. Kesik kesik nefes alıyordu. Sanki ağır bir beton yığını altında ciğerleri eziliyormuş gibi. Gri saçları havada ki nemden dolayı kabarmıştı. Mavi gözlerinin altındaki mor halkalar onunda pek iyi bir ruh halinde olmadığını gösterir gibiydi. Dolgun dudakları, yüzü gibi bembeyaz bir hal almıştı. Konuşmadan önce çenesini sıvazladı ve  uzun süre suyun altında kalmış gibi derin bir nefes aldı.

"Yanımda kalmanı istiyorum İdil." Dedi ellerini avuç içleri dışarıda olacak şekilde çaresizliğini ifade etmek için uzatmıştı. "İnan o kız için herhangi bir duygu yok içimde." Dudaklarını birbirine bastırıp bir süre nasıl konuşması gerektiğini düşündü. Genç kızı ikna etmek istiyordu ama bunu nasıl yapması gerektiğine karar verememişti.

İdil  ağır ağır başını salladı. Adamın böyle konuşacağını biliyordu. Sarp'ı az çok tanımıştı. Bu işi kaçamak cevaplar ve gerçekleşmeyecek vaatlere kanıp kapatmayacaktı. İdil her zaman bir karar alırken sancılı bir dönem geçirir ve durumu enine boyuna düşünürdü. Vardığı sonuçtan ise kimse onu döndüremezdi.

Bu yüzden adamın konuşmasına karşılık başını sağa sola salladı. " Biliyorum. Kalbin hala başkasına ait. Bu kişinin de İlayda olmadığını biliyorum. Ama biz birbirimize iyi gelmiyoruz Sarp, bunu birkaç olayda gördük."

Sarp yerinde duramayarak olduğu yerde sağa sola doğru yürümeye başladı. Yine öfkelenmeye başlamıştı. İdil onun bu hallerine baktıkça istediği yapılmamış şımarık, küçük bir çocuk görüyordu.

"Bazen düşünüyorum. Eğer o karşıma çıkmasaydı ne olurdu?" Diye tısladı dişlerinin arasından. İdil cevap vermedi. Bu konuşma ona yapılmamıştı. Genç adam kendi kendine konuşuyormuş gibiydi.

Yine de İdil dayanamayarak cevap verdi. "Bence bizim kaderimiz bir yazılmamış." Dedi yerdeki taşa istemsizce vurarak. Konuşmanın bir an önce bitmesini diliyordu.

"Ne kadar bir araya gelmek istesek kader bizi bir o kadar uzaklaştırıyor."

"Böyle olmak zorunda değil." dedi Sarp çaresiz bir sesle.

İdil başını sağa sola salladı. Bunu kabul etmeyecekti. En azından kendine olan güvenini kaybetmek istemiyordu. Şu hayatta geriye neyi kalmıştı zaten. Hayatı boyunca bir adamın ikinci seçeneği olmaktansa o adam için hiç var olmamayı tercih ederdi.

"Artık son olsun Sarp kısa zamanda buradan da ayrılacağım." Dedi ve genç adamın tek kelime etmesine fırsat vermeden arkasını dönüp yurda doğru ilerledi. Genç adamın bakışlarını sırtında hissetmesine rağmen geri adım atmadı. Gözlerinden akan yaşı hırsla silerek gecenin karanlığının bedenini sarıp sarmalamasına müsade etti.

Yurda ulaşmak için ormanın ortasından geçen patikaya yöneldi. Burası gece yürünmeyecek kadar karanlıktı ama İdil'in o an hiçbir şey umurunda değildi. Bir an önce sayılı günler kaldığı yurdunda yatmak ve dinlenmek istiyordu. Yakın zamanda bir yatağı olacağından bile kuşkuluydu. Eski hayatından sonra rahatlığa istemsizce alışmıştı.

KAÇIKLAR KULÜBÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin