Bölüm 10

246 28 13
                                    

LEE

Bu akşam ne yapıyorsun?

Derya aceleyle otelden ayrıldıktan sonra Cho'ya attığım mesajın cevabını bekliyordum. Otelin müdürü beni arayıp yemekte özel olarak bir isteğimin olup olmadığını sormuştu. Çok acıkmıştım ama yalnız başıma yemek istemiyordum. Aceleyle hazırladığım alışveriş listesi Derya'yı otelde tutmaya yetmemişti.

Cho beni davet etmişti ama Derya'nın çağırmamasına içerlemiştim. Eğer gelmemi isteseydi bunu bana kendi söyleyebilirdi. Eğlenirken beni yanında istemiyordu demek. Bunun için otelden koşarak kaçmıştı.

Kursta defterimden kopardığım günlerdir avucumda yırtılmaya yüz tutmuş kağıdı masanın üstünden aldım. Cebimde buruş buruş olmuştu. Derya'ya Türkçe bir şeyler söylerken dikkat etmek istiyordum. Bana hissettirdiği kelimeleri bu kağıda yazmıştım. Başkası okusa yanlış anlayabilirdi ama Derya okuduğunda beni anlayacak tek kişiydi.

Ona artık söylemem gerekiyordu.

Sana söylemiştim. Derya ve diğer iş arkadaşlarımla beraber kutlama yapacağız.

Cho'nun acenteye ortak olmasına sevinmiştim ama iş arkadaşlarını tanımıyordum. Derya onları tanıyor muydu acaba? Ben olmadan eğlenebilecek miydi? Aralarında erkek var mıydı?

Ne güzel :)Tekrar tebrik ederim. Belki akşam laflarız demiştim.

Eminin ki aralarında erkekler de vardı. İçeceklerini biliyordum. Derya içince sarhoş oluyor muydu? Onu tanımadığı insanlarla içerken düşünemiyordum. Cho yanındaydı, ona göz kulak olurdu biliyorum ama yine de aklım onda kalıyordu işte.

Gelmek istemediğine emin misin? Derya'yı alacağım. Senide alırım.

Gitmek istiyordum ama keşke üçümüz baş başa olsaydık. Cho neden diğer iş arkadaşlarını da çağırmıştı ki? Derya'ya eski durumundan bahsettiğini sanmıyordum. Diğer iş arkadaşları biliyor muydu?

Otelde takılacağım sanırım.

Cho acenteye ortak olacağını bana söylememişti. Acaba onu yargılayacağımı mı düşünüyordu? Ona güvenirdim. Geçmişte ne yaşamış olursa olsun ders çıkardığını biliyordum. Onunla tanıştığımda kendini daha yeni toparlıyordu. Aramızda böyle şeylerin problem olmadığını düşünüyordum. Açıkçası ilk bana söylememesine biraz içerlemiştim.

Bara gidince sana konum atarım. Eğer fikrini değiştirirsen haber ver. Seni almaya gelirim.

Kağıtta yazan kelimelere takıldım yine. Derya kehribar rengi gözlerini benden kaçırdığından beri kendime hakim olamıyordum. İlgisini üzerimde hissetmeye o kadar alışıktım ki benden uzaklaşınca kendimi boşlukta hissediyordum. Onun boşaltmış olduğu yalnızlığı başka kimse dolduramıyordu.

Gönülsüzce benim için özel hazırlanmış yemeğe indim. Giriş salonundan geçerken resepsiyondaki sarışın kızın ucuz reveransına aldırmadan nefis kokularının geldiği yemek salonuna doğru süzüldüm. Cho ıslatacakları barın konumunu atmıştı.

Açlıktan geberiyordum ama canım bir şey yemek istemiyordu. Beyaz porselen tabağın içindeki sebzeleri karıştırdım durdum bir süre. Belkide cebimde buruşturduğum kağıdı atmalıydım. Derya benimle takılmak istemiyordu işte ki yemeğimi yalnız yiyordum.

Akrep yelkovanı kovaladı. Yemek salonu boşalmak üzereydi. Hala masamda oturmuş Derya'nın başkalarıyla şişe tokuşturduğunu hayal ediyordum. Cebimdeki kağıdı sıktım.

Hızla masadan kalkıp 7240 numaralı odama çıktım. Valizimde stokladığım parfümlerimden açılmamış bir şişe çıkardım. Baş belası parfümümü gizlice kullandığından haberdar olduğumu bilmiyordu herhalde. Fikri bile beni gülümsetiyordu. Daha önceki hiç bir kız arkadaşım parfümümü kullanmayı istememişti.

Hayallerin ÜstüneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin