"Hayır, daha fazla çikolata almayacağız."
"Çocuklar ne istiyorsa onu alır!" Zac'in eline bir çikolata daha tutuşturup birkaç tanesini sepete attığında gözlerimi devirdim.
"Hiç dişi kalmayan bir canavara dönüştüğünde bir kız arkadaş bile alamayacak ama." Söylediğimle Zac ağlamaya başlarken babasının paçalarına sarıldı.
"Sen kötü bir annesin, Perrie." Ona dil çıkardığımda gülümseyip kolunu omzuma attı ve dudaklarımın üstüne bir öpücük bıraktı.
"Anne sadece şaka yaptı Zac. Babasının oğlu, kızlar kapında yatacak." Kaşlarımı çattığımda sevimli bir şekilde sırıttı.
"Ağlamayı bırak Zac. Sadece çikolata yememen için söyledim." Zac, babasının paçalarını bırakıp burnunu çekerek bana döndü ve düşmanca gözlerini kıstı.
"Sen kötü bir annesin, Perrie." Babasını taklit ettiğinde kahkaha attım. Ve kahkaha atarken gözümün arkaya kaymasıyla, kocamın omuzlarının üstünden onu gördüm. Oradaydı ve yüzünde buruk bir gülümsemeyle bana bakıyordu. İngiltere'den taşınalı 7 yıl olmuştu ve onun burada ne işi olduğunu bilmiyordum.
"Alex, siz gidip şunları ödeyin, tuvalete gitmem gerekiyor." Alex beni başıyla onaylayıp kollarıyla beni sıktı ve Zac'i elinden tutup kasaya doğru ilerlemeye başladı.
Ona bakmamaya özen göstererek marketten çıktım ve alışveriş merkezinin koridorunda hızlıca yürümeye başladım. Belki de halisinasyon gibi bir şey görmüştüm, çünkü onu en son 7 yıl önce, İngiltere'de görmüştüm ve 7 yıl sonra Chicago'da ne işi olduğunu bilemiyordum.
"Perrie!" Duyduğum sesi olduğum yere çakılmamı sağlarken gözlerimi sımsıkı kapattım ve derin nefesler almaya başladım. "Bunun sen olduğuna, inanamıyorum." Gözlerimi açtığımda karşımdaydı. Sakalları ve saçları uzundu, aralardaki beyazlar kendini belli ediyordu ama kirpikleri yine upuzun, yine hançer gibiydi. Vücudu eskisi gibiydi ve bu komikti, çünkü gözlerinde yaşlılığı görebiliyordum.
"Normal değil mi?" Cevap verdiğimde gülümsedi. Gülümsemesi değişmemişti, üzerinden geçen yedi yıl, bir evlilik ve bir çocuğa rağmen hâlâ beni etkiliyordu. Ama eskisi gibi değil.
"Sen... Evlenmişsin." Kendimi zorlayıp gülümsedim ve başımla onayladım. "Ne zaman?"
"Dört yıl önce." Onun evlenmediğini biliyordum. Yaşlı ve popüler olmamasına rağmen magazin gündemlerine ara sıra geliyordu.
"Ve bir oğlun var." Başımla onayladım.
"Adı Zac. Bilirsin, Zayn fazla tuhaf bir isim." Kıkırdayıp ensesini kaşıdığında gülümsedim.
"O nasıl? Yani, kocan." Başımı dikleştirdim ve sorduğu soru karşısında ağlamamak için birkaç saniye yukarı baktım. Soruyu sorarken kaşlarını çatmıştı, zorlandığını anlayabiliyordum.
"O iyi biri. 30 yaşında." Özellikle yaşını söylediğimde yutkunup başıyla onayladı.
"23 yaşındasın Perrie. 40 yaşındayım." Omuz silktim.
"39. Ama bunun bir önemi yok, biliyorsun-"
"Sevgilim?" Yanımda Alex'in sesini duyunca yüzüme bir gülümseme yerleştirdim. Alex kaşlarını çatıp Zayn'e bakıyordu. "Ve Zayn Malik?" Zayn zorlukla gülümseyip başıyla onayladı ve kocama elini uzattı.
"Alex."
"Uhm, ingilteredeyken Zayn'le komşuyduk, şimdi karşılaştık." Alex başıyla onayladığında elini tuttuğu Zac onu çekiştirmeye başladı.
"Gidelim artık!" Zac'in bağırışıyla Zayn'i kaçamak bir gülümseme eşliğinde başımla selamladım ve Alex'in elini tutarak oradan uzaklaştım.
Alex ile mutluydum, üç yaşında, oldukça inatçı ve sevimli bir oğlum vardı ki onu Alex'ten de çok seviyordum. Alex'e aşık değildim, aşk insanın başına bir kez gelirdi ama seviyordum.
Ve Zayn ile ben, yedi yıl sonraki karşılaşmamızın ardından, birbirimizin kaderlerinde asla var olmadığımızı tamamen anlamıştık. Biz imkansızdık ama aşk ondaydı, hep onda kalacaktı.
"Aşk, büyüyünce unutulacak ucuz bir şey değil."
✨✨✨
On iki bölüm ve on üçüncü epilogue, sanırım bu özel sayılar ve sondaki o özel cümle için bu kitabı en büyük şansıma adıyorum. Güzel zamanlar için teşekkürler! 🌹
-Eliza
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİBAL / ZERRİE [TAMAMLANDI]
Fanfiction#1 - zerrie #1 - perrieedwards #1 - litlemix Küçük, saf bir kız ve büyük, kirli bir adam. "Aşk büyüyünce unutulabilecek, ucuz bir şey değil." (Yaş farkı içerir)