"Seksi görünmek için şartlarını çok zorluyorsun."
"Ha?" Tek kaşımı kaldırdığımda Zayn'in gülüşü yüzüne yayılmıştı. İşaret parmağıyla üzerimi işaret etti.
"Fazlasıyla zorlama bir görünüş, 14 yaşındaki bir çocuk için."
"16!" Aniden bağırdığımda yaptığımın farkına vararak elimle sertçe ağzımı kapattım. Gözlerim yerlerinden fırlayacak kadar açılmışken, Zayn kafasını geriye atıp şen bir kahkaha attı.
Tanrım.
Tapılası bir güzelliği vardı.
Güzelliği karşısında ağzımı kapatan elim düşerken Zayn de kahkaha atmayı bıraktı.
"Umarım çocuk kaçırmaktan hapse girmem." Bunları söylerken kaşlarını kaldırmıştı.
"Sen kaçırmadın, ben kaçtım." Gülümseyerek yanına yaklaşmaya başladım. Zayn önündeki defteri kapatıp bana odaklandı. Bu an, paha biçilemezdi. Aşık olduğum adam bana odaklanmıştı. Aramızdaki 12 yaş beni memnun ediyordu. Böyle bir adamın kanatları altında olmak oldukça güzel olurdu. Onun ne düşündüğünü bilmesem de, bir şekilde beni sevmek zorundaydı.
Çalışma masasına oturup bacaklarımı onu arama alacak kadar açtım. Gözü bir saniyeliğine açılan bacaklarımdan elbisemin eteğine doğru kaysa da hızlıca başını kaldırıp çatık kaşlarıyla bana baktı.
"Beni böyle mi tavlayacaksın?" Sorduğu soruyla gülümsedim ve yüzümü yüzüne yaklaştırdım. Artık nefeslerimiz yüzlerimizi okşuyordu.
"İşe yaramaz mı?" Zayn yüzünü benimkinden uzaklaştırıp muzipçe sorıtarak dişlerini görmemi sağladı. Araya sıkışan dili ağzına bir sandviç havası katıyordu. Evet, evet sandviç. Hani dişlerinin arasında ya. Evet o yüzden.
Ağzından bir "cık" sesi çıktığında moralimi bozmak istediğini bildiğim için gülümsememi bozmadım. Sandalyesinden kalktığında ben de masadan kalktım ve yine karşısında dikildim. Aramızda yaklaşık 1 metre vardı.
"Üzerime bir şeyler vermelisin yoksa bronşit olup öleceğim." Söylediklerim üzerine Zayn tek kaşını kaldırıp bir şey arıyormuş gibi gözlerimin içine baktı. Cürretkar bir şekilde ben de gözlerimi onunkilere diktim.
Nasıl odaklandıysam, kendi tişörtünü çıkardığını tişörtü kafasından geçirene kadar görmedim.
Çıplak kalan gövdesini gördüğümde nefesim kesilirken bir elimle arkamdaki çalışma masasından destek almak zorunda kaldım. Uzaktan hayran olduğun birini böyle görmek, insanı kalp krizine sürükleyebiliyordu. Gözlerimi gövdesinde, dövmelerinde ve karın kaslarında gezdirdim. Müziği bırakmıştı ama sporu bırakmadığı her halinden belliydi. Tişörtü bana uzattığında nihayet bakışlarımı gövdesinden çekip yüzüne getirdim.
"Erkekler böyle tavlanır." Ne demeye çalıştığını ilk anlamasam da, beş saniye kadar bir tişörte, bir Zayn'e alık alık baktıktan sonra anlamıştım. Gülüp uzattığı tişörtü almadan önce kendi elbisemi eteklerinden tutup kaldırdım ve başımdan çıkardım.
Zayn yarı çıplakken karşısında beyaz transparan iç çamaşırlarım ve çorabımla duruyordum. Bu anın tadını çıkarmak istiyordum ama ıslaklığımdan kaynaklanan üşüme hissi vücudumu vurmuştu. Zayn'in elinden tişörtünü aldığımda tek kaşını kaldırdı.
"Islak iç çamaşırlarının üstüne mi giyeceksin?" Zayn'in kalkık tek kaşına ve sinsi yarım gülüşüne baktım. Yani, iç çamaşırlarımı çıkarırsam eğer bir şeyler yaşayacaksak işimiz kolay olurdu ama hemen şu an Zayn'le aramızda bir şey olmayacağını biliyordum.
"Sütyenlerinden birini bana verirsen giymem." Zayn'in tepkisine bakmadan -belki biraz korkarak- yeşil tişörtü kafamdan geçirdim ve saçlarımı içinden çıkardım. Kalçalarımın hemen altında bitiyordu. "Şu an sevgilin yok, değil mi?" Sorumu sorduktan sonra duvara yaslanıp kollarını birbirine bağlamış olan Zayn'e baktım.
"Olmasa benimle şansın mı olacak?" Omuz silkip Zayn'in sandalyesine oturdum ve ayakkabılırımı bir kenara itip çoraplarımı da dikkatlice çıkardıktan sonra elbisemin yanına, masanın üstüne bıraktım.
"Seninle olan şansım değili seninle ben olacağız."
"Sübyancı değilim, ufaklık." Saçlarımı geriye atıp az önce oturduğum sandalyeden kalktım ve iç çamaşırımı dikkatlice kalçalarımdan indirdikten sonra bacaklarımdan kaymasın izin verdim. Zayn'e baktığımda büyük bir dikkatle iç çamaşırıma ve bacaklarıma bakıyordu. Ayaklarımı çamaşırımın içinden çıkardıktan sonra küçük adımlarla Zayn'e yaklaştım. Hızlı nefes alıp verdiğini duyabileceğim kadar yaklaştığımda durdum ve parmak uçlarımda yükseldim. Zayn de kollarını çözüp iki yanına almıştı. Gözlerine baktığımda, gözlerime baktı.
"Ama zaten ben de çocuk değilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİBAL / ZERRİE [TAMAMLANDI]
Fiksi Penggemar#1 - zerrie #1 - perrieedwards #1 - litlemix Küçük, saf bir kız ve büyük, kirli bir adam. "Aşk büyüyünce unutulabilecek, ucuz bir şey değil." (Yaş farkı içerir)