2.Bölüm

437 26 4
                                    

☆Özgü'den☆

"Abla lütfen!" dediğinde ağzına kestiğim salatalıktan bir parça tıkıştırdım.

Kaşlarımla beraber başımı da yukarı kaldırdım. Kafasını yana yatırdığında salatılıkları tabağa boşaltıp domatesi elime aldım.

"Bir kere ya." dediğinde gözlerimi kapatıp derince aldığım nefesi verdim.

"Biliyorsun durumları." dediğimde gözlerini devirdi.

Elimi belime koyup "Ne zamandır ablaya göz devirir olduk?" dedim.

"Seni ikna etmeye çalışmaktan gına geldiğinden beri. Ben sadece ailemi eksik istemiyorum artık. Arada kalmaktan bıktım. 3 yıl abla. 3 yıldır inat ediyorsun. Ben herşeyi anlıyorum artık. O koskoca evde seni arıyorum hep. Senin gibi birini arıyorum. Sensiz hep eksik, hep yarım." deyip yanımdan geçip gitti.

Odasının kapısını çarptığında yerimde zıpladım. Bıçağı kesme tahtasına saplayıp ellerimi tezgaha dayadım.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes verdim. Ellerimi suyun altına koyup ıslak ellerimi ensemde gezdirdim.

Sakin olduğumda Özge'nin odasına girdim. Yastığı göğsüne bastırmış dizlerini de yastığa kadar çekmişti.

"Tamam, bugün seninle geliyorum." dediğimde hızla kalkıp gözyaşlarını sildi.

"Hakkat mi?" Sadece burada böyle konuşabiliyordu. Babasının sert kuralları burada tamamen geçersizdi.

"Hakkat." dediğimde boynuma sarılıp "Teşekkür ederim." dedi milyonlarca kez.

Nefessizlikten öleceğimi hissettiğimde zar zor konuştum.

"Özge, göğüs kafesim." dediğimde benden ayrıldı.

"Teşekkür ed-" sözünü kesen şey elimi ağzına bastırmam olmuştu.

"Bir kez daha teşekkür edersen vazgeçeceğim." dediğimde telaşla başını iki yana salladı.

Elimi ağzından çekip omuzlarından tutup ayağa kaldırdım.

Küçük yemek masamıza omuzlarından tutarak götürüp bastırarak sandalyeye oturttum.

"Başlıyorsun." dedim işaret parmağımla masayı göstererek.

●●●●●○○○○○

Oraya gitmeyi kabul etme sebebim cici babamla sevgili annem ya da onların süzme salak oğulları değil, bu zarfların nereden geldiğini öğrenmekti.

Amaçladığım şeyi gerçekleştirme şansını umarım bulurdum. Yoksa ne cici babam, ne sevgili annem, ne de salak oğulları umrumda değildi.

Özge'den kimseye söylemeyeceği hakkında söz almıştım. Umarım sözünde durur da süslü püslü yapmacık bir karşılamayla karşılaşmazdım.

Nefret ederdim. Ve de umarım Baran'ın zengin züppe ikoncan arkadaşları yoktur, varsa da orada değildir. Yoksa birine hatta hepsine saldırma ihtimalim baya yüksekti.

Öyle tiplerden de nefret ederdim. Yetimhanede geçirdiğim yıllarda iğrenç insan kotamı aşımıyla doldurmuştum.

Siyah sırt çantama kutumdaki zarfları da koyup tek omzuma astım.

Odamdan çıktığımda Özge kapının önünde ayağıyla ritim tutuyordu.

"Ah, ben de meyve verecektim." dediğinde üfledim.

"Gitmek için bu kadar heyecanlı olduğunu bilseydim daha önce kulağından çeke çeke götürürdüm. Hazırlığa bak." deyip sırt çantama vurdu.

"Her zamanki gibi işte." diyerek göz kırptım 'Ne var?' der gibi.

Dış kapıyı açıp çıktı. Arkasından altını 3, üstünü 3 kere kitleyip anahtarı siyah pantolonumun cebine attım.

Yedek anahtarı da apartmanın yuvarlak merdivenlerinden inerken eline tutuşturdum.

Kapıdaki taksici kornaya basınca içimden "Patlama len." diye geçirdim.

Öne geçip hiç konuşmadan dirseğimi açık cama koyup elimi serbest bıraktım.

Özge cebinden çıkardığı adres yazılı kağıdı taksiciye verdiğinde çalıştı.

●●●●●○○○○○

Taksimetrede yazan paranın çokluğunu umursamadan adama parasını verip indim.

Hiç değişmeyen kocaman malikaneye Özge birşey anlamasın diye hayran hayran bakıyordum.

"Vay anasını vay. Ulan millet ne hayatlar yaşıyor be." dedim elimi sallayarak.

"Senin şansın var o milletten olmak için." dediğinde yüzümü buruşturdum.

"Aman biz de çok meraklıydık milletin hayatına!" dediğimde bir kere daha gözlerini devirip elimi tuttu.

"Hadi hadi korkma gel tut ablanın elini." diyerek beni çekiştirmeye başladı.

Arkasından ağzım bir karış açık bakarak yürürken kapı açıldı.

"Hoşgeldiniz Özge Hanım." dedi sevimli bir kadın.

"Allah'ın adını verdim Şermin Abla. Annem sayılırsın." Heheyt! Maşallah yavruma aslan gibi yetiştirmişim!

Salona kadar çekiştirerek götürdü beni. Kızını gören babası ayağa kalkıp gülümserken salak abisi de aynı babası gibi ayaklanmıştı.

Baran'ın yüzünde yamuk yumuk bir gülümseme varken cici babam da kim olduğumu çözmeye çalışıyordu.

Herkes sessizken sessizliği bozan sevgili annemin tahta merdivenlerden inerkenki topuk sesleri oldu.

Pahalı olduğu çok belli olan elbisesi ve kafam kadar küpeleriyle takım olan kolyesiyle birlikte aradığını bulmuş gibiydi.

Beni görünce yerinde durdu. Ya gerçekten tanımamıştı ya da kocacığına uyup tanımıyormuş gibi yapıyordu.

"Özge, bu kim? Arkadaşın mı?"dediğinde Özge baya şaşırmış, ben ise hiç şaşırmamış acıyla kıkırdamıştım.

"Anne? Büyük kızın, ablam." dedi inanamazken.

Anneciğimin gözlerinden timsah gözyaşları süzülürken eli göğsünde koltuğa çöktü.

Yemezler bu ayakları Derya Hanım!

Baran zafer kazanmış gibi gülerken cici babam da kaşlarını çatmıştı.

İlk gülümseyerek başlayarak "Merhaba," dedim ve ardından dişlerimin arasından tıslayarak ekledim "anne."

Özge elimi bırakmış salak abisinin yanına geçmişti. Baran Özge'yi kolunun altına alıp saçlarına bir öpücük bıraktı.

Özge ise olanları şaşkınca izliyordu. Gözlerini abisine dikip kafasını iki yana salladı.

Anneciğim oturtuğu yerden kalkıp bana doğru ilerledi. Baş parmaklarımı koyduğum cebimden çıkardım.

Sarılmaya yeltendiğinde bileklerinden tutup bir adım geriledim.

"Çok büyümüşsün." dedi titreyen sesiyle. O kadar yapmacıktı ki.

Bileklerini bıraktığımda saç buklelerimden birini parmakları arasına aldı.

Tepkisizce yaptıklarına izin veriyordum. Bu sefer avuç içini saçlarımda gezdirdi.

Gözleriyle baştan aşağı süzdü beni. Her şeyimin siyah olduğunu görünce gözlerini gözlerime dikti.

"Güzel kızım benim." dediğinde acıyla nefes vererek güldüm.

"Ben senin kızın değilim. Sadece kızının ablasıyım. Ve sadece onun için buradayım."

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum... Sizi çook seviyorum...♥♥♥

-Ceyda

Kardeşimin Abisi ~ÖzBar~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin