22.Bölüm

193 15 2
                                    

Yeni oyuncu: Cansu yani Alya-Melis Sezen

☆Özgü'den☆

Havuzlu açık alanın tam yanındaki kapalı spor kulübünde buluşacaktık. Tuğçe burada haftada bir gün tenis koçluğu yapıyordu. Dicle'yi gelmesi için ancak ben ikna edebilmiştim yoksa hanımefendi bütün gün uyuyacaktı.

Evde uzun süreli bir makyaj çıkarma operasyonuna girmiştim. Ben birşeye niyetlenmeyeyim bence. Adam beğensin diye süslenelim dedik, ölü geline döndük ya la.

Ama o halimle bile güzel olduğuma ikna etmek için bir tarafını yırtmıştı. Ayh çok seviyorum.

Arabadan indiğimizde elimi tutmasına izin verdim ama herkesten saklama kararı aldığımız için kapıda bırakmıştım.

Çenesini kastığında ellerimi boynuna dolayıp yanağından öptüm.

"Beraber karar vermedik mi sevgilim? Saklayacağız. Hem zaten, zamanı gelince herkese söyleyeceğiz." dedim gülümseyerek.

Parmaklarını dudaklarıma götürdüğünde elini imdirip 'kudurma' bakışı attım. Mesajı almış gibi ciddileşti ve yürümeye devam etti.

Gülümseyerek peşinden gidip babası gibi beş karışa çıkardığı yüzünü düzeltmek için dudaklarının iki yanından kaldırdım.

Bizimkilerin masasına ilerlediğimizde deri ceketimi çıkarıp uzun kollu ve siyah bluzümün kollarını avuçlarıma kadar çektim.

Herkes yerlerine oturduğunda Emre kolundaki saate baktı. "Daha 20 dakikası var. Birşey içer miyiz?" dedi.

"Ben birşey almayayım ya." dedim. Kollarımı biraz daha parmaklarımı kapatacak kadar çektiğimde beni şöyle bir süzdü.

"Hasanım! Bize 2 sıcak çikolata, 2 de çay!" dedi elini kaldırarak kantin görevlisine. Bana dönerek işaret parmağını kaldırıp "İtiraz istemiyorum." dedi.

Gülümseyerek başımı salladım. Yuvarlak masanın üstüne kazık kadar kolunu uzatıp üstüne yatıp sahteden ağlamaya başladı.

"Tuğçeeeee. Nerdesin sevgiliim? Seni çok seviyom aşkım bitaneeeem."

Baran kafasına sağlam geçirdiğinde kalkıp vurduğu yere bastırdı. "Beynim döndü lan."

Herkes gülüşürken Dicle'ye baktım. "Sap kaldım." diye fısıldadı sadece benim duyabileceğim sesle.

Huzursuzca doğrulup ellerimi bacaklarımın arasına koydum. "Niye? Tek değilsin. Ben de sapım, Baran da sap." Çarpılazayim zanim.

Baran ile Emre de olaya dahil olmuşlardı ama Baran'ın bakışları hiç hoşuma gitmiyordu.

"Boşver eniştesi. Hem otur kız oturduğun yerde. Bebesin daha sen."

Dicle dudaklarını büzüp kollarını göğsünde birleştirip "Sensin bebe!" dedi çocuk gibi.

Aslında şuan hayvan gibi anırarak gülebilirdim ama Baran'ın bakışları hala hoşuma gitmiyordu.

Sipariş ettiğimiz içecekler geldiğinde üstünden çıkan dumana ellerimi uzattım. Baran bakışlarını yumuşatıp ellerine üfledi ve ellerimi tuttu.

Hareketine karşı eriyip, mayışabilirdim ama burada aile vardı. Ne olmuştu bana böyle ya? Arkadaşken sarmaş dolaştınız birşey olmuyordu da, sevgili olunca mı dürtüldün Özgü?

Teşekkür eden bakışlarımı dikip ellerimi çektim. Emre dakika başı yaptığı gibi yine saatine baktı ve "17 dakika kaldı."

Ve aynı saçmalık faslı. "Tuğçeeee. Nerdesin sevgiliiiim? Seni çok seviyom aşkım bitaneeeeem!"

●●●●●○○○○○

Tuğçe de gelince tamamlanmıştık. Emre başını Tuğçe'nin omzuna koymuş birleştirdikleri elleriyle oynuyordu.

"Karı kılıklı." diye mırıldandı Baran.

Dicle de ateş saçan gözlerle ona nispet yaptığını bildiği Emre'ye bakıyordu. Arada dil çıkardığında da Emre ellerini gösteriyordu.

Kamera görüntülerinde gördüğüm kız, Cansu veya bizim bildiğimiz Alya, kantin kapısından girdiğinde herkesin hali bozulmuştu. En çok da benim.

"Cansu burada olduğumuzu nereden biliyor?" diye sordu Dicle elini masaya vurup ablasına doğru eğilerek.

"Valla ben birşey söylemedim." dedi Tuğçe ellerini teslim olma anlamında kaldırarak.

Dicle ayağa kalkıp sertçe kolundan tuttuğunda öyle bir salladı ki kızı, saçlarının havalandığını görüyordum.

"Yürü git Cansu. Olay çıkmadan öncesinde nasıl gittiysen öyle git."

Cansu da en az Dicle kadar sinirlenmişti. "Benim adım Alya!"

Dicle başını iki yana salladı. Yüzümü Baran'a döndüğümde yüzünde tek bir duygu olmayarak olanları izliyordu.

"Alya benim arkadaşımdı. O öldü." dedi Dicle kızın kolunu indirerek.

"Ben sadece Alp'in sevgilisiyle tanışmaya geldim." dediğinde bütün gözler üzerime çevrildi. Baran yanımızdan kalkıp gittiğinde Cansu arkasından bakakalmıştı. Söze girmeseydim neredeyse peşinden gidecekti.

"Eski sevgilisi." diye düzelttim önce. Başını sallayıp önüne eğdi.

"Biliyorum. Ben de onun için geldim zaten. Alp dağıldı resmen. Bir gelip görmeni istiyorum. Ben toparlayamadım."

Sabahki hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyordum çünkü kimse bilmiyordu.

"Hayır." dedim sadece.

"Lütfen. Bu, senin kardeşine olsa, sen ne yaparsın?" diye sordu. Ben de zaten Özge'ninkini merak ediyordum.

"Peki." dediğimde masadaki herkes gözlerini kocaman açtı.

"O zaman ben de geleceğim." dedi Emre ayaklanarak.

"Ne oluyor ya? Ne münasebet?" dedim ellerimi iki yana açarak.

"Seni o hayvanın yanına yalnız gönderirsem Baran beni keser." dedi başını sağa sola sallayarak.

"Çok istiyorsa kendisi gelir." deyip elimle kapıyı gösterdim Cansu'ya.

●●●●●○○○○○

"Kimseyi istemiyorum!" diye bağırdı Alp başını yastıktan kaldırmadan.

"Ben geldim." dedim kısık bir sesle. Ani bir hareketle ayağa kalkıp yanıma geldi ve ellerini belime sardı.

"Hoşgeldin hayatım." dediğinde gözlerimi sıkıca kapattım. Cansu odadan çıktığında yatağa oturduk.

"Bak kısa konışacağım ve bitecek. Biz ayrıldık Alp. Benim hayatımda artık başka biri var ve onu seviyorum. İstersen, biz arkadaş kalabiliriz. Ya da yabancı da olabiliriz. Ben her şekle razıyım çünkü seni üzdüğümü biliyorum."

Beni susturan gözünden düşen yaş oldu. Hemen yanağından akan yaşı elimle durdurup kaşlarımı çattım.

"Aa! Böyle yaparsan işimi zorlaştırırsın yalnızca."

Başını aşağı yukarı sallayıp işaret parmağıyla kapıyı gösterdi. Kovuldum! Aman ne güzel.

İtiraz etmeden kapıdan çıkıp çarptım. Cansu oturduğu koltuktan kalkıp "Ne oldu?" diye sordu.

"Gerçekler acıttı." dedim. Her zaman da böyle olurdu. Yüzüne biraz bakıp alaycı bir gülümseme takındım. Evden de çıkıp kapıda bekleyen Baran'ın yanına gittim.

"Alp'in üstüne bir çizgi çekelim." dedim onu pas geçip arabaya bindiğimde. Başını sağa yatırıp onayladı ve sürücü koltuğuna geçti.

"Umarım Cansu'ya karşı birşey beslemediğimi anlamışsındır." dedi elimi tutup. Elimi kucağıma doğru çekip cama başımı yasladım.

Anladım.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum... Sizi çoook seviyorum...♥♥♥

-Ceyda

Kardeşimin Abisi ~ÖzBar~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin