Arkadaşlar oradan boşu boşuna yeni sayfa açıp da duyuru yapmak istemediğim için hemencecik buradan duyuracağım. İki dakikanızı almaz.
Amour için devam ettirebileceğim konu bulamıyorum. Sonunun Avukat Hanım gibi bu kadar erken gelmesini istemediğim için de sizin hayallerinizi almaya karar verdim.
Şimdiden teşekkürler ve iyi okumalar.
☆Özgü'den☆
Aramızda milim kadar mesafe varken ezberlediğim yüz hatlarının şeklinden ve mimiklerinden sinirlendiğini görebiliyordum.
Hem de hissediyordum. Seven insan hissederdi. Her ne kadar unutmaya çalışsam da şuanki durumuma bakılırsa seven insan kavramının cuk oturduğunu söyleyebilirim.
"Öğrendin." dedim nefesimi vererek.
"Öğrendim." dedi başını önüne eğerek. Bir iki adım gerileyip arkamı döndüm.
Yerdeki ufak taşlara bir tekme vurdum sinirle. Ellerimi saçlarımın arasından geçirip az önce yere attığım sırt çantamı tek omzuma asıp geldiğim yoldan geri dönmeye karar verdim.
Tam büyük demir kapıdan çıkacakken bileğimden tutup kendine çekti. Göğsüm göğsüne değdiğinde sırf kalp atışlarımı duymasın diye göğsümü içime çekmeye çalıştım. Ama vücudum kasıldığı için başarılı olamıyordum.
"Yapmayacağımı biliyorsun Özgü. Bunun için mi öylece bırakmayı düşündün yoksa beni?" dedi nefes nefese.
"Yeni öğrendim." dedim sabit tutmaya çalıştığım soğukluğumla. Bileğimi çekmeye çalıştığımda geri kendine yaklaştırdı.
Daha sonra parmaklarına bakıp yere döndürdü gözlerini. "Pardon." deyip elini indirdiğinde baş parmağımı bileğimin üstüne götürüp okşadım.
"Acımadı." deyip arkamı dönmüşken ellerini karın boşluğuma bastırıp kendine çekti.
Refleksle yere eğilip kalktım. Kalktığımda kafamın arkasının yüzüne değdiğini hissettim.
Derin bir nefes alıp verdiğinde gözlerimi kapattım. Silkelenip kendime geldim.
Ona döndüğümde gözlerinde endişe mi yoksa pişmanlık mı olduğunu çözmeye çalıştım. Her ikisi de boy gösteriyordu.
Kapıdan Özge'nin çıktığını görünce hemen ellerimi kollarının üstünden çekip bir iki afdım geriledim.
"Geldiğin o kadar iyi oldu ki." deyip kolumu sıvazladı.
Daha sonra Baran'a sarıldı ve Baran da ellerini saçlarına götürdü. Karşımdaki tabloya bakıp tebessüm ettim.
"Kıs-kan-dım." dedim her hecesinde sallanarak bir adım atıp.
Özge gülerek boynuma sarıldığında bu sefer Baran bizim tablomuza bakıp gülümsedi.
"Şimdi de ben kıskandım." dediğinde ikimiz de çatık kaşlarla ona döndük.
Özge anlamış gibi bir ses çıkarıp kenara çekildiğinde bile hiçbir şey anlamamıştım.
Baran ellerini belime sardığında havada kaldı kollarım. Yüzünü boyun girintime gömüp boğuk çıkan sesiyle "Özür dilerim." dedi.
Ellerimi kafasının arkasına koyup saçlarının arasından geçirdim. "Tamam." diye fısıldadım.
●●●●●○○○○○
"Öhöm öhöm!" diye sahte bir öksürük çıkartarak arkamdaki Baran ile Özge'yi yukarı yolladım.
Yemek masasında beni gördüğüne çoook(!) şaşıran üçlümüz sanki sözleşmişler gibi aynı anda çatallarını tabaklarının yanına bırakınca gülümsedim. Hehe! Hoşuma gitti.
"Şimdi öncelikle az sonra yapacağım şeyin en büyük sebebi benim sizin, ah pardon biriniz hariç, sizin gibi böyle lüks yerlerde büyümeyişim. Ki gerçi olayın baş karakteri bu duruma oldukça alışkın." deyip anlamamış gibi bakan gözlere karşılık bir daha gülümsedim.
"Rezillik! Skandal! Olay, olay, olay!" dedim ellerimi baş hizamda sanki ekrana manşet haberi veriyormuş gibi genişlettim.
"Ünlü iş adamının üvey kızı konakta mevzu- ayh pardon- olay çıkardı!"
Her kelimede Doğa'nın oturduğu sandalyeye daha da yaklaşıyordum. Tam arkasında durduğumda annemin uyarı dolu bakışlarını aldırmadan devam ettim.
Kafasını bir kere bile hareket ettirmesine izin vermeden iki elimi samana benzettiğim saçlarının üstünde sabitledim.
"Düğün hediyem olsun o zaman. Topuzunu ben yapacağım. Olmayan saçlarından tabi." deyip ellerimi yumruk yapıp saçından tuttuğum gibi kaldırdım.
Kapının dışarısına çıkarana kadar attığı iğrenç çığlıkları duyan bütün ev halkı aşağıya toplaşmıştı.
Süs havuzunun kenarına kadar gidip kenarına oturdum. Kısacık elbisesinin altından ne göründüğünü ve çarpık bacaklarına gelebilecek olan zararı zerre düşünmeden iki yana açtığım bacaklarımın ucuna çöktürdüm.
Baran kapı kenarına yaslanmış bizi izlerken Olcay Bey kızgın bakışlarını üstümde gezdiriyordu. Umrumda mı? Yuoo!
Özge'nin "Yosma." diye mırıldanışını duyup bakışlarımla tebrik ettim.
Bacaklarımın dibinde bağıran Doğa'nın gözünden birkaç damla yaş düşene kadar öyle durdum.
İlk yaşını gördüğümde saçlarını arkaya çekerek bana bakmasını sağladım.
"Alışıksın nasıl olsa. Ondan problem yok." dediğimde elini elimin üstüne koydu.
Elini küçğk bir hamleyle iki parmağımın arasında tutup bıraktım.
"Bir daha seni Baran'ın etrafında görürsem bu sefer ne olduğunu anlamazsın, bakarsın yanıp kül olmuşsun."
"Delirdin mi sen?" diye bağırdı annem. Kafamı koparacak kadar sallayarak ve bağırarak cevap verdim.
"Delirdim lan delirdim! Kafayı yedim!"
Bu çıkışı beklemiyormuş gibi kenara çekildiğinde Olcay Bey hiçbir şey olmuyormuş gibi davranıyordu.
"Manyak mısın kızım sen?" dedi bu sefer Doğa çığlık atmaktan kısılan sesiyle.
"Manyağım ya. Manyaklığın dibini sıyırıyorum hatta. Ne yapacaksın?" deyip ayağa kalktım.
Elbisesi neredeyse göğsüne kadar çıkmıştı. Kocaman kolyesine bir elimi atıp bir elimi saçlarında tuttum.
Kolye arka zincirinden koptuğunda gözünün önünde sallayarak sordum. "Sen eskiden de böyleydin. Bak bunun kadar etmezdi değerin. O yüzden birşeyler için heves edip de çevremi yanlış anlamanı istemem. Ben buradayken Baran seni ne yapsın?" deyip saçını bıraktım atarak.
Demir kapının diğer tarafına kadar yerde kolundan tutup sürükleyerek attım.
"Belki birileri bulur seni." deyip kocaman demir kapıyı yandaki otomatla kapattım.
Demir kapı tam kapanmadan önce sinirle gülümseyerek el salladım.
Görüşümden çıktığında derin bir nefes verdim. Fazla hareketten dağılan saçlarımı geriye atıp ellerimi belime koyarak arkamo döndüm.
Baran öpücük atığ el salladığında gözlerimi kapatıp açtım. Önümde duran 10 kadar kişiye döndüm.
"Ne? Sıraya mı gireceksiniz?"
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum... Sizi çoook seviyorum...♥♥♥
-Ceyda
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kardeşimin Abisi ~ÖzBar~
FanfictionBabası onları terk ettikten sonra annesinin başka bir adamdan çocuk yapması üzerine hem o adamla hem annesiyle konuşmamıştı Özgü. Ama kardeşinden hiçbir zaman desteğini çekmemiş, hep koruyup kollamıştı. Kardeşinin isteği üzerine sadece bir kereliğin...