8

3.5K 240 197
                                    

"Burda ne yapıyorsunuz?" Dedi ikimize şaşkın bakışlar atarken.
"Babama bakmıştık da," Dedi Stiles kafasını kaşıyarak. "Yokmuş birkaç gün." Kaşlarını çattı annesi.
"Sen bunu biliyordun zaten?" Stiles bana baktı. Kafamı "Ne var?" manasında iki yana salladım. Sonra kurtarmam gerektiğini anladım.
"Ya şey, okul, dersler falan derken unutmuş işte. Biz de tam gidiyorduk," Dediğimde ikisi de bana baktı.
"Kız arkadaşın mı?" Gözlerimi kocaman açıp Stiles'a baktım.
"Tanrı korusun." Dedi gülerek. Annesine baktığımda, o da gülüyordu.
"Pekâla, benim biraz çalışmam gerek." Dediğinde mesajı almıştık. Vedalaşıp hızlıca kendimizi dışarı attık.

"Ben de meraklı değilim seninle sevgili olmaya." Dedim arabaya binerken.
"Malia ve Scott'la işbirliği yaparken öyleydin ama." Dişlerimi sıktım. Anlama sorunu mu vardı?
"O konuyu sana anlattım."
"Banane." Dedi arabayı hareket ettirirken. "Ben anlayacağımı anladım." Kafamı duvarlara vurasım gelmişti.
"İyi."
"Amma da triplisin, şaka yapıyorum." Dedi nereye gittiğini bilmediğim arabayı sürerken.
"Nereye gidiyoruz?"
"Aslında... Bilmiyorum?" Arabayı yol kenarına çekip durdurduğunda ona baktım.
"Şimdi ne yapacağız?"
"Evini tarif edeceksin, seni eve bırakacağım ve işime bakacağım."
"Ne işi?" dediğimde bana döndü.
"Sana ne?"
"Ortak olduğumuza göre benden habersiz iş yapamazsın."
"Özele de mi gireyim? Emin misin?" Yüzümü buruşturdum.
"Çok kötüsün."
"Öyleyimdir." Sırıttı.
"Ayrıca ben aileni kastetmiştim."
"Babamın gelmesini bekleyeceğim. Sonra bakarız." Kafamı salladım.
"Pekâla."
"Şimdi evini tarif edecek misin?"
"Ne malum gelip bombalamayacağın?"
"Of Lydia... Ciddi misin?" Güldüm.
"Tamam ya!" Dedikten sonra yolu tarif ettim.

Eve gelmiştik. Teşekkür ettikten sonra kapıdan ineceğim sırada, dokunmakla tutmak arasında kalacak biçimde elini kolumda hissettim.
"Lydia..." Ona döndüm.
"Bir şey mi var?" Durdu.
"Umarım benim yaşadıklarımı yaşarsın, derken ciddi miydin?" Afalladım. Nerden bilebilirdim hiç kimsede tutmayan kötü dileğimin Stiles'ta tutacağını?
"O an, evet." Dedim. Çünkü öyleydim. Kafasını aşağı eğdi.
"Pekâla."
"Neden sordun?"
"Merak ettim." Dedi. Sanki bir şeyler daha söyleyecek gibiydi. "Bu çok kötü bir hismiş." Derin nefes aldı. "Küçük bir ihtimal de olsa hiçbir şey kesin değil gerçi ama... Neyse, hadi git sen."
Sadece, "Özür dilerim." diyerek indim arabadan. Ve hızla gidişini seyrettim.

-

Çalan telefonumun sesinin nerden geldiğini anlamaya çalışırken odayı darmandağın etmiştim. Sonunda bulduğumda, tahminimce susmak üzereydi. Hemen açtım.
"Aiden?"
"Selam, Lydia."
"Selam." Acaba ne için aramıştı?
"Buluşalım mı?" Dedi çekingen bir ses tonuyla. Gülümsedim.
"Tabii ki. Nereye geleyim?" Derin nefes verdiğini işittim.
"Ben seni gelip alabilirim istersen?"
"Olur aslında. Adresi mesaj atarım."
"Tamamdır!" Telefonu kapattığımda adresi mesaj attıktan sonra, bir süre etrafta göz gezdirdim. Ondan hoşlanıyor muydum? Belki. İlgisi hoşuma gidiyor muydu? Fazlasıyla!

-

"Burayı keşfettiğim iyi oldu." Dedim etrafta göz gezdirirken. "Tam kafa dinlemelik yer." Gülümsedi.
"Haklısın, ben de çok seviyorum burayı." Dudaklarımı ıslattım. Ne konuşacaktık? Yani... Nedense aklıma konuşacak konu gelmiyordu.
"Nasıl, sevdin mi yeni okulunu?"
"Bayağı sevdim. Eğlenceli bir okul." Dedikten sonra gülümsedim.
"Stiles seninle uğraşıyor mu hâlâ?" Kafamı iki yana salladım.
"İş birliği yapıyoruz bile denebilir."
"Ne konuda?"
"Orası bende kalsa?" Kafasını salladı.
"Pekâla..." Yemekler geldiğinde, bir süre onları yerken bir şey konuşmadık. Sonra Aiden yerinde kıpırdanmaya başlayınca, sessizliği bozdum.
"Söylemek istediğin bir şey var mı?"
"Aslında..." Dedi masadaki elimi tutarken. "Böyle şeyleri pek beceremem ama... Yani..." Güldüm.
"Evet." Dedim. Şaşkınlıkla gözlerini kocaman açtı, sonra güldü.
"Yani, biz şimdi, sevgiliyiz dimi? Kesin?"
"Evet..." Dediğimde elleriyle zafer işareti yaptı. Çok tatlıydı...
"O zaman, kalkalım mı? Çok uykum var da.." Dediğimde kafasını salladı.
"Elbette."

BEACON HILLS HIGH SCHOOL ||stydiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin