10

3.4K 227 135
                                    

Bölüm ağır stydia içerir (hemen fesat anlamayın öyle değil çünkü tşk) ❤

"Seninle kalmama gerek olmadığına emin misin anne? Hem bugün okula gitmeyeceğim zaten." Dedim elimi omzuna koyarken. Gülümsedi.
"Boşanmamız birilerinin işine gelmiş?" Dediğinde durdum. Elini yanağıma koydu. "Beni düşünme, asıl evli kalsaydık mutsuz olurdum. Zorla beni sevmesini isteyemem, değil mi?" Derin nefes aldım.
"Yani, ona kızmıyor musun?"
"Tabii ki kızıyorum!" Dedi, ardından o da derin nefes aldı. "Sadece... Keşke benden sıkıldığını daha önceden bilseydim. Boşandıktan sonra
başlasaydı yeni ilişkisi mesela..." Bakışlarımı yere indirdim.
"Anne... Aşk geçici mi? Yani... Bir gün aşık olursam, böyle, içim kıpır kıpır olursa... Ne bileyim işte. Bir süre sonra sıkılır mıyım? Eğer bir gün sıkılacaksam, bu bir gerçekse, aşık olmak istemiyorum ben." Gülümsedi.
"Lydia... Daha çok gençsin. Yaşayacağın aşk da dahil çok şey var. Herkes ben ve baban gibi olacak diye bir şey yok. Sen aşık olduğuna karar verdiğinde, ben yanında olacağım. Ayrıca şunu bil ki... Gerçekten aşık olduğunda, sıkılmazsın. Eğer sıkılırsan, o kişiye hiç aşık olmamışsın demektir." Bakışlarımı yerden kaldırıp anneme odakladım.
"Yani babam sana hiç aşık olmadı mı?" Gözleri dolmuştu. Cevap veremedi, bir anda bana sarıldı. "Cevabını çoktan almış olmalısın." Diye fısıldadı. Benim de gözlerim dolmuştu, yaşları geri geri itmeye çalıştım. Bir süre sarılı kaldıktan sonra eski halimize geldiğimizde, hava serinlemişti. Ama annem durumdan hoşnuttu, gözlerini rüzgâra doğru yumup derin düşüncelere dalmıştı. Bu sırada zil sesini işittiğim telefonu hızlıca çantamdan çıkarttım. Arayan Stiles'tı. Açıp kulağıma götürdüğümde, annem de bana dönmüştü.
"Lydia? Neredesin?" Gözlerimi etrafta gezindirdim.
"Im... Bir parkta." Çok açıklayıcı olmuştu gerçekten...
"Hangi park?"
"Aslında... Adına bakmadım. Sana konum atsam?"
"Pekâla. Bekliyorum."

-

Annemin eve gitmesinden kısa bir süre sonra bankta yanıma biri oturduğunda, onun Stiles olduğunu anlamam için dönüp bakmama gerek yoktu.

"Naber?" Dedi arkasına yaslanırken.
"Nasıl hissetmem gerekiyor?" Dediğimde bana baktı. Birkaç saniye durdu, ardından hafifçe güldü.
"Bunu sana ben sorsam daha mantıklı olurdu bence... Yakında sormam gerekecek." Güldüm.
"Dram yapmak istemiyorum bugün. Hem, annem de mutlu zaten. Eğlenebilirim." Hızla ayağa kalkıp, benim de kalkmam için elini uzattı. Şaşırmıştım. Elini tutup kalktığımda gülümsedi.
"Bugün, sadece bugün... Sürekli zıtlaşan iki kişi olmayalım. Belki arkadaş gibi, belki sevgili. Sevgili kısmını kesinlikle yanlış anlama." Dedikten sonra güldü. Devam etti. "Yani, sadece eğlenelim. Anı yaşayalım. İkimizin de buna ihtiyacı var." İçim kıpır kıpır olmuştu.
"Yani bugün, ne sen gerçek Stiles'sın, ne ben gerçek Lydia. Öyle mi?" Kafasını salladı.
"Çabuk öğreniyorsuun!" Güldüm.
"Bunlar zeka işleri." Arabayı park ettiği yere doğru yürümeye başladık.
"Başka Lydia olmadan önceki tek sorum. Babanla konuştun mu?"
"Aynen." Dedi yanına geldiğimiz arabanın kilidini açarken. "Çabuk yedi dediklerimi. Rahatladı."
"Sevindim." Dedim arabaya binerken. Anahtarı kontağa takıp bana döndü.
"Ayrıca bugün, bu konulardan da uzak kalacağız. Tamam?" Kafamı salladım.
"Tamam!" Gülümsedi.
"O zaman ilk mekân, sinema. Biraz aksiyon, belki komedi. Ondan sonra seninle tüm 12D sinemaları da izleyebiliriz. Vakit bol. Lunapark? Yemek? Sonraa-"
Cümlesini tamamlamadan kestim.
"Sakin ol Stiles! Benimle gezmeye bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum." Arkasına yaslandı.
"Bu konuşan gerçek Stiles değil bir kere."

-

Bir komedi filmine bilet aldıktan sonra, seans başlayana kadar milkshake içmeye karar vermiştik.
"Neyli istersin?" Dediğinde hiç düşünmedim.
"Çikolatalı!" Güldü.
"Neden hiç şaşırmadım acaba..."
Bana ve kendine çikolatalı alıp tekrardan yanıma geldi.
"Niye aksiyon filmine girmedik ki?" Gözlerimi devirdim.
"Eğlenmeye geldik ya hani, Stiles?" Bir yudum içtikten sonra konuştu.
"Pekâla pekâla. O zaman 12 boyutluda korku filmi izleyelim. Tamam mı?" Kafamı salladığımda, yandan bir gülüş attı. "Korkmazsan tabii."
Kaşlarımı kaldırdım.
"Korkup sana sarılacağımı sanıyorsan, yanılıyorsun."
"Fazla iddialısın çünkü seni daha önce izlediğim, benim bile azıcık tırstığım bir filme geçireceğim."
"Neden beni korkutmak istiyorsun?" Güldü.
"Unuttun mu? Bugün eğlence günü. Seni korkutmak çok zevkli olacak." Dil çıkartıp kolumdaki saate baktım.
"Beni delirtmeye ara ver de saatine bak. Filme son on dakika!"
"Ara vereyim? Yani seni delirtmemi seviyorsun." Dedi pişkin pişkin gülümseyerek.
"Sen de her şeyi yanlış anla. Tanrım... Bana sabır ver." Dediğimde elimi tuttu ve şaşırmama gerek kalmadan kulağıma fısıldadı.
"Gerçek Stiles değil de, dublör Stiles elini tutmak istedi. O dublör, benim aptal iç sesim. Ve iç sesim şunu merak ediyor..." Kulağıma fısıldaması beni huylandırıyordu.
"Acaba dublör Lydia elimi tutmak istiyor mu?" Güldüm.
"Sen bugün bana cidden koşuyorsun." Gülümseyerek kaşlarını kaldırdı.
"Unutma, sadece bugün biz farklı kişilikleriz."
Cevap vermem için vaktimiz olmadığından, elini daha sıkı tutup onu da salona ilerlettim.
"Şu filmi kaçırmayalım da, her şey kabûl."

BEACON HILLS HIGH SCHOOL ||stydiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin