Karşımdaki kırmızı derisi yer yer sökülmüş eski koltuklara baktım. Şu an üzerinde oturduğum koltuğun aynısıdı.
Bekleme alanında beklerken neden Hoseok ile konsolosluğa geldiğimi sorguluyordum.
Hoseok görüşmek için girdiği cam bölgeli alandan arada bakışlarıyla beni yokluyordu. Çekip gideceğimi düşünüyor olabilirdi.
Sonunda Hoseok işlerini bitirip yanıma geldiğinde kotuklara oturmadı, "İşimiz bitti."dedi.
Kafamı kaldırıp ona baktım "İşin."diyip onu düzelterek kullandığı birliktelik ekini attım.
Cevap vermeden çıkışa ilerlerken onu takip ettim.
Onu yakalamam için yavaşladı, tamamen yanına geldiğimde "Yemek yemek ister misin?"dedi.
Ona şaşkın gözlerle baktım nasıl boyle rahat ve hiç bir şey olmamış gibi davranıyordu?
Yürümeyi kestiğimde o da durdu, "Yemek mi?"dedim."Şaka mı yapıyorsun?"
Gözlerini kaçırdı, "Hayır, ah bak.. sadece aramızı duzeltmeye çalışıyorum Hana."dedi.
"Hiç bir şey olmamış gibi yaparak mı? Üzgünüm, ben bunu beceremem."dedim.
"Ne demeye çalışıyorsun?"dedi."Ya hep ya hiç mi?"
Kaşlarımı çatıp ona baktım."Hayır, net olmanı istiyorum. Bundan sonrası için kesin olmanı, sadece arkadaşım olarak kalacak mısın? Bu olay bir daha yaşanacak mı?"dedim.
Düşünmeden,"Tabiki yaşanmayacak!"dedi. "Olanlar yüzünden zaten pişmanım ve dostluğunu kaybetmek istemiyorum, bunu göremiyor musun?"
Bakışlarımı indirdim, "O zaman neden.." diye cümleye başlasam da devam edemedim.
O zaman beni neden öptün ki seni lanet herif?
"Bak, gercekten nasıl olacak bilmiyorum, ama arkadaşlığımız ikinci bir şansı hak ediyor, lütfen.."dedi.
Onun bu haline nasıl karşı gelebilirdim ki? Beynim Hayır diye bağırsa da kalbim onu dinler miydi?
Gardımı indirerek sessiz bir biçimde "Peki.."diyecek oldum. Hoseok'un yüzü aydınlandı.
"O zaman yemek yiyelim, tamam mı?"dedi.
Kafa sallayak onu onayladım.
°
O kadar sessizdik ki, bu artık tuhaflaşmıştı."Hiç susmadığımız zamanları düşünüyorum."dedi lokmasını yuttuktan sonra.
"Evet... Hob- çatıda."dedim.
Yine az kalsın Hobitopia diyecek gibi olduğum için utandım.
Kafasını salladı, "Aslında orası için yeni dekorasyon fikirlerim var."dedi.
"Mesela?"dedim.
Konun dağılması beni rahatlatıyordu.
"Eski şilte, gerçekten eski."dedi. "Kanepe yeni battaniyeler, zulalar için raflar gibi.."
Bu harika bir öneriydi. Hobitopianın böyle bir şeye ihtiyacı vardı.
"Evet, güzel olur."dedim. "Orayı gerçekten seviyorum."
Kafasını kaldırıp bana baktı, "Biliyorum."
Gülümsedim.
Özür dilerim kısa biliyorum biliyorum ve af diliyorum ;((
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hobitopia ; 𝐣𝐡𝐬 [ᴇɴᴅᴇᴅ]
Fanfictionhobitopia (isim): Sadece Jung Hoseok ile baş başa kaldığımız bir dünya.