"Seni seviyorum."dedi.
Hoseok bana Seni Seviyorum dedi.
"Benimle oynamayı kes."dedim ona. "Bana söz vermiştin. Bir daha yok demiştin. Sana net olacağım. Aramızda tek bir şey olacak. Biz sadece arkadaşız demiştin."dedim. Neden bunları söylüyordum? Neden bir yola girmeye çalışan şeyleri bozuyordum ki?
Sadece refleksif davranıştım. Bana farkı şeyler söyleyip farklı tavırlar sergiliyordu.
"Hana, o zamanlar benden hoşlandığını bilmiyordum."dedi. "Beni red edersin diye korkuyordum."
Bacaklarımı ellerini koyduğu yerden kurtarmak için çektim.
"Şimdi nerden biliyorsun ki?" diyerek ölümüne inkar taktiğini çağresizce kullanmaya başladım.
Bana bakışları derinleşti. Bunu hayatımda ilk kez birinin gözlerinde görüyordum. Derinlik gerçekten tutkuyu mu gösteriyordu, isteği, arzuyu?
"Hana."dedi. "Bilmiyorum, gözlerinde görüyorum."dedi bana yaklaşarak. "Seni öpeceğim."diye önceden uyarı verdi. "Bu sefer kaçmak yok."
°
Hoplayıp zıplayamasam bile Jungkook'un peşine taktığı dışı melek içi şeytan küçük kızla uğraşma konusunda muaf tutuluyordum. Oturup Jimin'in kurabiyelirini yerken süt içiyordum. Bence bu evde huzur başka türlü yaşanmazdı.
Üzereimde battaniye ve karşımda batmakta olan güneş vardı. Yalnızdım ama bu sonsuza dek sürecek değildi. Hobitopia Hobisiz olur muydu hiç? Hoseok'suz Hobitopia bir çatı katından başka bir şey değildi.
Girişin kapağı kalktığında yeni boyanmış saçları rüzgarda uçuşmaya başlayan Hoseok görüş alanıma girdi. O an içimde sıvı, saf bir mutluluk hissi uyandı.
"Nasıl oldun Hana-ah?"dedi bana doğru gelerek. Yenilenmiş şiletede yanımdaki yerini aldı. Battaniyenin altına geldiğinde kolunu kaldırdı. Sahip olduğum Hoseok'un kollarının altı tek ilacımdı. Ona satılmaktan, onu hissetmekten başka bir şeye ihtiyacım yoktu.Varlığının hissi bile hayalini dolduruyordu.
"Özür dilerim."dedi. "Sana daha erken sahip olmadığım için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hobitopia ; 𝐣𝐡𝐬 [ᴇɴᴅᴇᴅ]
Fanfichobitopia (isim): Sadece Jung Hoseok ile baş başa kaldığımız bir dünya.