[8]

1.1K 133 57
                                    

Ha Neul yumruğunu havada salladı.

"Youra'yı yumruklayacağım şimdi!"diye söylenip yastığına yumruk attı.

Ona arkamı döndüm. Yorganı sıkıca kavrayıp gözlerimi kapattım. Böyle yaptığımda dün gece yaşananlar yok olmuyordu.

Sinirle nefes verdim. Gece gözüme bir gram uyku girmemişti. Sürekli kafamda Hoseok'la diyaloglar kurup durmuştum.

Ha Neul hala Youra için söylenirken onu dinlemiyordum.

Sonunda durup,"Hana?"dedi.

"Hm?"dedim kafamı yastığa gömerek.

"Neyin var senin?"dedi.

"Bişeyim yok."dedim. Kafam yastıkta olduğu için sesim boğuk çıkmıştı.

"Hana.."dedi Ha Neul. Yatakta ona dönüp saçma tahminini sunmasını bekledim.

Ha Neul, "Hoseok da burada kalmış, acaba siz gece birlikte.."derken hızla doğrulup"Hayır!"diye bağırdım.

Ha Neul gülmeye başladı. Sinirle yatağa geri oturdum.

"Ne kadar da.."dedi ama devam etmedi.

"Dün çatıda oturuyorduk."dedim. Ha Neul dinleyici moduna geçti."Hoseokla gayet güzel sohbet ediyorduk ve birden sadece bakıştığımız bir atmosfere girdik ve o beni öptü."dediğimde Ha Neul hayran kızlar gibi çığlık atarak yerinde zıpladı.

"Hayır, sevinmek için  daha erken."dediğimde,"Ha? Ne? Nasıl?"dedi.

"Benden hemen ayrılarak beni orada bırakıp gitti."dediğimde Ha Neul gözlerini büyüttü,"Nasıl yani? Öylece mi?"dedi."Bir şey söylemedi mi?"

"Kalbini kırmak istemiyorum, yarın konuşuruz. dedi."dedim.

"Cidden.."dedi Ha Neul. Sonra sinirle doğruldu,"Şimdi ben onu.."diyerek kapıya yöneldiğinde,"Dur!"diyerek onu durdurum."Önce bir ben konuşayım."dedim.

"Peki.."diyerek yerine oturdu."Ama bil diye diyorum sonra sıra bende."

Gülümsedim.

Yatağımı toplayıp giyinirken Ha Neul çoktan gitmişti. Onun işleri benden erken başlıyordu. Bayan Lambert düzenli ilaç kullanan biriydi ve bu ilaçlar genellikle şırıngadan alınıyordu.

Bu evin şırıngacısı ise Park Ha Neul'du.

Kapıdan çıktığında korkuluğa yaslanmış tahminimce beni bekleyen Hoseok'la karşılaştım.

Beni görünce gülümseyip el salladı ama bu gün ona bu şekilde karşılık verecek bir havam yoktu.

Yanına yaklaştığımda,"Günaydın."dedi. Nasıl gülümsemeyi becerebiliyordu?

"Günaydın."dedim bende. Benimki biraz ruhsuz bir günaydındı.

"Evet.. şey Hana dün gece hakkında özür dilerim."dedi kafasının arkasını karşıyarak."Biz çok yakın iki arkadaşız, böyle şeylerin ilişkimizi değiştirip bizi zedelemesini istemiyorum."

Hala öpüşmemizi aklamaya çalışıyordu. Ama ben ona beni neden öptü diye kızgın değildim, beni neden bırakıp gitti diye kızgındım.

"Hoseok? Neden beni öylece bırakıp gittin?"dedim düşüncelerimi dışa vurarak.

"Çünkü endişelendim."dedi."Tokat atarsın diye düşündüm."

Şu cevabından sonra sıkı bir yumruk atacaktım ama.

Ne demek tokat atarsın. Ben ona karşılık verdim. Neden ona tokat atayım ki? Ayrıca ben o tarz bir kız mıydım?

Sinirle kafamı salladım,"Üzgünüm ama bundan sonra eskisi gibi olabileceğimi zannetmiyorum Hoseok."dedim.

Birden ifadesi düştü,"Ne?"dedi.

"Tokat mı atardım? Gerçekten böyle mi düşündün?"dedim.

Bakışlarını indirdi."Hana.. bilemiyorum endişelendim işte, panikledim. Her şeyi bozduğmu düşündüm."dedi.

"Haklısın her şeyi bozdun Hoseok."dedim.

Kafasını kaldırıp bana baktı, biraz bir şey söylemeden durdu. Bu kadar uzun süre beklemek canımı sıktı.

"Bittiyse gidiyorum."dedim.
Elini koluma koyup geri çekti, bu hareketi durmamı sağladı.

"Özür dilerim Hana."dedi.

Kalbim ne yapıyordu? Bu hareketi içimde onu affetme isteğini uyandırdı, işte jungk Hoseok beni böylesine etkiliyordu.

Ona cevap vermek için ağzımı açmışken arkamdan Jungkook'un sesini işittim,"Hana noona!"

Hoseok'a cevap vermeden ona döndüm,"Efendim?"dedim.

Merdivenlerden çıkıp yanımızda durdu."Sana da merhaba Hoseok hyung."dedi.

"Merhaba Jungkook."dedi Hoseok.

"Büyük annemle konuştum."dedi Jungkook bana dönerek, hevesle konuşmaya başlamıştı."Bu gün sana izin verdi. Birlikte bir şeyler yapabilmemiz için."dedi.

Bakışlarımı kaldırıp Hoseok'a baktım.

"Aslında, Hana'nın bu gün çok işi var."dedi Hoseok.

"Öyle mi?"dedi Jungkook, bende"Öyle mi?"diyerek Hoseok'a baktım.

"Evet.. şey.. biz birlikte Bayan Lambert'ın vizesi için  konsolosluğa gideceğiz."dedi.

Gözlerimi açarak yeniden,"Öyle mi?"dedim.

"Evet."dedi.

Jungkook omuzlarını indirdi."Eskiden bu kadar çalışmazdın noona."dedi.

Saçlarını karıştırdım,"Yarın gideriz."dedim.

"Öyle mi?"dedi kafasını kaldırarak, bu sefer ona "Öyle mi?"diyerek eşlik eden Hoseok'du.

Yanlış yazım için şimdiden af diliyorum~

Sizi seviyorum, yorum ve vote vermeyi unutmayın^^

Hobitopia ; 𝐣𝐡𝐬 [ᴇɴᴅᴇᴅ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin