17

892 79 3
                                    

Gözlerim sadece bir yere odaklanmış kocaman açılmış bir şekilde okulun biraz uzağında ki parkta şok içinde oturuyordum.Hareket de etmiyordum. Buğra,Talha,Esra bana bir şeyler söylüyorlardı ama onların konuştukları kulağıma sivrisinek sesi gibi geliyordu. Az öne gördüklerim...

Sabah okula gitmeden önce bizim çocuklar ile buluştum birlikte okula gidecektik.Her şey güzeldi mutluydu.Buğra Azra'dan bahsediyordu.Okula giderken yolu uzattık ve Adını bilmediğim ve hiç gitmediğimiz bir Cafe'nin önünden geçtik.Cafe'nin içine girmeden dışarda masalar vardı.İlk başta Esra gördü,sonra da diğerleri farkında değildim.Bana çaktırmamaya çalışıcaklardı ama Buğra şaşkınlıktan
"Oha be kardeşim" diye fısıldamıştı.
O yöne doğru baktığımda Yavuz ve Merve el ele tutuşmuşlar.Sarı renkte ki sandalyede oturuyordu.Merve Yavuzun yanağına bir öpücük kondurdu.Sonradan da bizi farkettiler.Yavuz saf saf baktı sonra oradan uzaklaştık ve bu duruma geldim.

Parkta ki banka oturmuş karşıya odaklanmış.

"Sen bundan hoşlanıyor muydun?"
"Ona olan hislerim başlamadan bitti."
"Yani?"
"Yani sadece şaşırıyorum."

"Gel" dedi Buğra."Sen salıncakta sallanmayı seversin."
"Hiç halim yok kanka siz takılın."

"O zaman senin hiç yorulmana gerek yok"
Dediği gibi beni kucağına aldı.Yüzümde zorla da olsa bir gülümseme vardı.Beni zar zor taşıdığını farkındaydım.Yüzünden okunuyordu.Beni salıncağa otutturdu.Sanki ben küçük bir çocukmuşum ve o da benim annemiş gibi salladı beni. Esra da salıncağa bindi.

"Kum ebesi mi oynasak?"
Talha'nın teklifine sesimi çıkarmadım fakat diğerleri onayladı.Kum ebesini hep küçükken oynardım.

"İyi de ben oynamayı bilmiyorum o ne?"
"Şu park parkurunda kicmerdivenlerin başında duracaksın,gözlerin kapatmak zorundasın biz kuma basmadan yani yere senden saklancaz sende bizi bulucaksın fakat kuma basmak yasak değil basabilirler ama sen kum sesi duyup kum dediğin anda o yerdeyse ebe olur."

"Azcık anladım."

"Oynarken anlarsın"

İlk ebe Talhay'dı saklanacak yer olmadığı için kaydırağın ucuna oturdum ayaklarımıda yukari çektim. Talha, Buğra'yı bulmak üzereydi.Buğra sessizce ilerlemeye çalışıyordu ama kaçacak yeri kalmamıştı.Buğra da kaydırığa benim önüme geldi.Kuma yapışmamak için kendimi zor tutuyordum.Bir kaç dakika sonra Esra'da Buğra'nın önüne geldi.Kaydırağın yanlarına tutunuyordum,yaşamak için.

Talha'nın aklına kaydırakta olduğumuz geldi ve ayaklarını kaydırağa uzattı,kayacaktı evet sonumuz geldi.Tabii ayakları Esraya deyince ebe dedi ve gözlerini açtı. Ama hepimiz kumdaydık.Özellikle ben ezilmiştim.Bu halimize kendi kendimize güldük.Esra gülerken nefesi kesiliyor ve çok komik bir ses çıkıyor.Tıpki anırıyor gibi.Esra'nın gülmesine daha çok güldük.Yanaklarım ağrıyordu ve gülmemi durdurmak için yanaklarımı sıkıyordum.Hala yerdeydik. Aklıma Yavuz'un Y'si bile gelmemişti.Parkın giriş kapısında bize bakıp gülen kapşonlu birini gördüm.Bora girişte bize bakıyordu ben de ona aynı şekilde güldüm.
"Gelsene Bora"

Kütüphanedeki NotlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin