19

821 73 3
                                    

 Ben neredeydim böyle?

Bilmediğim, serserilerin olduğu sokak aralarında ve burada kimse yoktu. Şu anda hayatta kalmamın tek yönü erkek gibi görünmekti sanırım. Maalesef böyle bir dünyada yaşıyoruz değil mi?  Kafama şapkamı geçirdim.  Ve sokak aralarında yolumu bulmaya çalışıyordum.


Düz yoldan sağa dönünce bir serseri gurup oturuyordu. İnsanları dış görünüşüne göre yargılamak istemezdim ama ellerinde bira şişeleri vardı ve bolca sigara. Sağa dönünce 5 kişilik bir gurup ile göz göze geldim hemen geldiğim yola geri döndüm.Aralarından birisi uyuşuk bir sesle seslendi.

"Neden yolunu değiştirdin güzelim rahatsız mı ettik?"

"Hayır" dedim ve hızlı adımlarla yürümeye başladım. 

Peşimden gelmeye başladılar. Caddeye çıkmak için  yol arıyordum. Her ihtimale karşı telefonumdan 155 numarasını açık tuttum. Aralarından biri sessiz ve hızlı adımlarla arkamdan geldi ve telefonumu tuttu.

"O kadar mı korktun ya?"

Dediği gibi telefonumu yere attı.Zor nefes alıyordum, çocuk bira şişesini yere koydu. Bana doğru geliyordu. Bende geri geri yürüyordum. 

"Biraz daha yaklaşırsan çığlık atarım."

"Atsana" dedi çok rahat bir şekilde.

Arkadaşları da yanıma geldi. Birisi  tam önümde duruyordu aramızda nefes mesafesi vardı. Bende iki bacak arasına çok sert bir şekilde tekme attım. Acından geri çekilip kıvranmaya başladı. Koşabildiğim kadar hızlı koşuyordum ama peşimden geliyorlardı. Düz sokaktan sola döndüm ve çıkmaz sokaktaydık.Artık umudum tamamen gitmişti ölmeden  önce ki bir kaç dakikamı yaşıyordum. İçimden dua okumaya başladım.


Arkadan şapkalı biri belirdi ve bana sessiz ol manasında bir işaret yaptı. Yerdeki bira şişelerinden ikisini aldı. Ve iki çocuğun kafasına vurdu. Çocuklar yere yığıldı. Kalanları arkasını dönüp şapkalı çocuğa saldırıya geçtiler. Şapkalı çocuk doğal olarak hepsi ile mücadele edemiyordu. Fırsatı değerlendirip  annemin çantama bu gün koyduğu biber gazını çıkartıp elimle sakladım. Sonra 3 kişiden 2 çocuğu kendime doğru çektim ve biber gazını tam gözlerine sıktım. Hepsi acı ile ses çıkarıyordu. Ve şapkalı çocuk beni elimden tutarak 'koş' dedi. Sesi tanıdık geliyordu onunla birlikte ana caddeye gidene kadar koştuk.Koşarken bana

"Kör olurlarsa ne yapacağız?" diye sordu.

"Bana ne olsunlar"

Ana caddeye sonunda gelmiştik her yer insan doluydu.

"Her zaman bu kadar rahat mısındır?" dedi ve şapkasını çıkardı.

Yavuz... lanet olsun. 

"Evet rahatımdır ama şuanda rahatım çok bozuldu" dedim sert bir şekilde.

"Kütüphanede ki notlar bana ait Berfu."

Kütüphanedeki NotlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin