GERÇEK

12 0 0
                                    

Dünkü
aptallığım aklıma geldikçe çıldıracakmışıme gibi hissediyordum. Ben ağlamıştım, ben Hazar'ın önünde dün iki kez ağlamıştım. Tekrar çığlık atıp yatakta debelenmeye devam ettim. Sert zemine sırt üstü düşmemle acıyan sırtıma yüzümü buruşturup tekrardan yatağa oturdum. Nasıl böyle bir hata yapmıştım nasıl ağlamıştım kendimi bu kadar aciz göstermiştim! Bu ben değildim, ben bu kadar aciz bir kız değildim. Hazar hayatıma girdiğinden beri kırılgan bir kıza dönüşmüştüm ve o gittiğinde ne yapacağımı hiç bilmiyordum. Ona sarıldığım an aklıma geldiğinde küçük bir tebessüm dudaklarımda peydah oldu. Beni öpmüştü, beni alnımdan öpmüştü. Bu his.... anlatılmazdı onun dudaklarının benim tenime dokunuşu anlatılamayacak kadar güzel ve özeldi .
" Neye sırıtıyorsun"
" Ne saçmalıyorsun "
Dolunayın imalı bakışlarını es geçip dolabıma ilerledim ona Hazar'ın beni öptüğünü elbette söylemeyecektim. Ne giyeceğime bir türlü karar veremiyordum nedense içimden bugün güzel görünmek geliyordu. Gri örgü bir elbise alıp üstüme geçirdim boğazlı olduğu için saçlarımı toplamam gerekiyordu ve topuz yapmaktan gerçekten sıkılmıştım saçlarımı açık bırakıp siyah bandanayı kafama geçirdim böylece yüz hatlarım daha da ortaya çıkıyordu. Hazar saçlarımı açık bırakmamamı istemişti ama canım bugün açık bırakmak istiyordu ve istediğimi yaparak saçlarımı açık bıraktım.  Hafif bir makyaj yapıp ten rengi külotlu çorabı bacaklarımdan geçirdim ve ayağıma siyah notlarımı geçirip deri ceketimi alıp aşağıya indim.
"Kuzum ne kadar güzel olmuşsun sen bugün"
Dudaklarıma bir gülümseme yerleştirip yanağına ufak bir öpücük bıraktım. Güzel olduğumu hissetmiştim o böyle söylediğinde ve bu beni oldukça mutlu etmişti.
" Ben güzel olmamış mıyım aşk olsun yani"
Dolunaya baktığımda siyah bir pantolonla yeşil bir kazak giymişti ve oldukça tatlı gözüküyordu.
" Olur mu öyle şey annem sende çok güzel olmuşsun "
Önüme aldığım gevreği yemeye çalışsamda bir türlü yemek gelmiyordu içimden.
"Yesene gazel , işte böyle yemediğin için miden küçülüyor"
Ona aldırış etmeden iki kaşık daha aldıktan sonra masadan kalkıp kapıya ilerledim . " hadi doliiii derse geç kalacağız"  " geldim geldim hadi çıkalım"...

Okula girdiğimizde garip bir heyecan bedenimi esir almıştı Hazar'ı görmeye henüz cesaret edemiyordum ve olabildiğince ondan uzak durmaya çalışacaktım. " saçlarını açık bırakman konusunda ne söylemiştim" cidden mi az önce ondan uzak duracağıma dair karar almışken sadece bir saniye sonra ensemde bitmişti. Sakince ona dönüp gözlerimi ruhsuz gözlerine çıkarttım " sana da günaydın Hazar " ifadesiz tutmaya çalıştığım sesime karşı hala ruhsuz bakıyordu. " sana birşey sordum maviş " evet birşey sormuştu ama şuan  ona verecek cevabım yoktu. " bende sana günaydın dedim" sabırla gözlerini kapatıp açtığında ruhuma il ek ilmek kazıldığı bakışlarımı hala üzerimde ve ruhsuzdu "kahvaltı ettin mi " evet 5 kaşık Mısır gevreği yedim diyemeyeceğime göre başımı sallamakla yetindim " yalancı bir maviş , bundan hiç hoşlanmadım" Birgün benden hoşlandığını duymak için herşeyimi verirdim ama benden asla hoşlanmayacağını hoşlansa bile söylemeyeceğini biliyordum. " gidelim " diyip yürümeye başladığında itiraz etmek için dudaklarımı araladığını anda bunu bekliyormuş gibi aniden bana dönüp baş parmağını dudağıma yerleştirdiğinde kalbim yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. " Dilin fazla açıldı, ne diyorsam onu yap " tekrar yürümeye başladığında başımı eğip yanından yürümeye çalıştım çünkü oldukça hızlıydı. " Dersim var Hazar okulun dışına çıkamam " Hazar bana aldırmadan yürümeye devam edip kampüsün içindeki Cafeye girdiğinde rahat bir nefes verip onunla birlikte içeri girdim. " Sen geç otur ben geliyorum " birşey demeden iki kişilik masaya oturduğumda 10 dakika sonra Hazar gelmişti elindeki tabağı önüme bıraktığında kendi içinde aynısını almasına sevinmiştim. Birşey demeden tostundan büyük bi ısırık alıp gözlerimin içine baktı. Onun derinliğinde boğulabilirdim, onun sessizliğinde Yok olabilirdim , onun soğukluğunda donup, onun günahlarında yanabilirdim herşeyi onunla yapmaktan kesinlikle şikayetim olmazdı. " Biliyorum çok çekiciyim ama yemeğini ye maviş" kızaran yanaklarımı saklamak için tostumu yavaşça elime alıp yemeye başladım. " Demek yemek yemen için seni böyle utandırmam gerekiyor, İnan her işte başarılı olduğum gibi bu konuda da oldukça başarılıyım güzelim" kırmızının en koyu tonuna bürünen yanaklarımı saklayacak bir çözüm bulamıyordum. Bugün neşesi oldukça yerinde gibiydi hala ifadesiz bir suratla karşımda otursa da cümleleri itici ve soğuk değildi. Tostun yarısına geldiğimde iyice tıkanmıştım. " Yemeyecek misin ?" " hayır" dediğim anda yarım tostumu alıp hiç tiksinmesen ısırdığım yerden yemeye başladı. Telefonumun zil sesi kulağıma ulaştığında cebimden çıkarıp kim olduğuna baktım 'Asrın' yazısını görünce tereddüt etsem de açtım. " Asrın" dememle Hazar'ın yakıp küle çevirecek bakışları gözlerimi bulmuştu. " Selam gazel, nasılsın " onunla samimi bile değildim ama oda belli bir sınır çizmişti kendine göre bunu hissettiğim anda biraz da olsa rahatlamıştım. "Teşekkür ederim Asrın" onun nasıl olduğu çokta umrumda olan bir durum değildi. " Imm... bugün görüşecektik onun için aramıştım saat kaçta müsait olursun acaba? " Hazar her an saldırıya geçecek gibi baktığı için içimi bir korku kaplasa da belli etmemeye çalışarak dikkatimi Asrına verdim. " Saat 2 de dersim bitiyor Asrın bana adresi mesaj atabilir misin ?" " seni alabilirim istersen"  " arabam var sen adresi atarsan yeterli" Hazar'ın bakışları dahaların karanlık bir ton aldığında kapatmam gerektiğinin farkına varmıştım. " pekala görüşürüz Gazel" cevap vermeyip telefonu kapattığımda Hazar hiçbir şey demeden ayağa kalkıp dersimin olduğu binaya doğru yürümeye başladı. Birşey söylemesini bekleyecek kadar aptaldım umrunda değildim, zerre kadar umrunda değildim ona aldırış etmeyip önden yürümeye başladım. Tam üçüncü adımı atacakken kolumu tutmasıyla ona dönmek zorunda kalmıştım " canımı sıkıyorsun maviş " kaşlarımı şaşkınlıkla havaya kaldırdım " ne yapıyorum ki ben " cidden yine ne yapmıştım!!
" çıkışta beni bekle eğer bensiz onun yanına gidersen.." dudağına kulağıma yaklaştırdığında iyice gerilmiştim " bunu sana ödetirim.." dudaklarını yanağıma sürterek geri çektiğinde aldığım nefes boğazıma takılı kalmıştı. Ve ben nefes alana kadar o çoktan gözden kaybolmuştu.. Sınıfa girdiğimde en arkaya geçip hocanın gelmesini beklemeye başladım birden uyku çöktürdüğünde kolumu uzatıp başıma üzerine koydum hoca gelene kadar gözlerimi dinlendirebilirdim. Yüzümde gezinen elle gözlerimi araladığımda Aral'ın saçlarımla oynadığını fark ettim " günaydın güzelim" " ne yapıyorsun Aral herkes yanlış anlayacak" başımı sıradan kaldırıp suyumdan bir yudum aldım. " O bok beyinlilerin ne düşündüğü sence ne kadar umrumda, ben seni kız kardeşim gibi görüyorum bundan onlara ne ? " cevabı gülümsememe neden olmuştu bir kardeşim yoktu ve Aral tarafından kız kardeş olarak benimsenmek hoşuma gitmişti. O esnada hoca sınıfa girdiğinde hiçbir şey dememe fırsat olmadığı için dersi dinlemeye koyuldum..

Aralıklarla 4 dersin ardından dersim de bitmişti ve çıkışta Hazar beyi bekliyordum. Arabama yaslanıp telefonumu kurcalarken bir kızın  sesini duymamla ona çevirdim bakışlarımı. Bu o kızdı biz Hazar'la sarılırken kin ve nefretle bakan kız "biraz konuşabilir miyiz gazel"  adımı bilmesi kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. " Tabiki sorun nedir" kız alayla güldüğünde bunun iyi bir fikir olmadığının o an farkına varmıştım.
" Hazar..." duyduğum isim dahada kafamın karışmasına sebep olmuştu. " Hazar'ın erkek arkadaşım olduğunu söyleme ihtiyacı hissettim gazel yakınlığınız beni oldukça rahatsız ediyor bir daha onun yakınında olmanı istemiyorum" duyduklarımı idrak etmede oldukça zorlanıyordum ne demişti Hazar benim erkek arkadaşım, ondan uzak dur??? Doğru anlamıştım değil mi " ben... ben bilmiyordum üzgünüm " dedikten hemen sonra karşıdan gelen Hazar'ı görmemle arabama atlayıp hızla oradan uzaklaştım. Gözümden akan yaşlara anlam veremediğim gibi  yenilerinin gelmesinde engel olamıyordum. Kız arkadaşıydı ve bu gerçek kalbimin paramparça olması için yetmiş ve hatta artmıştı....

Saklı UmutsuzlukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin