Bu bölümü biraz Stiles ve Alex üzerine kurgulamak istedim. Ayrıca Pazartesi günü TEOG var ve ben yb ekliyorum değerimi bilin ajksajdksa. Yani yine de kısa kesmek zorundayım TEOG'tan sonra uzun uzun yazarım. Yorumlarınızı bekliyorum.
'Madem ben bu cadıları yönetebiliyorum... Bir şeyler yapmam gerek, Stiles. Bir şeyler yapmam gerek ama ben hiçbir şey düşünemiyorum!''
Alex, kesinlikle çıldırmak üzereydi. Belki de üstüne çok fazla yük aldığını sanıyordu, belki de gerçekten üstüne büyük bir yük almıştı. Düşününce ikinci seçenek daha mantıklı geliyordu. Cadıların elinden kurtulalı 1 gün olmuştu ve Alex cadıların hiçbir şey yapmamasını ''Fırtına öncesi sessizlik.'' olarak algılıyordu. Stiles, Alex'i yatıştırmak için ona sarıldı ve ''Sakin ol.Elbette bir yolunu bulacağız.'' dedi. Stiles, kendisini sorgulamadan duramıyordu. Alex kendisini cadıların önüne attığında bile kendisini zor tutmuştu.
Ben şimdi Alex'i yatıştırmak için mi sarılıyorum, yoksa ona karşı bir şeyler mi hissediyorum?
Kucağında ağlayan Alex'e baktı. Belki de kendisine ilk defa itiraf ediyordu.
Kesinlikle Alex'e karşı bir şeyler hissediyorum.
Alex'i kucağından kaldırarak ona bakmasını sağladı. ''Her şey yoluna girecek, Alex. sana yemin ederim, bir yolunu bulacağız.'' Alex gülerek ''Sen hep bir yolunu bulursun, değil mi?'' dedi. Stiles kafasını sallayarak Alex'i göğsüne bastırdı. Stiles, arkasına yaslanarak tereddütle ''Alex, benim hakkımda ne düşünüyorsun?'' diye sordu. Bunu yaptığına inanamıyordu. Alex, kafasına kaldırarak. ''Biliyor musun Stiles? İlk başlarda senin gıcığın teki olduğunu düşünmüştüm. Ama bence sen çok tatlısın... ve şirinsin... ve komiksin... ve ben...'' İkisi de aynı anda ''Senden hoşlanıyorum.'' dedi. Gülümsemeleri çok uzun sürmedi. Stiles, Scott'tan gelen aramayı cevapladı. ''Stiles, dostum. Nerede olduğumu bilmiyorum. Odamdaydım ve birden kendimi ormanlık bir yerde buldum buradan çıkamıyorum.'' Scott'ın bunları söylemesiyle Alex ve Stiles'ın etrafında rüzgar bariz bir çember oluşturdu. Göz açıp kapayana dek kendilerini bir ormanda buldular. ''Alex?'' dedi. Kucağındaki Alex'i dürterek onu uyandırmaya çalıştı. ''Alex!' diye bağırdı. Ama hiçbir şey onu uyandırmıyordu. Stiles, kucağına Alex'le kalmıştı. '
''Neden nefes almıyor gibisin?''
''Çünkü nefes almıyorsun, değil mi?''
Stiles, bir anlık dalgınlıktan sonra Alex'in nefesini kontrol etti. Alex, zayıf da olsa hala nefes alıyordu. Alex'i kucaklayarak ormanın içinde yürümeye başladı. Kısa bir yürüşten sonra bacağında keskin bir acı hissetti. Alex'le beraber yere yığıldı. Oku bacağından çıkarmak için Alex'i yanına bıraktı. Acıyla oku çıkardıktan sonra Alex'e döndüğünde onu bıraktığı yerde bulamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen Wolf
Fanfiction**Alex, Londra'da aile içi karışıklıklar olduğu için Beacon Hills'e, Linda teyzesinin yanına taşınıyor. Bundan sonra işler Londra'dakinden daha da karışık olmaya başlıyor. Nasıl mı?** **İkinci sezonda da macera devam ediyor! ''Küllerinden doğan'' da...
