Şimdi. evet, uzun zamandır yeni bölüm gelmedi. Gıcık bir yazar olduğum için üzgünüm. Yakın zamanlarda sezon finali filan yapmayı düşünüyorum. Bölümleri Stiles'ın ağzından yazmaya karar verdim çünkü siz fikrinizi belirtmediniz. Bu arada, ithaf isteyenler yorum yapabilir. Her yorum bölümün gecikmesini biraz daha engeller. 7K olduk, teşekkürler. İyi okumalar.
Neler döndüğünü hiçbir şekilde bilmiyorduk. Derek'in evindeydik ve ben elimdeki kalemle oynarken herkes bir şeyler düşünmeye çalışıyordu. Ortalığa çalıların ve kalemin sesi hakimdi. Yazın gelmesiyle ürpertici rüzgarlar yok olmuştu. Günlerdir sadece okuldaki sınavlara giriyordum. Onlardan da pek iyi notlar aldığım söylenemezdi. Deaton'ın bize yardımcı olabileceğini biliyorduk ama adam ortalıktan kaybolmuştu. Her şeyin üst üste gelmesine rağmen, Derek'in eski evinde oturup bir çözüm yolu arıyorduk. Peter ne kadar Alex'in öldüğünü düşünse de ben öyle düşünmüyordum.
Scott, telefonunu kapatıp yanımıza geldi. Yüzünde güller açıyordu, iyi bir şeyler olduğunu anlayabilmiştim. ''Hazırlanın, Doktor Deaton'ın yanına gidiyoruz.'' dediğinde hepimiz yerimizden kalkarak veterinere doğru yola çıktık.
Veterinerin kapısından içeri girdiğimizde Deaton elindeki kediyi kafesine geri koyarak bize yöneldi. ''Durum vahim.'' dedi dudaklarını birleştirerek. ''Alex'in ruhundan bir parça alındığını söylediniz, çocuklar ve bu ciddi bir şey.'' Hepimiz pür dikkat Deaton'ı dinliyorduk. Ağzından çıkan her kelime beynime bir bıçak gibi saplanıyordu. Onun öldüğünü söyleyemezdi. Konuşmaya devam etti. ''Cadıların sizi hapsettiği tamamen başka bir boyuttu. Yanı aslında olduğunuz yerdeydiniz, sadece bilinçaltınız orayı başka bir yer olarak algıladı. Cadıların işi bittiğinde hepiniz aynı yerlerinizde tekrar uyandınız. Ama Alex yoktu. Çünkü ruhunun bir parçası hala orada.'' Kahverengi tahta masanın önündeki sandalyeye oturdum. Konunun nereye geleceğini çok merak ediyordum. ''Ruh ile beden, canlı ölmedikçe birbirinden ayrılmaz. Yani Alex geri gelmediyse, bu onun hala orada olduğunu belirtir. Yani o başka bir boyutta, canlı ve bıraktığınız yerde.'' Derin bir nefes almıştım. Alex'in canlı olması çok büyük bir şanstı. Peter'a bir bakış attıktan sonra tekrar Deaton'a döndüm. ''Onu oradan çıkarmalıyız.'' dedim. Deaton ''Biliyorum. Ama bu çok zor olacak çocuklar.'' dedi. Scott'la birbirimize baktık. Ne olursa olsun benim oraya gideceğimi biliyordu ve beni yalnız bırakmak istemiyordu. Hiç bir zaman yalnız bırakmamıştı. ''Anlat.'' dedi Scott. Deaton benim karşıma oturduktan sonra konuşmasına devam etti. ''Aslında bunu daha önce yapmıştınız. Darach vardı, hatırlarsınız ya.'' dedi. ''Sadece biraz daha değişiğini uygulamamız gerekecek. Çünkü bu sefer boyut değiştireceksiniz. Hemen mi başlamak istersiniz, yoksa-'' ''Hemen.'' diyerek onun sözünü kestim ve odaya geçtim. Deaton, bitkilerini sakladığı dolaba gitti ve iki tane kutu çıkardıktan sonra kutudaki bitkileri ezip kaynar suyun içine attı. Daha sonra hepsini birer bardağa koydu ve bardakları bize vererek hemen içmemiz gerektiğini söyledi. 3 tane bardaktan biri ben, biri Scott ve diğeri de Derek içindi. Lydia iletişime geçebilmek için bize katılmadı. Peter'ın ise zaten işe yaramaz olduğunu düşünüyordum ama onun Lydia'ya yardımcı olması gerektiğini biliyordum.
Karışımı kafaya diktiğimde ağzımın yanacağını biliyordum. Yüzümü ekşittikten sonra kaynar suyun tüm vücuduma yayıldığını hissettim. Su, sanki kanımmış gibi damarlarımdan akıyordu. En sonunda kalbime ulaştığını hissettiğimde diğerleriyle birlikte yere yığıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen Wolf
Fanfiction**Alex, Londra'da aile içi karışıklıklar olduğu için Beacon Hills'e, Linda teyzesinin yanına taşınıyor. Bundan sonra işler Londra'dakinden daha da karışık olmaya başlıyor. Nasıl mı?** **İkinci sezonda da macera devam ediyor! ''Küllerinden doğan'' da...