Don't Leave Me

705 31 0
                                    

Öncelikle, hepimizin başı sağolsun. Çok büyük kaybımız var Soma'da. Allah ailelerine sabır versin. Aslında yeni bölümü yarın paylaşacaktım çünkü 3 gün milli yastı ama fazla uzatmak istemedim. Yorum gelmezse sınır koymaya başlayacağım. İyi okumalar

#SOMA

Stiles uyandığında mahzen gibi bir yerdeydi. Ayağa kalkarak etrafına bakındı fakat etraf bomboştu. Sadece karanlığa uzanan yollar vardı. Düştüğü yere geri çıkmak istedi fakat tavan bir şekilde kapanmıştı. Belki de başka bir yere taşınmıştı ama sonuç olarak iki seçenekte de paranormallik vardı. Karşısında uzanan yollara baktı. 5 tane seçeneği vardı, istediği yoldan gidebilirdi. İkinci yolda doğru ilerleyerek karanlık mahzende yürümeye başladı. Gözü gittikçe karanlığa alışıyordu fakat bu onun için yeterli değildi. Çok geçmeden yanan bir meşale buldu ve üstündeki örümcek ağlarını temizledikten sonra yürümeye devam etti. Mahzenin duvarları olması gerekenin aksine topraktandı. Bu da Stiles'ın neden kolaylıkla mahzene düştüğünü açıklıyordu.

Alex'in ölmüş olma ihtimalini düşünerek daha da hızlandı. Hızını alamayarak koşmaya başladı fakat ayağını tutan bir şey onu durdurdu. Bir tuzağın üstüne basıyordu ve eğer ayağını çekerse ölebileceğini biliyordu. Derin bir nefes alıp Alex'in uğruna ölüp ölemeyeceğini düşündü. Ayağımı çekersem onu da kendimi de kurtaramam, diye düşündü. Fakat daha fazla dayanamayacağını düşünüp kendini aniden geriye attığında bir kez daha toprak ayağında kaydı.

Bu sefer yumuşak düşmüştü. Bunun nedeni Derek'in üstüne düşmesi olabilirdi. Üzgünüm, dedi ve şaşkınlıkla ortalığa baktı. Derek'i uyandırmıştı ama Lydia, Scott ve Peter hala baygındı. Kaybolduklarında oraya düşmüş olmalıydılar. Diğerlerini de uyandırdıktan sonra düşünmeye başladılar. 

''Neden hepimiz birden burada toplandık?'' dedi Stiles. ''Bir manası olmalı.''

Derek onu ''Biz dördümüz buraya toplandık, sen sonradan geldin.'' diye düzeltti. ''Bence asıl nedenini düşünmemiz gerek şey bu.'' dedi. Hala mahzende oldukları topraktan anlaşılıyordu. Etraftaki 12 kapı ve kenarlarında duran 12 meşale hariç her şey aynıydı. Lydia dikkati üstünde toplamaya çalışarak ''Derek haklı.'' dedi. ''Bunu her kim yaptıysa senin yalnız başına bir şeyler yapman gerektiğini düşünüyor. Buraya kadar yalnız başına geldin.'' dedi. Lydia ve Derek'in söyledikleri ne kadar mantıklı gelse de Lydia'nın kimin tarafından kaçırıldığı hala belli değildi. Öğrenmek istediği için Stiles ''Sahi, seni kim kaçırdı?'' diye sordu. Lydia ilk önce yere baktı ve sonra kafasını tekrar kaldırarak ''Isaac.'' dedi.

Stiles, Scott, Peter, Derek ve Lydia yarım saattir aynı mahzendelerdi ve Stiles hala ''Bilmeliydim.'' diye sayıklıyordu. Isaac ve Alex yalnızken, Isaac'in Alex'e bir şey yapmış olmasından korkuyordu. Stiles'ın ortalıkta en az elli kez dönmesinden rahatsız olan Peter ''Yeter.'' diye bağırınca Stiles irkilerek yere oturdu. Lydia huzursuz gözüküyordu. Kızıl saçlarıyla oynamayı bırakıp ayağa kalktı. Endişeyle ortalıkta dolanmaya başladı. Peter'ın ''Bir de sen başlama, Lydia. Stiles'tan daha akıllısın...'' demesine karşın Lydia ''Geliyorlar.'' dedi. Ve Lydia'nın felaketi haber verdiği an on iki kapının on ikisi de açıldı ve kapılardan cadılar fırladı. Samanthy ve arkasındaki 11 cadı, birbirlerine yapışmış olan beşliye baktı ve kahkaha attı. ''Mahzenimize hoş geldiniz. Umarım yerinizi yadırgamamışsınızdır, size elimizden geldiğince iyi hizmet etmeye çalıştık.'' Başta Stiles olmak üzere herkes şaşkınlıkla Samanthy'e bakıyordu. Samanthy yarım ağız gülerek '' Sanırım küçük arkadaşınız Alex'i arıyordunuz. Onu kaybettiniz öyle değil mi? Ah, evet. Sanırım bir süre için onu da mahzenimizde ağırladık.'' Stiles, sinirlenmeye ve umudunu kaybetmeye başlıyordu. ''Alex nerede?'' diye bağırdı. ''Ona ne yaptınız?'' Samanthy ''Alex'e bir şey yapmadık. Sadece ihtiyacımız olan şeyi aldık.'' dedi. 12 cadı da kapısına yaklaştıktan sonra Samanthy arkasını döndü ve ''Ruhundan bir parça.'' dedi. 12 cadı da bir anda ortalıktan kaybolmuştu. Üzerlerindeki toprak yavaş yavaş kaymaya başladığında bir beden gördüler. Ve bedenin Alex'e ait olduğu barizdi. Yukarı çıktıktan sonra Stiles Alex'i kucağına yatırdı. ''Alex, hayır. Şimdi gidemezsin. Şu an gidemezsin. Sevdiğim insanlar sırayla gidiyor olabilir ama sen gidemezsin. Lütfen gitmedim de.'' dedi. Sözlerinin Alex'i geri getirmeyeceğini biliyordu. 

Stiles uyandığında kendini Alex'in yatağında buldu. Saat ve durduğu yer aynıydı. Ama yanında  Alex yoktu. 

Teen WolfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin