Bölüm 23..Na nasıl ya..

576 24 0
                                    

Mert ve Aziz bey, hemen dışarıya çıktı. Mert, Neriman hanımın, odasına gidip kasa anahtarını aldı. Aziz bey, merkezdeki çalışan, tüm taşeron işçilerinin, kadroya alınacağını anons ettirdi. Holdingin diğer şirketlerinde çalışanlara da haber gönderildi. Kadroya alınacakları söylendi.

O gün ilk olarak güvenlikçiler, kadrolu eleman oldu. Ertesi gün, kimliğini getiren tüm işçiler kadroya alınıyor, sonra tekrar şirketine, işinin başına gidiyordu. Mert ve Aziz bey, üç günde tüm Holdingin, işçi ve güvenlikçi kadrosunu oluşturmuştu. Kadrolu olan tüm çalışanlar onlara dua ediyor, minnetlerini bildiriyordu. Aracılar artık onların sırtından. haksız kazanç sağlayamıyorlardı.

Güvenlikçilerin başı, kaya bey olmuştu. Aziz bey ve Mert, için adeta etten duvar örüyorlardı. Aziz bey ve Mert, üçüncü gün sonunda, müdürlerin üzerine, yeni müdürler atayarak onları pasif duruma getirdi.

İşçilerin her sene, işten atılma korkusu bitmiş. İçlerini yükselebilme umudu kaplamıştı. Hepsinin yüzü gülüyordu. Aziz beyde çok mutluydu. Onun olduğu yerde, umut, hep var olacaktı. Mertte, Aziz beyin, adeta öğrencisi olmuştu. Onu anlıyor ve düşüncelerini paylaşıyordu.

Aziz beyden, ilk ve en önemli öğrendiği ders ise " "Sorumlusu olduğu veya olacağı yerdeki her şeyi bilmek ve hakim olmaktı.

 Hafta sonu "Piyanistin çalıştığı otelin lobisi. Piyanist, Mert, Tokatlı ve Aziz bey, birlikte oturup kahve içiyor ve fikir alışverişi yapıyorlardı. Recep alt katta mutfaktaydı.

Aziz bey, Neriman hanımla olan konuşmasını, piyaniste anlattı ve devam etti.

Aziz bey " Neriman hanım, yada diğer müdürlerin, beş yıl önceki başınıza geleni yaptıklarına inanmıyorum. Zaten siz onların istediğini yapıp, dilekçeyi mühürleyip imzalamıştınız. Sonra Amerika,ya dönecektiniz. Onlar şirketi, biraz dağa kazanç  yaptı gösterip, kendi ceplerini doldurmaya devam edeceklerdi ve öyle oldu.

Piyanist " Peki benim başıma ne gelmiş o olabilir? Amerika,da benim yaşamamı is istemeyen çok insan olduğuna inanıyorum. Acaba parasal bir örgütmü? yoksa ra rakip bir firmamı? beni bu hale getirdi?

Aziz bey " Her şey olabilir. Sizin newyork,taki konumunuzu bilmiyoruz. bir örgüt, bir rakip firma, veya hiçbiri, kaderin oyunuda olabilir. Sizin işleriniz ve özel hayatınızla ilgili. Amerikadan bize bilgi toplayacak, yabancı dili iyi olan, şüphe çekmeyecek biri lazım.

Piyanist biraz düşündükten sonra.

Piyanist "Bu bunu Sarahtan ri rica edebilirim. Masrafını ve uçak biletini karşılayalım. Bize bilgi sağlasın.

Mert "Sarah kim?

Mertin sorusu, piyanisti hazırlıksız yakalamıştı. Tokatlı arkadaşının halini anlayıp araya girdi.

Tokatlı " Piyanistin, kadın arkadaşı."

Mert "Nasıl tanıştınız ?

Tokatlı " Beyoğlundaki, san antuan, kilisesinde."

Mert " Kiliseye, sizden sonramı geldi ?

Tokatlı " Evet. Biz üçümüz, kiliseye girdik. Sarah hanım, sonradan geldi. Dilek diledikten sonra piyanisti yemeğe çağırdı.

Mert "O zaman onuda şüpheliler listesine koyalım.

Piyanist şaşkındı "Na nasıl ya"

Mert "Siz Sarah hanımı Amerikaya gönderip istikbarat almak istiyorsunuz. Aynısını,oradakiler, sizden haber almak için yaptıysa, biz tüm bilgileri yakından paylaşmış olmuyormuyuz.

Bir sessizlik oldu. Piyanist, elindeki kahve fincanını, ağzına götürüp bir yudum içti. Sevdiği kadında şüpheli duruma düşmüştü. Kalbinin acıdığını hissetti. Biraz düşündü. Sonra buruk bir sesle " Eğer öyleyse, Amerika,ya gittiğinde rahat ha hareket edecektir. Bu da bize, bir ip ucu ya yaratabilir. 

SEFİL PİYANİST, Kırmızı piyano, TAMAMLANDI.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin