Bölüm 51..DİLENCİLERİN BAŞKANI..

407 14 3
                                    

PİYANİST DOĞRU SÖYLÜYORDU o sırada Ketrin hanımda uyuyamamış, piyanisti ve eski anılarını düşünüyordu. Piyanistin hiç hatırlamadığı anılarını. Ketrin, piyaniste yıllar sonra sarıldığında çok mutlu olmuştu. Birkaç saatlik birlikteliklerinde gördüğü şey, eski despot, somurtkan, egoist adam gitmiş, yerine her şeye gülen, sempatik, sevimli biri gelmişti. Bu sevimli adam, onun yine kalbinin hızlı atmasına ve arzularının kabarmasına sebep olmuştu. Ketrin hanım uzandığı yatağın içinde kocasıyla olan birlikteliklerini hatırladı.

Piyaniste hiç parfüm almazdı. Piyanist parfüm kullandığında ona çok kızardı, kocasının kokusunu parfüm kokusuyla karışmasını istemezdi, yatağa girdiklerinde piyanisti bir yandan öper bir yandan koklardı piyanistin kokusu onu dağa çok tahrik eder ve piyanistle çılgınca sevişirlerdi.

Ketrin hanım, bu anılarını hatırlayınca tüm vücudunu ateş bastı hızla yataktan kalkıp cama yaklaştı şehrin merkezine doğru baktı. Tek aşkı kocası, hem çok yakın, hemde çok uzaktı.

Tokatlı piyanistin söylediklerine hem sevinmiş, hem de üzülmüştü. Ona hiçbir cevap veremedi. Gözünün ucuyla şarap şişesine baktı, şişede bir bardaklık şarap kalmıştı. Şişeyi eline aldı, yarısını piyanistin bardağına, yarısını da kendi bardağına doldurdu. Hayatında ilk kez bardağı kaldırıp temennisini söyledi " Bardağı önce arkadaşlığımıza, sonra seni sahiplenip mutlu edebilecek kadına kaldırıyorum"

Piyanist, Tokatlı'nın bardağının altına, kendi bardağının üst kısmını dokundurdu ve bardaktaki içkiyi bir yudumda içtiler. O sırada salondaki telefon çalmaya başladı ikisi de irkildiler.

Tokatlı " Kim bu gece yarısı ?

Telefon ısrarla çalmaya devam ediyordu. Sarhoş olan piyanist ağzını kaydıra, kaydıra " Kimsee, kimm açıp bakalımm"

Salona girdi Tokatlı'da arkasından içeriye girdi piyanist telefonu açtı " Aloo buyurunn"

Telefondaki ses " Hoş geldin başkanım. Sizi yeniden burada görmek çok güzel" 

Aksanlı konuşan bir adamdı.

Piyanist " Hooş bulduk. Teşekkür ederimm.

Telefondaki adam, piyanistin sarhoş olduğunu anlamıştı,kısa süreli bir duraklamadan sonra adam " Başkanım biz her zamanki gibi emirlerinizi bekliyoruz"

Piyanist, adamın Mertin söylediği Meksikalı olduğunu tahmin etti " Benn sizinle iki veya üç gün sonraa görüşeceğim"

Telefondaki adam " Tamam başkanım iyi geceler"

Piyanist " İyi gecelerr" diyerek telefonu kapattı

Tokatlı " Kimmiş ne istiyormuş ?

Piyanist Tokatlı'ya baktı. Suratında muzip bir ifade vardı " Nee bileyiim bana başkanım dedi"

Tokatlı" Başkanım mı dedi. Sen ne başkanıymışsın ?

Piyanist " Ne bileyim, dilencilerin baaşkanı olmalıyım herhalde"

Tokatlı, piyanistin lafından sonra kahkahalarla gülmeye başladı. Piyanistte onun gülmesine ve kendi lafına kahkahalarla gülüyordu. Uzun bir süre güldüler. Sonra piyanist salona girip kanepenin üzerine oturdu, üzerindeki ceketini çıkarttı, gömlek ve pantolonunu çıkartmadan kanepeye uzandı.

Tokatlı, balkonda oturup Newyork'ka bakmaya devam etti içinden " Nereden, nereye" diye geçirdi

Kader onları küflü, tozlu ve belalı sokaklardan en lüks yerlere getirmişti, ama o sokak adamıydı Salaş, hafif kirli, rutubetli yerler onu dağa rahat ettiriyordu, böyle lüks yerlerde kendini kazık yutmuş gibi hissediyor kasılıp kalıyordu. Oturduğu yerden kalktı, kanepe'de yatan piyaniste baktı. piyanist uyumuştu. Yatak odalarından birine gitti yatağın üzerindeki örtüyü kaldırdı altından çıkan battaniyeyi çekti aldı, salona gidip uyuyan piyanistin üstünü örttü. Sonra tekrar odaya gidip, gömleğini ve pantolonunu çıkartmadan yatağa uzandı. 

SEFİL PİYANİST, Kırmızı piyano, TAMAMLANDI.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin