Bölüm.71 .KİMSENİN UYUMASINI İSTEMİYORUM.

43 3 0
                                    

Hocam, ben bir tiyatro opera sahneleyip, aralarda resital vermek istiyorum. Oraya gelen insanların üçüncü eserden sonra uyumasını istemiyorum, son ana kadar o sahneden gözlerini ayıramasınlar istiyorum.

Nuri hoca, biraz düşündü sonra " sen istanbul'lu olmuşsun oğlum. O yanındaki arkadaşların ve son olarak o küflü mahallede yaşadığın beş yıl seni İstanbul'lu yapmış aynı bizlere benzemişsin.

Piyanist? Hocam sende farkında olmadan söyledin, yaşadığın son beş yıl dedin, bende yaşadığım son beş yılı sahneye koyacağım.

Nuri hoca biraz durakladı sonra "ben senin aklından ne geçtiğini anlıyorum sen bir taşla iki kuş vurmak istiyorsun, korkuların var, oraya gittin orada geçmişini öğrendin korkuların dağa da arttı ama sen kimselere derdini anlatamıyorsun bu söylediğin şeyi yaparak senin canına kast edenlere sizleri hatırlamıyorum diyeceksin"

Piyanist " haklısın hocam korkularım var kızım duygum, kertin hanım, oğlum mert ve arkadaşlarım kör bir kurşunla onların kılına bile zarar gelsin istemiyorum, benim kendime bile söyleyemediğim şeyleri sen söyledin bu yapacağım sanat gecesi aynı zamanda geçmişimde beni tanıyan bana ve yakınlarıma zarar verebilecek olan kişilere ben sizleri hatırlamıyorum mesajı olacaktır.

Nuri hoca " aklında bir başlangıç var mı ? diye sordu

Piyanist " evet hocam her şey o akşam başladı fakültede o kırmızı piyanoyu gördüğüm akşam resital operetin başlangıcıda benim yaşadığım o en önemli akşam olacak"  

Piyanist oldukça ciddiydi Nuri hoca biraz düşündükten aynı ciddiyetle " olabilir ee benim ne yapmamı istiyorsun ?

Piyanist " hocam ben bu resital operayı yapmak zorundayım senide bu operetin yönetmeni olarak istiyorum eğer kabul edersen uçak biletinin tarihini hemen öne aldıracağım"

Nuri hoca yine durakladı,biraz düşündükten sona  gülümseyerek " tamam be haylaz belki bu kez seninle birlikte benimde hayallerimi gerçekleştiririz,yalnız sen o bileti iki kişilik olarak gönder ben yanımda önemli birde ressam getireceğim o gecenin afişlerini yaptıracağız "

piyanistin,Nuri hocanın, fikrine karşı gelmeyip ve onun korkularını anlayıp ona yardım etmesine oldukça sevinmişti onun hemen işe koyulup ressamı düşünmesi'de piyaniste güven vermişti " tamam hocam sen nasıl istersen sağol hocam, çok sağol"

piyanist telefonu kapattıktan sonra mert hava alanını arayıp acil olarak iki kişilik bilet ayırttı dağa sonra konsolosluğu arayıp ressamın vize sorunununçözülmesi için yardım istedi.

Mert ve Recep uyumak için kendi odalarına geçtiler.

piyanistin, yüzünde resitalle ilgili rahatlamanın huzuru vardı göz kapakları uykusuzluktan ve yorgunluktan adeta kapanmak üzere idi üzerindekileri çıkarıp eşofmanlarını giydi yatağa uzandı ve uykuya daldı.

Tokatlı'da yatağına yatıp uyumaya başlamıştı.

Recep, odasında yatağına yatmış uykuya dalmıştı.
Mert ise bu akşamki yaşadıklarını düşündü sevdiği kadının birkaç saatte olsa yanında olmak onu çok mutlu etmişti,üstelik hiç beklemediği şekilde karşılanmıştı oda yatağına yattı ve düşünceleriyle birlikte uykuya daldı.

Ertesi gün olmuş piyanist ve arkadaşları erkenden kalkıp resital operetin hazırlıklarına başlamıştı.

Mert bir gün önce Ömer' den gelen ve gelecek olan misafirlerin Newyork'u gezmeleri için bir vip minibüs ayarlamasını istemişti. Vip minibüs sabah erken saatte otele gelmiş ve Newyork'u gezdireceği misafirleri bekliyordu.

Necati bey ve eşi kalkıp aşağıya inmişlerdi kahvaltılarını yapıyorlardı

Tokatlı ve piyanist' te aşağıya inip onlara günaydın dedikten sonra yan masaya oturdular arkalarından Recep ve Mert' te kahvaltıya indi

Recep ve Mert 'te Necati bey ve eşine sonrada tokatlı ve piyanist e günaydın dedikten sonra mert Necati beye " Necati bey sizin için bir minibüs dışarıda duruyor istediğiniz anda size Newyork'u gezdirebilir.

Necati bey " Çok teşekkür ederim mert bey"  

Mert ve Recep, Tokatlı ve piyanist in masasının yanındaki sandalyelere oturdu. Tokatlı ve piyanist, Mert in yüzündeki tuhaf mutluluk ifadesini fark etmişlerdi. Hepsi dün gece ne olduğunu merak ediyordu. Tokatlı ayağıyla Recep'in ayağına dokundu, Başıyla Mert'i gösterdi. Recep onun ne söylemeye çalıştığını anlamıştı.

Recep " Mert yüzünde güller açıyor, bakıyorum gülümsüyorsun. Hadi anlat artık şu dün akşamı da bizi merakta bırakma"

Mert kısa bir cevap verdi " Evet Recep abi, çok güzel bir akşamdı. Ben biraz rahatladım. Kırılan onurumu tamir ettim. Ama bunu yaparken kimseleri kırmadım.

Recep " helal, sana da bu yakışırdı zaten.

Mert, piyaniste bakarak " resital, yani resital opera gecesi için gönderdiğiniz biletleri memnuniyetle aldılar, size, selam ve saygıları var. Sizinle tanışmaktan, onur duyacaklarını söylememi istediler"

Piyanist, çok fazla bir şey anlamamıştı, ama oğlunu aylar sonra mutlu bir yüz ifadesiyle görmek onu çok mutlu etmişti " bende onlarla tanışmaktan, onur duyarım" 

Hepsi birlikte birlikte kahvaltı etmeye başladılar. Aralarında konuşuyor, operet tiyatronun bölümlerini belirlemeye çalışıyorlardı. Piyanistte, kahvaltıya oturmadan önce sopranoyu ve Meksikalıyı aramış resital opera, ile ilgili düşüncesini aktarıp, onları otele davet etmişti. Saat sabah on bir sıraları gibiydi. Soprano müzisyen arkadaşları ve Meksikalı birlikte otele gelmişlerdi. 

Piyanist önce sopranonun ve müzisyen arkadaşlarının elini sıkıp yanaklarından öptü, sonra önceki yaşantısında can dostu olan Meksikalının elini sıkıp ona sarıldı ve aynı anda onun kulağına fısıldadı " geldi mi ? onun yanındayken mutluluktan şarkı söylediğin kadın geldi ?mi diye sordu.

Meksikalı, yıllar sonra tekrar piyanistin ona tekrar ilgiyle, geldi mi? diye sormasından  çok mutlu olmuştu, Yüzündeki hafif gülümsemeyle, piyanistin kulağına fısıldayarak cevap verdi " Hayır arkadaşım gelmedi ama mutlaka gelecek"

SEFİL PİYANİST, Kırmızı piyano, TAMAMLANDI.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin