🤞Instagram - ben_melis__
Boğazıma takılan kanın çıkması için Enrique'ye sırtıma vur demiştim ama öyle bir vurmuştu ki yataktan düşüp kapıya kadar yuvarlanmıştım.
Sonra elini yemek boruma sokmayı teklif etti bir de. Ben isterim de anamlar izin vermez be Feradım.
Şükür ki boğazıma bir el girmeden ve omurgam kırılmadan uyuma bahanesiyle Nora ve Enrique'yi postalamıştım. Kitabımı okuyabilecektim sonunda. Kabartmalı yazılan Yılmaz KARLI yazısında elimi dolandırıp kaldığım yerden devam ettim.
"Zamanla Pablo'da ona kapılmıştı ve gizli bir aşk bedenlerini sarmıştı. Cadı ve Ay klanı birbirinden hoşlanmazdı. Farklı klanlardaydılar...
Zaten o aralar klan karışık olduğundan açıklayamadılar. Klanlarda bir lider olmalıydı. Bu lider de, vahşi hayvanlarda olduğu gibi hiyerarşi ile seçilirdi. Adaylar diğeri geri çekilene kadar savaşırdı ve sona kalan en güçlü halka lider ilân ediliridi.
Pablo, Ay Klanına lider olmaya adaydı. Kazandı. Pablo ve Dilemma arasındaki aşk yüzyıllarca saklı kaldı. İkisi el ele; İsa Mesih'in çarmıha gerildiğine şahitlik ettiler. Fransız ihtilaline şahitlik ettiler. Rönesans ve reforma şahitlik ettiler. Savaşlara şahitlik ettiler. İstanbul'un fethine şahitlik ettiler.
Aşkları tam geçen yıla kadar saklı kaldı.
Pablo ve Dilemma'nın aşkı duyulduğunda iki klanda karıştı. Dillemma Cadı klanı vampirleri arasında Isa mesih kadar değerliydi. Cadı ve Ay konseyi birleşip bir karara vardılar.
Pablo ve Dillemma iki düşman klanı birleştirecek bir evlilik yapacaktı. Dillemma, Pablo'yu çok seviyordu. Belki de kendinden bile çok.
Bu iki konseyin ortak kararı ile vampirler geçen yıl yani 2002'de aramıza katıldı. Güçlerini kontrol ettikleri süre içerisinde bizden ayrıt edilemez bir formdaydılar. Sadece onlar istediğinde; tırnakları pençe şeklini alıp siyahlaşır, köpek dişleri sivrilip uzar, irisleri kıpkırmızı olur ve insanüstü bir güçle kaplanırlar.
Normalde ise farkedemezsiniz. Belki yolda yürürken içlerinden biri damarlarınızdan akan kana baka baka yanınızdan geçmiştir. Belki şu anda pencereden sizi izliyordur.
Şey demiş miydim? Sakın arkanı dönme!
Biz gelelim yine Dilemma'ya... Dilemma düğün hazırlığındaydı..."
Arka sayfayı çevirdiğimde kocaman bir hiçle karşılaştım. Geri kalan ve en önemli olan sayfalar koparılıp alınmıştı.
Zaten böyle olmasaydı ve ben bu olayı çözseydim bu çok kolay olurdu. Ama yoookkk... Kaderim illa başıma işler açacak illa beni süründürecek. Kitabına ters bir kere.
En önemli şeyi öğrenemesemde bu vampir halkı ve Dilemma hakında bir çok şey öğrenmiştim. Sıkıntıyla kitap boyunca tuttuğum nefesi verdim ve kitabı yastığın altına koyarak gözlerimi kapattım.
Uykusuzluktan gözlerim kapanmak istiyor fakat içimdeki saçma sapan duygu ve düşünceler bunu engelliyordu. Koyun mu saysam?
Kafamın içinde milyonlarca ayrı kişiye aitmiş gibi gelen uğultuları duymaya başladım. Hepsinin bir anlamı varmış gibiydi ama anlamakta zorluk çekiyordum. Hepsinin şiddeti yavaşlarken bana yine Dillemma diye hitap eden genç erkeğin sesi yankılandı.
"Beni duyacağını ve bana geri döneceğini biliyordum Dillemma. Klanına geri geldin ama neden beni görmek istemiyorsun? Daha fazla rüyanda kalamam bu çok acı veriyor. Seni özledim. Lütfen gel."
'Gel' deyişi tuhaf ve uzun bir ekoyla yankılandıktan sonra gözlerim aralandı. Rüyalarıma giren ve daha önce hiç görmediğim bir nişanlım var. Soğuk soğuk terlemiştim. Banyoya girip yüzüme su çarptıktan sonra odadan çıktım.
Buranın neresi olduğu hakkında bir bilgim yoktu ama bunları Nora'ya anlatma gereği duydum. Bilmiyorum belki daha önce arkadaşım olmadığından belki de gerçekten güvenilir biri olduğundan ona karşı bir güven vardı içimde.
Kolidorda nöbetçilerden birini gördüm. Sanırım ilk defa şansım dönüyordu. "Şey Nora'nın odası nerede? Lider Enrique Aydahow'un kardeşi Nora..." dedim soyismini doğru söyleyebilme umuduyla.
Taş koridordaki en uçta duran iki odayı işaret etti. Iki odada onun mu? Hızla ilerleyerek odalardan birinin kapısını çaldım ama duymadı. Uyuyor da olabilirdi. Hafifçe aralayıp girdim. Yataktaydı.
Uyandırsam bana kızmazdı değil mi? Ya da yanında mı uyusam?
Bu aptal rüyalar beni rahatsız ediyordu. Tamam kabul ediyorum belki birazcık, hâla böyle ürkütücü kâbuslar gördüğümde yatağımın altındaki öcülerden, dolaptan fışkıracak selendermandan, karanlık koridorda beni kovalayan hayalî yaratıklardan ve ben tuvaletteyken delikteki bir elin kıçımı yakalamasından korkuyorum.
Yanına yatıp beline sarıldığımda hatırladığım ama çıkaramadığım bir kokuydu. Bu lânet ışıklar nerde ya? Tam o sırada kapı açıldı ve ışıklar yandı. Kapıdaki Noraydı. Ben kime sarılıyordum?
"Abi Aslı buraya geldi mi? Beni arıyormuşşş... Aaa ben sizi rahatsız ettim tamam hemen gidiyorum..." dedi ve kıkırdayarak kapıyı örttü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CADI (Mu'nun gizemi)
VampiriBoynumdaki tılsımı çıkardığımda beni bulacağından adım gibi eminim çünkü o uzun zamandır bunu yapmamı bekleyerek beni izliyor. "O" dediğim kişinin kim olduğunu merak ediyor musun? O benim... Kendimden kaçıyorum... Kendi güçlerimden... Bu güç şeytan...