JJ hemen gelip ayağa kalkmama yardım etti.Dilini damağına şaklatıp beni cıkcıkladı.
'Bir şeyin var mı?--Afedersin Asya ama yine sen kaşındın.'
Her ne kadar haklı olduğunu bilsem de bu tepkiyi beklemediğim için popomu ovuşturarak ayağa kalktım.
'Hocam aşk olsun ya insan evladı öyle itilir mi ya....Yok bir şeyim.'
JJ muzip bir ifadeyle konuştu bir yandan da benim halime gülüyordu.
'Ben sorarım ona bunun hesabını.Ama sen de her işe burnunu sokma artık be kızım'
'Pekala öğretmeniim' dedim en şirin halimle harfleri uzatarak.
Bileğimi ovarak ayağa kalktım.Ve bugün yapacaklarımı jj'den öğrenip okuldan çıkmak için dış kapıya doğru yürümeye başladım.Popom hala ağrıyordu,o hissi unutmaya çalıştım.Otobüse binmeliydim çünkü gideceğim yer biraz uzaktı.Nasıl gideceğimi de bilmiyordum açıkçası,bu bilekle ayakta kalırsam tutunmam epey zor olacaktı,adresi de pek bilmiyordum ama...Diren Asya!
Zaten kendimi bildim bileli hep kaybolurdum.Tarifler ve adresler konusunda cidden berbattım,yanlış otobüslere biner yanlış duraklarda inerdim.Belki bu yüzden yürümeyi ve bisiklete binmeyi bu kadar çok seviyordum.
Tam kulübenin penceresinden eğilmiştim ve ahjussiye gideceğim yeri bilip bilmediğini soruyordum ki...
Arkadan tanıdık tok bir ses duyuldu.'Burdan oraya otobüsle gidemezsin'
Aniden dönmek için yeltenince kafamı pencerenin yukarısına vurdum ve başımı tutarak arkama güçlükle döndüm.Bu kez de kot ceketimin düğmesi pencerenin kenara takıldı ve dönüşümü engelledi.Çaktırmadan elimle çekiştirirken içerden ahjussinin keyifli gülüşünü duydum.
Sonunda onun yüzüne bakabildiğimde halime gülecek sandım ama beni yine yanıltıp gülmedi.'Nasıl gidebilirim peki?Sen yerini biliyor musun?'
Kim Taehyung karşımda güneşin altında ressmen ışıldıyordu.Saçlarındaki griler ve beyazlar da parlıyordu,ama gözlerinin içindeki koyu maviye karıdan siyahlık sanki dünyanın en koyu siyahı gibiydi. Dudakları konuşurken bir görsel şölen gibi özenle kıvrılıyor tok sesi garip hissettiriyordu.Başının ucuyla hafifçe arka koltuğu işaret etti.
'Oranın yakınlarında işim var.Atla seni de götüreyim.'
Teklifi karşısında gerçekten ağzım açık kaldı ve konuşmak istedim ama sesimi bir süre bulamadım.Ciddi olup olmadığından da emin değildim bu yüzden bir süre şaşkın bakışlarımı yüzünde gezdirdim.Benimle dalga geçtiğini düşünecektim ama bu tip şeylerle uğraşan birisine benzemiyordu.
'Yok...Hiç zahmet olmasın,şimdi yolda da bi yerlerimi kırma ihtimaliniz varken...Ben kendim giderim'
Lanet olsun ki aslında direkt arabaya atlamam gerekirken neden böyle söylediğimi ben de bilmiyordum,sanırım ondan çekiniyordum.
Tüm okulu korkuttuğu gibi beni de ürkütüyordu.Ama bileğim de fena halde sızlıyordu.Bakışları kısa bir an elime kaydığında elimle istemsizce bileğimi ovuşturduğumu fark ettim.Israr etmesi için bekledim.Bunu hiç umursamamış olduğunu belirten bir mimiksizlikle omzunu silkti.'Sen bilirsin' dedi ve gazladı.Tanrım,bu kadar kaba olabileceğini biliyordum,neden hayal kırıklığına uğramıştım ki! Reddettiğime kendi kendime sevindim ve tam yürürken telefonum çaldı.JJ arıyordu,bana tembihlemeyi unuttuğu birkaç ayak işi daha olmalıydı,oflayarak açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kardem ❄ kim taehyung
Fanfiction"Senin gökkuşağının benim gecemde yeri yok. Sen gökkuşağıysan , ben gri ayışığıyım. Aşk, yağmur gibi. Senin için olmazsa olmaz. Ama ben onu tanımıyorum." Bana arkasını döndü ve uzaklaşıyor, hıçkırıklarımın arasından silik sesim duyuluyor. "Ayışığı...