Kays bana seni seviyorum dediğinde o anın hiç bitmemesini istedim. Ama her zaman olduğu gibi bitti. Hiç bir zaman güzel bir şey uzun süremezdi.. Ne diyeceğimi bilemeden öylece bakakaldım. O da bu halimi görünce tabi yine o aptal yüz ifadesi ile "Bir şey demene gerek yok." dedi. Kesinlikle sinirlice değil, yine dalga geçercesine dedi bunu. Kays her zaman böyleydi. Artık ona alışmıştım. -Onu hala doğru düzgün tanımasam bile. Onu gerçekten tanıyabileceğime emindim.-
Sonra beni eve bıraktı. Eve bırakmak bile denemez. Zaten beni beklediği yer ile evim iki üç adım bir şey. Tabi hala oturduğum sokağı nasıl bildiği hakkında hiç bir fikrim yoktu. Heyecandan ve yüksek dozda sevinçten bunu sormak aklıma bile gelmemişti. Her şey bir anda oluyordu ve ben ayrıntıları fazlasıyla gözden kaçırıyordum.
Diğer gün okulda sürekli yanıma gelip durdu ve her zamankinden farklı olarak bana daha az gıcık davrandı. Ben de bir anda kendimi tutamayıp "Gerçekten beni seviyor musun, yoksa o an benimle kafa mı buldun?" diye soruverdim. "Seninle kafa buldum tabi ki, inandın mı?" dedi. O an beynimden vurulmuşa döndüm. İçimden ona küfürler saydırdım. Ve bir yandan da inşallah şaka yapıyordur lütfen şaka olsun beni gerçekten seviyor olsun diye geçirdim. Ne inanıcam ya falan modunda görünmeye çalıştım. Ama başaramadım tabii. Hiç bir şey diyemeden sınıfa koştum. O an o kadar çok ağlayasım vardı ki. Kendimi çok zor tuttum. Sonra arkamdan o da geldi. Yüzümü sıraya yapıştırmış ağlarken beni görmesini asla istemiyordum. Resmen onun için ağlıyordum, bir an kendime acıdım. Hemen kalkıp toparlanmalısın ve bu çocuğu daha da havalandırmamalısın diye düşündüm. Birden elini saçıma koyarak "Ah Venüs, gerçekten çok safsın." dedi. Hiç bir şey diyemedim. Ağlama sesimi duymasın diye kendimi öyle kasıyordum ki, nefessiz kalıp ölecektim az kalsın. Sonra kalkıp hemen tuvalete koştum. O iğrenç kızarmış suratımı görmüş olsa gerek. Yine peşimden geldi ve kızlar tuvaletine girdi. Bunu nasıl yaptığına inanamadım, çılgın. Tuvaletteki kızlar "Ne oluyor, sen çıksana be" falan dediler Kays'a. Kays çıkmamakta kararlıydı. Daha fazla rezillik çıkmasın diye bahçeye çıktım. Arkamdan bağırdı "Venüs lütfen kendine gel artık bir beni dinle ağlama" dedi. Sen ağlama dedin diye ağlamıycam ben evet evet. Sen o kadar kandır beni. Sonrada ağlama venüs de! Oldu canıım. "Beni bu halimle sevmediğini tahmin edemiyecek kadar salak olduğum için kusura bakma." dedim. Bunu demek gerçekten acınasıydı. Ama o bana öyle bir şey dediki, iyiki rezil olmayı göze almışım. "Seni bu halinle sevmiyorum, seni her halinle seviyorum." Kays öyle biriydi ki, beni bir lafı havalara uçuruyor, sonra yerin dibine girdiriyor, daha sonra tekrar havalara uçurabiliyordu. Her ne kadar ona hala söylemediysem de onu seviyordum.