David, okuduğu bir hikâye yi anlatmıştı Zeynep'e, "bak sizin gibi" dedi.
Birbirini görmeden seven John ve Poly'nin hikâyesiydi.
"John Blanchard oturduğu yerden doğruldu. Üniformasına çeki düzen verdi. Büyük istasyon da yolcuları bekleyen kalabalığı süzdü. Kalbini çok iyi tanıdığı, ancak yüzünü hiç görmediği kırmızı karanfilli kızı aradı gözleriyle. Kıza duyduğu ilgi yaklaşık 13 ay önce Florida'da bir kütüphanede başlamıştı . Raflardan ilgisini çeken bir kitap almıştı. Kitap daha önce başkası tarafından okunmuş sayfa kenarlarını kurşun kalemle notlar düşülmüştü. John bu notların ardında asil bir ruhun derin bir aklın olduğunu fark etmişti, hemen kütüphane memuresine gitmiş ve kitabı daha önce alan kişinin kim olduğunu öğrenmişti. Poly adında bir kadındı. Poly'nin adresini almış, eve varır varmaz bir mektup yazmıştı;
"Bugün kütüphane de bir kitap okudum aldığınız notlar karşısında hayranlık duyduğu mu bilmenizi isterim sayenizde kitabı daha iyi anladığım gibi, düşüncelerinizle de tanışma fırsatı buldum. On gün sonra Kore ye gitmek üzereyim. Eğer kabul ederseniz sizinle görüşmek istiyorum..."***
Sustu sonra ...
"Devam et" dedi Meva, "Sonra ne oldu?
"Sonrası kayboldu okuyamam."
Nasıl kaybolmuştu? Elinde tuttuğu tek bir kitap sayfasından okuduğu bu hikâyenin anlamını çözmeye çalışıyorlardı.Sema;
" Ama hikayenin devamını biliyorsun değilmi? Kız ne cevap veriyor? diye sordu"Kabul ediyor. Ama birbirlerini hiç görmüyorlar. Daha doğrusu John fotoğraf gönderiyor ama Poly bu konuda sessiz kalıyor. Hiç görmeden 13 ay boyunca mektuplasıyolar. Sonunda savaş bitiyor ve sağ salim dönüyor John.
Yine susuyor Zeynep, sanki John'u bekleyen kendisiymis gibi yüzünde kederden nefti gölgeler dalgalanıyor.
"Sonunda savaş bitiyor" diye tekrar ediyor, sanki o günlerde yaşamış gibi dalıp gidiyor anlatırken...
"John defalarca fotoğraf istemesine rağmen, göndermeyen Poly ile ilk kez yüz yüze görüşecekleri gün geliyor. İşte en başta okuduğum gibi John tren istasyonunda beklemede, gözleri
elinde kırmızı karanfil olan kızı arıyor, inen yolcular arasında.Kendisine doğru büyüleyici güzelliği olan bir bayan yaklaşıyor uzun boylu sarı saçları ve mavi gözleriyle üstelik John'a doğru gelmekte. Gülümseyerek merhaba diyor ... John çok mutlu, tâki elinde kırmızı karanfil olmadığını fark edene kadar. Hemen arkadan bu kızın tam tersi fiziksel anlamda hiçbir albenisi olmayan bir kız, elinde kırmızı karanfil!
John sersemliyor. Gözlerini alamadığı bir güzellik, fakat aylardır kalbine aşık olduğu elinde kırmızı karanfil olan kadın. Ve hiç tereddüt etmeden bu kadına doğru koşuyor. "Poly" diyor.Kadın "Benim ismim Poly değil, ben o değilim!
Bana bu isimle seslenen biri olursa bu çiçeği ona verme mi ve köşedeki pastane de onu beklediğini söylememi istedi" diyor.
John şimdi daha şaşkın, tabi biraz sonra daha çok şaşırıyor. Az evvel istasyonda ona "merhaba" diyen kız poly!
...."Bu çok güzel çok etkileyici" diyor Meva.
Meva'nın yüzünde oluşan mutluluğa dalgın bakıyor Zeynep. Yine gönlüne hüzün oturmuş çok açık.Sema sabırsızca; "Yani! bu hikayeden ne anlamalıyız daha açık konuş" diyor, merak denen duygunun burçlarında.
Zeynep, dile getirmekten kaçtığı bu hikayesini anlatırken aynı anda yaşadığı çok fazla duygu var, hayal kırıklığı bir de tekrar süzgeçten geçirdiği doğru ve yanlışları mesela..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEVA KALBİN SÜVEYDASI (Kitap Oldu)
General Fiction(Kitap oldu / Tüm seçkin kitapçılarda) . Geçmişin geleceğe yansıyan yüzü, aynaya vuran aksi hep karanlık mı olur? Oysa yarım kalan hikayelerin de mutlu sonları olmalı... Meva, bu hikâyenin nasıl başladığını çok umursamıyordu. Çünkü anladığı ve ina...