Bubir yolculuktu, ancak sonu nereye çıkar belli değildi.
Delalisilahını iyi kuşanarak çocukları ve kadınları belli aralıklarhalinde yola dizdi. Erkekleri de belli sayıda tayin ederekgözetlemeci olarak görevlendirdi, ne yapmaları gerektiğinianlattı. Aslında herkes bir muammaya doğru gittiğini biliyordu.Her şey tükenmiş, ölüm gelip ayaklarına dolanmış, sonhamlelerini yapıyorlardı. Her şey çocuklar içindi aslında.Kendi ölümlerine razıydılar ancak çocuklar için ellerindengeleni yapıyorlardı ve yapmaya çalışıyorlardı.
Seyitmençe,Zeynel'in elini avucunun içine saklamıştı, yanında olmasınarağmen onu deliler gibi özlemişti. Bese, ürkekliğini büyüterekyürüyordu; Sultan, gülümsüyordu her şeye; Ali Xıdır, birazkorku ve telaş içindeydi, sırtındaki şarapnel parçalarınınyarası biraz daha iyi sayılırdı. Bu savaşın acılarından büyükpay alan o oldu. Xecê'nin kalbi kargaşa içinde atıyordu.Menesê ile arada kısık sesle konuşmalarının dışında bir şeyyoktu. Leyla gözünü memliden ayırmıyordu, yüzünden okuyordukorku telaş rahatlık ne varsa alıp yüzüne konduruyorudu.Komşuları ile yürürken nerdeyse kimse konuşmuyordu, erkeklerkendi arasında ne demeleri gerektiği konusunda fikir alışverişiyapıyorlardı.
Amaiyi Türkçe bilen yoktu, en iyi konuşan Kekıl Bıra idi. Yolda nesöylemeleri gerektiği konusunda anlaştılar. Delali ve Seyitmençeaynı şeyleri tekrar tekrar anlattılar, Kekıl Türkçe söyleyerekprova yaptı. Kekıl'ın konuşma esnasındaki davranışları,Seyitmençe'nin hoşuna gitmişti.
"Halareyna qeseyke bıra Kekil, tu savana?"
"Helebir daha konuş Kekil kardeş, sen ne diyeceksin?"
Kekıl,işin tiyatro tarafını da yakalamış oldu. Ama işin ciddiyetinibiliyordu, görevin onda olması yıldızını parlatmıştı. Bukadar ayan beyan olan savaşı, çocuk oyunu gibi göstermekistemişlerdi. Kendilerini bilinmez bir sessizliğe bürümek içinkör sağır ve dilsiz olmuşlardı.
"QumandanBeg, biz davardaydık a, tüfek sesleri geldi biz kaçtık a. Korktukkaçtık. Sonra da yolumuzu şaştık "
Hepsibirden gülmeye başladılar. En çok kadınlar ve çocuklara ilginçgelmişti. Tekrar tekrar prova yapan Bıra Kekıl, herkesin gülmesinesebep olmuştu. Uzun zamandır kimse gülmemişti, gerginlik sinirsistemlerini allak bullak etmişti, bir süre herkes kontrolsüzgüldü.
Pulur'adoğru yaklaştıkça herkesin sesi biraz daha düştü sankikimseden nerdeyse çıt çıkmıyordu. Saatler olmuştu yolculuk,artık bir mola vermek gerekirdi. Son provayı yaptı Kekıl, fakatkimse bu defa gülmedi. Aslında ne sorulacak, ne yapacaklar,asacaklar mı kesecekler mi... Kimse bir şey bilmiyordu.Seyitmençe'nin duyduğu, herkesin 'teslim' olduğudur. Zatengeldikleri yerlerde de kimseyi görmediler. Nedense Seyitmençe'nindiline bir kılam gelip dolanıyordu. En sonunda dayanamadı;topraklarına, dağlarına, evlerine veda eder gibi saldı sesinitoprağa.
" Wonderna Cherğato lemin na Cherğato
halaşekere kam merdo kam weso
mighoca xo gurete sono
peyniydecaverday, piyo qaliko juki laco"
"AmanCerğattir, vay Cerğattir
helebakin kim ölmüş kim sağdır
ben yükledim göçümügidiyorumgeridebıraktım, atamı ceddimi bir de oğlumu"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK MINTIKANIN ÇOCUKLARI
Historische RomaneDersimlilerin, tertele olarak adlandırdığı katliamdan geriye; acılarla birlikte, insansızlaştırılmış bir bölge kalmıştır. Yıllarca burası 'yasak mıntıka' olarak adlandırılmış ve kimse bu bölgeye girememiştir. Dersimlilerin bu mıntıkaya girmesi çok s...