14 ✡

28 4 1
                                    

Bu hikayenin geçmişi kırk seneye kadar dayanıyor. Bu hikaye de eski zamanda ki insanların yaptığı zorbalıklar yüzünden bir kızın çektiği acıları konu alacağım. Bu kız köyde doğmuş ve ailenin sekizinci çocuğu olan güzeller güzeli bir köylü kızıymış. Kızın doğmuş olduğu ev çok küçükmüş ama aksine ev alabildiğince alıyor ve görünümüne hiç kapılmadan evde; iki gelin, gelinlerin çocukları,kayınlar,görümceler.. yani toplam üç hane bir evde yaşıyormuş. Fakir oldukları için evin erkekleri yazın gurbete giderlermiş. Kadınlar da tarlalarda çalışırlarmış.
Bu kızı annesi yerine, on yaşında ki ablası büyütürmüş.

Ve o kızla aynı yaşıt olan gelinin kızı varmış diğer kızla araların da sadece bir hafta varmış. Bu kızların ikisi de büyüdüklerinde ne zaman gezmelere, düğünlere gitseler hep o gelinin kızını götürürlermiş. Annesi kendi kızının yerine hep onu götürünce kız üzülüyormuş. Her seferinde böyle olunca kız artık dayanamayıp annesine sormuş. Neden o kızı götürüyorsun da kendi öz kızını hiç bir zaman bir yere götürmüyorsun ? diye sormuş. Annesi : ben onu götürmezsem, gelin surat asıyor ve evde iş yapmıyor. O gelinin kızı; evin ilk torunu olduğu için çok şımartılıyordu. Başka yerlere gittiği ve yeni şeyler öğrendiği için diğer kıza göre kendisine güveni fazlaydı. Diğer kız ise sessiz, içine kapanık kalıyordu ve gelinin kızı, ne zaman onu annesiyle ya da babasıyla görse hemen aralarına girer konuşmalarına bile izin vermezdi. Hep bir kıskançlığı ve hasetliği vardı.

Bu kız daha on üç yaşındayken köy halkından kimseler onu istemeye geliyorlardı. Evlenme yaşının geldiğini kızın, babasına söyleyip zorla kızı almaya çalışıyorlardı ve babası ise daha benim kızım küçük onu bu yaşta evlendirmem diyordu. Hiç yoktan babası bu konulara karşı tersti. Bu isteme olayları artınca babası artık gelenlere; kim gelirse gelsin, on yıl boyunca kızımı hiç kimselere vermeyeceğim dedi.Bunu söylemesinden sonra, o her gün gelen kız istemeler azalmıştı. Taaa kiii o dört seneye kadar ...

Kız artık on yedi yaşına gelmişti ve kızı isteyen-isteyene, dört yıl zor dayanmışlardı,her gün biri geliyordu. Çünkü; o kızı gören erkekler onun güzelliğine dayanamıyor akşama annesini babasını alıp geliyordu. Yine kızın peşine düşmüşlerdi yani o sıkıntılı günlerin başlayacağının haberiydi. Kız da bu olaylar yüzünden annesinin ve babasının canının sıkkın olduğunu biliyordu ve onları bu dertten kurtarmak istiyordu ama kendisi de evlenmek istemiyordu. Kız artık dışarıya çıkamaz olmuştu ne zaman dışarı çıksa kızı kaçırmaya çalışıyorlar ve bazıları kapılarının önünde nöbet bile tutuyorlardı. Bu olay artık yarış oyunu gibi olmuştu.

Kızla ilk evlenen sanki bir ödül alacakmış gibi o kızla ilk evlenmek için yarış içerisindeydiler. Kız dışarıya da çıkamayınca bütün gün evde olunca sıkılmaya başlamıştı. Babası dışarıya çıktığı zamanlarda ise :kızını ne zamana kadar evlendirmeyeceksin? Kızını ne zamana kadar evde tutacaksın ? gibi sorularla baskı yapıyorlardı.

Ve o da yetmezmiş gibi kızın yapmadığı şeyleri yapıyormuş gibi söyleyip, aralarında bunu yayarak dedikodu yapıyorlardı. Dedikoduları ise: benim oğluma mektup gönderdi, gel beni kaçır ben seni seviyorum diye mektup da bunların yazdığını kızın, babasına söylüyorlarmış ve babası bunlara inanmasa da eve gelince kızına soruyor ve bu her gün olmaya devam edince evde artık huzursuzluk ortamı olmuştu. Bir de o yetmezmiş gibi kapının önünden geçenler silah atıp gözdağı veriyorlardı. Tabi bunlar olduğu gibi kızı sevenler de varmış. Bunu duyan kişiler birbirine düşman olmuşlar. Kız artık bu zorlamalara dayanamayıp, her gece yatağında gizli gizli ağlarmış. Dört sene boyunca bu devam etmiş ve kızı da zulüm olmuş. Artık kız duadan başka teselli olmayacağını anlayınca dua etmeye başlamış. Kız duasında şu sözleri söylemişti; Allah'ım beni bu zulümden, beni bu iftiralardan, ailemi bu zor durumundan kurtar ve beni on beş gün içinde hayırlı biriyle evlendir ve bu köyden biri olmasın diye dua etti.

Ve babası bir gün köyden birinin şikayeti üzerine mahkemeye gitmişti. Mahkeme salonun da beklerken yanına bir adam geliyor ve yanına oturan adama, siz de kimsiniz ? diye bir soru yöneltti.Adam kendisini tanıtınca kırk sene önceki arkadaşı çıkıyor ve burada ne yapıyorsun? o da : biri beni şikayet etmiş onun üzerine buradayım. Hayrola sen neden mahkemedesin diye sordu, o da aynı yanıtı verdi. Bende biri şikayet ettiği için buradayım diyor ve o yıllardır görüşemedikleri zamanlarda neler yaptıklarını birbirlerine anlatıyorlar ve sohbet ilerledikçe birbirlerine vermiş oldukları o söz de akıllarına geliyor. Sözleri ise: kızları yada oğulları olunca birbirlerine vereceklerdi birbirlerine söz verip yemin etmişlerdi. Sonra o soruyu sordular: bekar kızın yada oğlun var mı ? Şansa bakar mısınız biri oğlum var diğeri de kızım var dedi. Kızın babası ilk önce kızıma sormam gerek ona göre kararlaştırırız demişti. Arkadaşı da söz-sözdür unutma dedi.

Babası eve doğru gelirken kızı kabul etmezse arkadaşına ne kadar mahcup olacağını düşündü. Çünkü; o sözü birlikte vermişlerdi ama kızını da zorlamak istemiyordu. Eve telaşla girmişti ve hemen kızını yanına çağırdı olan bitenleri anlattı, işte kızım yarın akşam istemeye gelecekler seni gelsinler mi ? Kızı da o ara içinden bu olaylardan kurtulabilmek için ,gelsinler baba cevabını verdi. Yarın akşam olmuştu artık gelmiştiler önce kızla, oğlan görüştüler birbirlerini beğendiler, hemen o akşam söz yüzüğü takıldı. Her şey göz açıp kapanıncaya kadar geçmişti, on beş gün sonra ise düğünleri oldu. Kız uzak başka bir köye gitmişti garip olan da duası kabul olmuştu. Kızın düğününde ise öbür talipleri şok geçirmişlerdi. Artık derin nefes almıştı diğerlerinden kurtulduğu için...

♤ Bu dünyada hiç bir şey zorla olmuyor. Hatta ne demiş Atalarımız "zorla güzellik olmaz".

◇ Ve Allah sabredenlerin yanındadır.

♧ Sabret, iste seninde olur. "Sabreden derviş muradına ermiş."


Devamının gelmesini istiyorsanız  oylamayı (beğenmeyi) ve yorum yapmayı unutmayınız. Destekleriniz benim için çok önemli..

☆ Olağanüstü OlaylarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin