7 ✡

142 38 5
                                    


15-16 yaşlarımda iken en yakın arkadaşım Ayşegül'le olan anılarımdan bahsedeceğim. O benim, yaşadığımız köyde en sevdiğim, en iyi arkadaşımdı.
Ve o arkadaşımın ailesi onu 16 yaşındayken evlendirdi. O evlendiği zaman çok üzülmüştüm. Onunla evlenen çocuk ise; çocuk diyorum daha reşit bile değildi. Ayşegül'le birlikte gündüzleri buluşup; el sanatları kursuna ,
dikiş - nakış kurslarına 1 sene boyunca onunla birlikte gidip gelirdik. O bizde kalır, bende onlarda kalır sabahlara kadar uyumaz, eğlenirdik. Aysegül'le birlikte olan en güzel zamanlarımızdı. Ayşegül yirmili yaşlarına doğru geldiğinde çocuğu olmadığı için hastaneye gitti. O hastaneye gidişiyle hayatının en büyük darbesini, çöküşünü yaşadı. Ayşegül kanser olduğunu öğrendiğinde herkesin duymasını, öğrenmesini istemedi.
O yüzden Ayşegül'ün kanser olduğunu benim ailem ve kendi ailesinden başka kimse bilmiyordu. Ona en yakın olan kocası o zamanlarda yanında bile değildi, askerdeydi. Ayşegül'ün durumu her geçen gün kötüye gidiyordu. Ve bizim yapacağımız hiçbir şey yoktu daha doktorlar bile yapamazken, tabi o zamanlarda o kadar teknoloji gelişmediği için şuan bile tam olarak kansere bir çözüm bulup, iyileştiremiyorlar. Arkadaşım ölümünü beklemekten başka hiçbir şansı yoktu. Hayatı ona hiç gülmemişti. Çocuk yaşta evlendirildi, genç yaşta kansere yakalandı ve yanına destek çıkması için kocası bile gelemiyordu. Bir gün babamla birlikte arkadaşım Ayşegül'ü ziyarete gittik. O zamanda Ramazan ayındaydık ve Ayşegül hasta hasta oruç tutuyordu, ona sen hastasın neden kendini yorup daha kötü hale getiriyorsun? diye sorunca:
Ayşegül; zaten ölümüm yaklaşmış, öleceğim diğer tarafa borçlu gitmek istemiyorum demişti. Arkadaşım böyle şeylere çok dikkat ederdi.

Ve bu cümleyi söyledikten iki gün sonra Ayşegül öldü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ve bu cümleyi söyledikten iki gün sonra Ayşegül öldü. Arkadaşımın mezarına kocası gelmemişti Ayşegül hayatta olsaydı böyle bir şeyin olduğuna, gelmediğine çok üzülürdü. Zaten ölen insanların öldükten sonra, kendisinin ölüsünü gösterirlermiş. O zaman mezarına kimin
gelip - gelmediğini öğrenir, kocasının gelmediğini görünce de kesin üzülmüştür.
Ve arkadaşım öldüğü gün rüyamda bembeyaz güzel bir yerde görmüştüm onu. Ayşegül'ün adına böyle güzel yere gittiğini bilmek çok mutlu etmişti.

Bu olayı anlatırken belki beni görüyor yada duyuyorsundur en sevdiğim arkadaşım.


☆ Olağanüstü OlaylarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin