Sen hiç bir kitab'da gerçek anılar veya hikayelere rastladın mı ?
Cevabınız hayır mı ;
Öyleyse şimdi o anılarla içini ısıtmaya hazır mısın ?
Öyleyse durma hemen okumaya başla.
♧ Okumaya aşağıya 👇 koyacağım videoda ki multimedia'la devam edin. ♧
● Okumaya başladığınız saati buraya bırakın lütfen ●
☆
Çok eski zamanlar da cadıların gün ettiği ama insanların bilmediği zamanlardı. Onların varlığının biz insanlar tespit edemiyorduk. Kamera olsa kaydedip, olup-olmadığını anlardık. Ama ben bu olayların elektriğin bile olmadığı teknolojinin gelişmediği bir çağı anlatacağım. O zamanlar şehirde değilde köyde yaşam daha fazlaydı. Köylerde hastane yoktu. Kadınlar hamile kaldıklarında, hastaneye gidip kontrol yaptıramıyor, hatta ve hatta cinsiyetini son ana kadar öğrenemiyorlardı. Köyün tecrübeli kadınları çocukları doğurtuyor o zaman çocuğun cinsiyetini öğreniyorlardı. Ve bu pek sağlıklı bir şey olmadığından kadın ve çocuk ölümleri köylerde çok fazla oluyordu. Ve yaşayan bebekler kırkına kadar tehlikeli bir durumda olduklarından anneleri başlarında bekler ve yanında babaları da olurdu. Çünkü; bebek ölümleri çok oluyordu. Ama bu son zamanda şüpheli bir hal almaya başlamıştı. Ve her köyde yeni doğmuş bebeklerde ölüm sayısı artmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Söylentilere göre cadıların işi olduğu söyleniyordu. Gece yarısı köylerdeki evin bacalarından girip bebekleri boğarak öldürüyorlarmış. Önlem olarak ise bebeğin olduğu odasının kapısına ve camına gül dikeni takıyor ve babası 40 gün boyunca bebeği koruyormuş. Ve yine söylentilere göre erkek adam ve gül dikeni olunca cadının gelemeyeceğini ve bu sebeple korunacaklarına inanıyorlarmış.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ve o köyde evli genç bir kadın varmış; onunda çocukları varmış, ve bu kadın her yeni bebek doğduğunda gece kocasının uyumasını bekleyip bebekleri boğarak öldürmeye gidermiş. Ve kocası her uyandığında yanında karısını göremeyince bu durumdan şüphelenmeye başlamış. Ve bir gece uyuma taklidi yapmaya karar vermiş. Ve adam gizlice kadını izleyince arkasından kuyruğunun çıktığını ve kanatlarının çıktığını görmüş. Ve kadın kanatlanarak uçup gitmiş. Kocası karısının dönmesini beklemiş ama o günde köyde yeni bir bebek doğmuş. Ve o kadın bebeği öldürmüş eve geri geliyordu. Karısı eve gelince kocasının oturup onu beklediğini görünce çok şaşırıyor. Ve Kocası senin bu halin nedir? Nereden geliyorsun diye soruyor. Ve kadın da yalan söylemekle bu işin artık olmayacağını gerçeği söylemenin zamanı geldiğini düşünerek diyor ki;
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ben bir cadıyım, gündüzleri insan, geceleri cadı oluyorum. Yeni bir bebek doğunca onu öldürmeden duramıyorum. Huyum dur duramam demiş. Kocası da bu bebek ölümlerin sebebi anlaşıldı demek, bebekleri öldürmeden duramıyorsun. Adam duvarda asılı olan kılıcını alıp o cadının kuyruğunu kesiyor. Ve cadılar da kuyruğu kesilince ölüyorlarmış başka türlü ölemiyorlarmış. Kocası isabetli bir atış yaparak kuyruğunu kesmiş. Ve o cadı öldükten sonra köyde bebek ölümlerinde azalma olmuş. Tüm köy o cadıdan kurtulmuş oldu. Ve bu olayları da bana büyük büyük dedem anlatmıştı. İyi ki de şimdi cadı gibi türler olmuyor. Ve şimdiki zamanlarda böyle olaylar olmayıp çocuklarımız güvende kalabiliyor.
