7 yaşımda gelmiştim o mahalleye.Annem ve babam yoktu yanımda ama gerçekten evde hissetmiştim.Çünkü sen vardın,teyzem ve büyükannem vardı.
Yalnızlığı tüm hücrelerimde hissettim eve gelince.Kurabiye kokusu sarmıştı evi.Büyükannem her okul tatilinde yapardı bizim için.Seninle aramın bozuk olduğunu anlamıştı ama eskiden olduğu gibi hemen barışırız diye düşünüyordu.
Hani bir şeylerin ters gideceği zaman içinde bi sıkıntı olur ya.Ben onu o gün hiç hissetmedim.Sanki öylesine bir günmüş gibiydi,herhangi bir gün.
Mutfak kapısından gülümseyerek girmiştim.Yerde öylece yatıyordu.Üzerinde 3.sınıfta anneler gününde ona yaptığım önlük vardı.Koşarak yanına gitmiştim.Kalbini dinlemiştim.Atmıyordu.Daha sonrasını hatırlamıyorum,ambulans gelip onu almıştı.Mutfak kapısının önüne çökmüş yerdeki fayansları incelemiştim,annen ise etraftan gelenlerle ilgileniyor bir yandan teyzemi arıyordu.
Kalp krizi geçirmiş bir anda.Oracıkta ölüvermiş.Morga,yanına gittiğimde bile sıcacıktı.Buz gibi yerde bir ölünün göğsü hala sıcaķtı.İnsan nasıl olabilir diye saatlerce,günlerce düşünmüyor değil.Nasıl ölür?
Annen beni ne zaman içine girdiğimi bilmediğim kalabalıktan balkona çıkardı.Bana sarıldı ve ağlamamı söyledi.Ağlamak geliyordu içimden.Ağlayamadığım için utanmıştım.Boğazımı yırtarcasına bir yumru vardı.
Tramvay kalabalığı dağıldı,sokak köpekleri dinlenmek için bir köşeye çekildi,çiçekçi dükkanın kepenklerini indirdi,sokak lambaları yandı ve içimdeki yangın daha da arttı.Soyutlandım.Evden koşarak çıkmıştım.Nereye gittiğim önemli değildi.O an orada durmak kendimi daha derinlerde hissettirmişti.Ciğerlerim yanıyordu ayağım takılıp düştüğümde.Nefes aldığımı,dizimdeki acıyı hissediyordum o an.Acı soyut bir şey olsada beni somut hissettiriyordu.Evden 9 blok ötedeydim ve oradaki bir banka oturdum.
Yarım saat kadar sonra sen geldin nefes nefese.Zaten beyaz olan tenin olabildiğince soluktu.Gözlerin kıpkırmızıydı.Ağlamışsın belli.Dikildin bir süre.Sana bakıyordum ama seni görmüyordum,farkındaydın.
Yanıma oturdun.Sözcükler teker teker ağzımdan çıkarken anlattım sana her şeyi.Bana bi kaç kez seslendin.Takılmış plak gibiydim.Ne daha fazla ileri ne de geri gidebiliyordum.Ve boşluktaydım.Ben ne zaman yere çakılacağımı bilmezken,sen ağlamaya başladın.Bana sarılırken içimdeki yangın körüklendi.Sıcacık gözyaşlarım yavaş yavaş döküldü.
Sanki bütün üstümdekileri aynı askıya asmışım da dayanamayıp kırılmış,her şey etrafa saçılmış gibiydi.Ağlamam giderek şiddetlenirken sırtımı sıvazlayıp,saçlarımdan öptün.
Sokak lambalarının altında yürüyüp eve döndük.Sabah saat üçe kadar oturduk balkonda.Bi ara annen dışarıda kalmamamız gerektiğini söyledi.Her şey gerçek dışı hissettiriyordu sanki 8 yaşındaymışız gibi.Sabah beşte teyzem geldi.
Elinde dolu evraklarla dikildi bir süre.Odama girerken onu takip etmiştim.Odanın kapısını kapatır kapatmaz yere çöktüğünü hatırlıyorum.Elindeki hastanenin verdiği ölüm belgelerinin heryere dağıldığını...
Her şeyi halledip gelmişti eve.Sımsıkı sarılmıştım sanki birinden sakınıyormuş gibi.Teyzem güçlü bir kadın biliyorsun.Onu öyle görmek içimi daha çok burkmuştu.Bu yaşta annesini de kaybetmişti.
Bazı doğruları bilmek de korkunçtu elinden bir şey gelmezken.Ölüm böyle bir şeydi işte.
Medya
AURORA - Murder Song
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reliquia ◇ Jung Jaehyun
FanfictionBir köşede oturup olanları düşünüyorum.İçimde herkese bi kırgınlık var.En çok da kendime kırgınım ve bunu asla telafi edemiyorum