Geçen hafta geldiğinde saçlarını boyadığını fark ettim.Açık kahveydi ve sende oldukça hoş duruyordu.
Orada davranışların biraz olsun değişmiş.Eskiden de erkeksiydin ama şimdi..Bilemiyorum işte.Sana soğuk davranmaya çalışırken mutfak tezgahına yaslanıp kollarını bağlamış halin,sesin,bakışların ve cümlelerin buzdan duvarlarımı alev aldırmıştı.
Soğuk davranmamın ne bana ne sana olan sevgime yararı olmuştu iki senedir.
Youngho gelecekti.Hem seni görmek için hem de teyzemin düğünü için.Arka bahçemizde sade bi düğün yapılacaktı.İlk aşkın evleniyordu.Akşamüstü annenin zoruyla çıktığımız bisiklet turuna gölün orada ara vermiştik.Şu senin ayağına cam battığı göl işte.
Sen gölde taş sektirirken ben sadece manzaraya bakıyordum.Soğuktuk birbirimize fakat tutuşmamız için ateşe ihtiyacımız yoktu.
Havadaki elektrik hissedilebilir haldeyken sessizlik de rahatsız ediciydi.Güneş arkanda batarken saçların rüzgarda kıpraşıyordu.Sorun ne?,dedin bana.Her şey belliyken bunu sorman sinirlenmeme sebep olmuştu.
"Bu işte."demiştim."Sorun bana bunu sorman.Değersizleşen arkadaşlığın ve dengesiz davranışların."
Bir anda parlamıştım.Artık bazı şeylere tahammülüm yoktu.
"Tamam.Söyle içinde kalan ne varsa anlat.".Derken dudakların düz bir çizgi olup kollarını iki yana açmıştın.
"O gece..O gece sarhoş halinle bana dediklerini hatırlıyorsun değil mi?Arkadaşça cümleler miydi onlar?"Sen çenen kasılmış orada bana bakıyorken tüm cesaretimi toplayıp açmıştım konuyu.
Ellerim titrerken yanına gelmiştim."Ben bazı şeyleri kabullenmişken ve çabalarken neden yaptın bunu Yoon?"dediğimde bakışlarında hiçbir şey değişmezken hala asi görünüyordun.Ellerin bileklerimi sardığında,özür dilerim,dedin keskin tonla.
"Oldu mu?Sana ve kendime karşı dürüst olduğum için özür dilerim. Ama bilmelisin ki istemediği şeyler için çabalayan sen değildin.Duygularıma karşı... İnan bana senden daha umursamaz davrandım ben."
Yüzüme kınayıcı bi gülümseme yerleştirip konuşmaya başlamıştım."Kimse sana bunu yapman gerektiğini söylemedi Jung Jaehyun."Sporcu adını iğneleyerek söylediğimde sinirle dudakların kıvrılmıştı."Ne var biliyor musun?Ben korkağım ama sen de bencilin tekisin.Sadece kendi tarafından olaya bakıp yorumlayan gerçeği görmek istemeyen birisin.Benim ne olursa olsun sana döndüğümü görmek istemeyen...Ve aslında sadece acı çekmeyi seven birisin sen."
Zehrini akıttığında dökemediklerimi boğazına dizmiştim.Yıkıntılarım nesnel değildi.
"Bana hep döndün ama burda mıyım diye kontrol etmek içindi Yoon.Anlamadım sandın değil mi?"
Yüzünü buruşturup "Bir bok bilmiyorsun."dedin kollarımı serbest bırakırken.Anlaşmak için o kadar güzel cümleler varken kırıcı olanları bulmuştuk birbirimize.
Benimleydin ve tüm bu kavga karşılıklı bir aşk itirafıydı ama yine 'biz' değildik.Mesafeden ziyade yıpranmışlık vardı aramızda.
Medya
Devics - City Lights
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reliquia ◇ Jung Jaehyun
FanfictionBir köşede oturup olanları düşünüyorum.İçimde herkese bi kırgınlık var.En çok da kendime kırgınım ve bunu asla telafi edemiyorum