Tim Young-4

19 6 2
                                    

Biz salonda otururken American Horror Story dizisindeki James March'ı andıran bir adam geldi. Onun gibi ince bıyık, düzgün bir takım elbise ve düzenli saçlar. Sadece biraz daha yaşlıydı ve saçı beyaz. Ben adamı incelerken Bayan Young bana döndü.
“Bu da eşim Ed, Ed Young,” dedi, neden sadece bana anlattığını anlamadım. Galiba Tony ve Gabby ile tanışmışlardı.
Bay Young bana elini uzattı.
“Merhaba genç bayan,” dedi.

Bende elimi uzattım ve “Merhaba,” dedim. Mary Young eliyle, oturmamızı işaret etti. Ben ve Tony koltuğa, Gabby sandalyeye oturmuştu. Mary ve Ed ise çaprazımızdaki koltuğa.
Kısa sürelik bir sessizlik oluştu. En sonunda Gabby lafa girdi.
“Yaranıza tuz basmak istemem ama bize biraz Tim'den bahseder misiniz?” dedi. Bir an için nefes alamadım, o çocuğun adını duyunca berbat hissediyordum.
Ed ve Mary birbirlerine baktılar. İlk konuşan Mary oldu.
“Tim, yıllardır bizim sevgimizden yoksun büyüdü. Ah yıllardır dememeliyim, intihar ettiğinde 12 yaşındaydı,” dedi. Gözleri doldu, her an ağlayabilirdi. Bay Young elini, Bayan Young'ın koluna koydu. Bende Tony'ye döndüm. Kafamı olumsuz anlamda salladım, Tony nazikçe gülümsedi ve elimi tuttu. Kendimi tuttum çünkü bıraksam hemen ağlayabilirdim. Bayan Young devam etti.
“Ed ve ben işlerimiz nedeniyle onunla ilgilenemedik, Lauren Warren adında bir dadısı vardı. Bayan Warren çok genç bir kadındı. Zayıftı ve narin. Çok güzel bir kadındı. Kumral saçları ve mavi gözleri vardı. Bir tebessümü bile insanları mutlu ederdi. O, mükemmel bir kadındı,"
Bir an için benden bahsettiklerini düşündüm. Benimde kumral saçlarım ve mavi gözlerim var ayriyeten zayıftım.
Mary Young sözlerine devam etti.
“Her zaman o yanındaydı. Hatta ona ‘anne’ diye hitap ederdi. Birbirlerini çok sevdiklerini düşünürdük, lakin..”
‘Anne’ diye hitap etmesi canını sıkmıyordu anlaşılan. Kendi çocuğunun dadısına anne demesi çok üzücü olmalıydı. Gerçekten bu ailenin sevgi bağı olduğunu düşünmemeye başladım.
Mary Young, devam edemedi ve ağlamaya başladı. Eliyle yüzünü kapattı. Bay Young bir eliyle omzuna dokundu. Onun lafını alarak devam etti.
“Lakin intihar mektubunu görene kadar,”
Ed Young sakinliğini koruyordu, ayağa kalktı.
“Judy, Tim'in odasından mektubu getirir misin?” dedi. İçerden bir kadın geldi, 40’lı yaşlarda, çalışmaktan kırışmış elleriyle mektubu Bay Young'a uzattı. Bay Young teşekkür ederek yerine oturdu ve mektubu bana uzattı.
“Lütfen seslice okuyun,” dedi. Tony'ye baktım başını salladı. Korkuyordum, kafa salladım.
“Sevgili Ailem..
Size ailem diye hitap etmek istemiyorum lakin ne diyeceğimi de bilemiyorum. Bu mektubu elinize alınca ilk olarak düşündüğünüz şey bu çocuk yazmayı nereden öğrendi olacaktır, eminim. Çünkü benden o kadar uzaksınız ki hakkımda hiçbir şey bilmiyorsunuz. Yıllardır size anlatmak istediğim o kadar çok şey birikti ki biriniz bile bir saniyenizi ayırmadınız benim için. Görünen o ki sizin için fazla değersizdim. Lauren.., onun beni hep anladığını ve hep dinlediğini düşünürdüm. Şimdi anladım ki bana iyi davranmasının tek nedeni sizin gözünüze girip sizden daha fazla para almak. 14 Mart 2012. Hayatımın cehenneme dönüştüğü tarih.
Judy bana yiyecek bir şeyler veriyor lakin Lauren hepsini kendisi yiyor bana ‘ihtiyacın yok senin, sen zengin bir kaltaksın' diyor. Arada sadece yarım ekmek ve bir bardak su. Yanıma hiç gelmediniz ki hasta olduğumu bilesiniz. Judy ondan gizli bana bir şeyler yediriyor fakat biliyor ki Lauren isterse onu kovdurtabilir. Sesini çıkarmadı hiçbir zaman. Lauren'ın erkek arkadaşı geliyor her gece. Beni odamdan atıyorlar. Kapının önünde uyuyorum.
Yaşamam için hiçbir neden kalmadı artık. Ailemin umurunda değilim. Dadım bana çok kötü davranıyor. 12 yaşımda beni dünyadan bezdirdiğiniz için teşekkür ederim.
   
                                                                                                    Sözde oğlunuz Tim Young

Nefesim kesilmişti, diyecek bir şey bulamadım. Nedense kafama takılan şey dadısı değil de, 12 yaşındaki bir çocuğa göre fazla ciddi ve olgun bir mektup olmasıydı.

Mary hıçkırarak ağlıyordu. Ed hâlâ soğukkanlılığını koruyordu. Dayanamadım ve ağlamaya başladım. Tony elimi daha çok sıktı.
“Ben Lauren değilim,” dedim. Bay Young bana döndü.
“Evet, değilsiniz,” dedi ve sustu. Biraz sonra söyleyeceklerine cesaret edemiyor gibi bir havası vardı ve onun bu tavrı beni fazlasıyla korkutuyordu. Herkesin gözlerini üzerimde hissediyordum. Gözlerimi Ed Young’ın dudaklarına odaklamıştım. Biraz sonra çıkacak kelimeleri bekliyordum. Ed Young yutkundu ve tam ağzını açacakken eşinin söylemek istediklerini söyledi Mary Young.
“Siz onun ikizisiniz,”





PERFİDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin