Justin Bieber'ın ağzından:
Eva'yı annemle tanıştırdığıma o kadar mutluyum ki anlatamam. Anneme nasıl bir kız olduğunu sorduğumda "Çok iyi bir kız. Ancak şu sapıklıklarını bıraksan sanırım o da ben de sevinicez" cevabını aldım. Ama onu o kadar seviyordum ki...Biliyorum o müslüman. Gerçi hristiyanlar için de evlenmeden önce el ele tutuşmak yasak. Ama ben onsuz yapamam. Başka biriyle olmaya kalksam hem vicdanım el vermez hem de birlikte olduğum kişi ne yaparsa yapsın Eva kadar ateşli olamaz. Bu yüzden anneme söz veremeyeceğimi ve deneyeceğimi söyledim. Annem "Peki" demekle yetindi. Ertesi gün Eva'nın yanına gittim. Evine gizlice girdim. Mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Beni görünce korktu. Ona sarılıp kafasındaki saçına tutuşturduğu kalemi aldım ve papatya gibi kokan o güzel saçlarını öptüm. Biz tüm bunları yaşarken tam huzuru bulmuşken içmek için ısıttığı süt taşmıştı.
Offf Bieber. Seninle ne zaman mutfakta olsam illa bir şeyler taşıyor, diyerek cezvedeki sütü bardağa boşalttıktan sonra elini yaktı. Hemen elini alıp emmeye başladım. Sonra soğuk su tuttum. Suyu tutarken burun burunaydık. Elini kurulayıp ilk önce elindeki acıyı uyuşturması için bir krem sürdüm. Cildi kremi emdikten sonra da iyileşmesi için başka bir krem sürdüm. Ben bunları yaparken o benim her yaptığım işi dikkatlice izliyor, gözünü benden ayırmıyordu. Bunu farkedip inatla baktım gözlerine. Bunu fark etmiş olmalı ki gülümsedi. Burnunu öptüm. Tekrardan gözlerime baktı. Gözlerimin rengini çözmek istiyordu diye düşünürken gözlerinin dudağıma kaydığını gördüm. Sabredemedim ve dudaklarını işgal ettim. Beni öpmek istediği ne kadar da belli oluyordu. Birkaç dakika sadece dudaklarımızı tattık. Ardından onun boynuyla köprücük kemiğini öpmeye başladım. Telefon çaldı. Ama ben hiç durur muyum? Durmam devam ettim.
Justin. Justin! Dursana.
Boşveeer. Çalar çalar sonunda vazgeçer. Biz işimize bakalım güzelim.
Bieber! Beni delirtme! Ya önemliyse.
Tamam güzelim. Ta-mam, diyerek çekildim üstünden. Telefonu açtığında farklı bir dil konuşuyordu. Bu dil Türkçe de değildi İngilizce de değildi. Hangi dil olduğunu bilmiyordum ama ana dili gibi akıcı konuşuyordu. Yeah bebeğim bu Eva'yı daha da seksileştiriyor. Bu da onu daha çok arzulamama neden oluyordu. Ama anneme en azından deneyeceğimi söylemiştim. Sabretmem lazımdı. Sabretmem lazımdı. Telefon konuşması bitmişti.
Drew çok ama çok özür dilerim. Çok acil işim çıktı hemen gitmem lazım. Söz veriyorum telafi edicem.
Yalnız güzelim sen ateşi körükleme istersen.
Ne oldu? Ne yapmışım?
Farkındaysan bu iki oldu. Üçüncü de ben en kısa zamanda telafi ettiririm güzelim.
Justin! Tamam dedim di mi? Telafi edicem dedim. Şansını zorlama.
Ben uyarıyım da, dedikten sonra çıktı. Ben de çıktım. Şirkete geldiğimde Usher sinirli bir şekilde yanıma geldi ve elindeki gazeteleri masaya fırlattı.
Bu ne hal? Tamam sevgilinle haberlere çık, gazetecilere yakalan da onun bacağını okşarken, gerdanlığını okşarken yakalanmakta ne? Üstelik bu bir evde değil. Bir ARABADA! Hayır herhangi bir kız olsa yine gıkımı çıkarmıcam. Yanındaki kız Eva Deran. Artık biraz kendine çeki düzen ver.
Usher benim suçum yok. Kız çok seksiyse ben ne yapayım? Dayanamıyorum.
Nasıl dayanamıyorsun? Bari eve gidince halletseydin işini.
Bir dahakine öyle yaparım.
Bu arada kızla tanıştır beni. Sonuçta dünyaca konuşulan bir Türk. Hem senin kriterlerine uygun mu? Yoksa değil mi? Bakarız.
Seni tanıştırırım da hani dedin ya "Sana uygun mu? Değilm mi? Bakalım." diye. Sen merak etme annem baktı ve onayladı.
Kızı ne ara annenle tanıştırdın?
Eee ben Justin Bieber'ım. Bir işi kaşla göz arası yaparım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK GÖRÜŞTE AŞK
FanfictionBir erkek bir kadını en fazla ne kadar sevebilir? Ya da bir erkek bir kadını en fazla ne kadar kıskanabilir? Erkek kadını sevdiğinden mi yoksa kadının kendisini delirttiğinden mi kıskanır? Bu soruları Justin Bieber davranışlarıyla yanıtlayacak. NOT:...
