Arkadaşlar size dün bölüm yayınlayamadığım için özür dilerim.Olmaz biri falan dinler , dedim. Beni öpmeye devam ederek
Bir kere.
Hayır.
Bir kere.
Hayır.
Lütfen , onun öpmesi karşısında dayanamadım ve pes ettim.
Tamam ama sadece bir kere , dedim o da
Tamam tamam sadece bir kere , dedi ve ben ne olduğunu anlamadan beni çılgınca öpmeye başladı. Birden dudaklarıma yapışınca çok şaşırdım. Öpüşüne karşılık vermeye çalışıyordum ama olmaması gereken yerlerde dolaşan elleri yüzünden karşılık veremiyordum. Birden durmuştu. Nihayet bitti diye sevinirken tişörtünü çıkardı. Benim elimi kalbine , kaslarına ve yüzüne götürmüştü. Bu gerçekten hoşuma gitmişti. İnanmıyorum adamı tanımıyorum bile ve resmen şuanda onunla sevişiyorum. Kendi elini benim yüzüme koyarak beni nazik bir biçimde öpüyordu. Uzun ve yavaş bir şekilde öpüşüyorduk. Ancak elini belime koyarak hızlı ve sertçe beni kendine çekti. Sertliğini hissetmek hiçte zor değildi. Bana hızlıca sürtünüyordu. İnlememek için kendimi çok zor tutuyordum. Nihayet kulisten ona seslenildi.
Justin son beş dakika kaldı neredesin? Adam sana sesleniyorlar sana! Neden hala beni öpüyon? Salak mısın sen ?
Geliyorum , dedi daha sonra tekrardan bana küçük bir öpücük kondurarak lavabodan dışarı çıktı. Şuan şaşırsam mı? Sevinsem mi ? Bilemedim. Hemen toparlanıp lavabodan dışarı çıktım. Arkadaşlarımın yanına gittim.
Neredesin kızım sen? Niye bu kadar geciktin? diye soruyordu Maral.
Ya lavaboya gittim. Çok kalabalık olduğu için nefes almam lazımdı , dedim. Daha sonra yanımıza Asya ve Kuzey'de katıldı.
Ya bu ne böyle? Sanki kıyamet kopacak. Sürekli çığlık atıyorlar. Kulaklarımın zarı patladı , diye şikayet ederken Kuzey
Burada fıstık gibi kızlar var. Öldüm de cennete gittim sanki. Kızlar var, müzik var. Birde içki olsaymış keyfime diyecek yok , diyordu. Manyak ya bu Kuzey. Sonra Sefa
Naber gençlik? Özlediniz mi beni? diye geldi bizim vazgeçilmezimiz.
Seni özlemeyen ölsün oğlum , dedim gülerek.
Ölsün ölsün. Dimi ? dedikten sonra kahkahalara boğulduk. Sefa deli dolu, enerjik ve içi içine sığmayan herşeyi merak eden grup üyemiz. Asya sessizlik ve sakinlikten hoşlansada yeri geldiğinde ayak uydurarak gürültülü de olmayı seven dengesiz grup üyemiz. Maral sürprizleri ve hediyeleri çok seven , sabırsız, meraklı ve deli olan grup üyemiz. Kuzey abimin arkadaşı dışa dönük, kızları seven ve kızları asla üzmeyen, arkadaşlarına kesinlikle yavşamayan grup üyemiz. İşte bizim tayfada böyle. Konser devam ederken zaman akışına işlerken her geçen dakikada Maral'a yapacağımız sürpriz parti için sabırsızlanıyor ve heyecanlanıyordum. "Burada kafa dinlemek için yer var mı?" diye sormak için görevlilerin yanına gittim. Ancak beni dinlemeden kollarımdan tutarak bilmediğim bir yere götürüyorlardı. Beni merdivenlerden çıkardılar ve bir sandalyeye oturttular. Gördüğüm manzara karşısında şaşkına dönmüştüm. Buradan tüm Belieberları , çığlıklarını, alkışlarını, Justin Bieber'ın söylediği şarkıya eşlik edişlerini çok rahat bir şekilde görebiliyordum. Yanıma Justin Bieber gelip elindeki tacı takınca şaşkınlığım en az yüz kat artmıştı. Benim elimi alıp yüzüme değdirdi. Şarkıyı söylerken bacağımı ve belimi okşuyordu. Acaba şuan sahnede olduğunun farkında mı? Allahım ya! Bak şimdide kafasını omzuma koyuyor. Şarkıyı bitirdiği gibi sandalyeyi çevirip... napıyon lan sen? Sahnedesin! SAHNEDE!!! Neden beni öpüyon? Sapık mısın sen?
Adın ne?
Eva.
Eva gel benimle , dedi ve beni sürüklemeye başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK GÖRÜŞTE AŞK
Hayran KurguBir erkek bir kadını en fazla ne kadar sevebilir? Ya da bir erkek bir kadını en fazla ne kadar kıskanabilir? Erkek kadını sevdiğinden mi yoksa kadının kendisini delirttiğinden mi kıskanır? Bu soruları Justin Bieber davranışlarıyla yanıtlayacak. NOT:...