10. BÖLÜM

200 7 0
                                    

Beyefendiye bak. Dayanamazmış. Neyse. Hadi bakalım yemeğe oturalım. Aaa

Ne oldu?

Kıyamet alameti.

Ya ne oldu?

Ne olacak. Kafiye yaptım.
Dedi gülmeye başladı. Yemekleri bitirdik. Ona yatağımı vermiştim ama ben uyuyamadım. O uykuya dalınca odasına girdim ve bir film izlermiş gibi onu izliyordum. Ne oluyordu bana? Ne yapıyordu bu kız bana? Her ne yapıyorsa ben eski ben değildim. Bunu biliyorum. Sabah olmuştu ve Eva yerinde yoktu. Kafayı yiyecektim. Delirecektim. Bana haber vermemişti. Çok geçmeden telefonuma mesaj geldi.
Sana haber vermeden gittiğim için üzgünüm. Umarım bana kızmamışsındır.

Sorun değil. Ama umarım bunu telafi edersin.

Üzgünüm ama telafi edebileceğimi sanmam. Özür dilerim ama tahmin edemeyeceğin kadar yorgunum.

Öyle olsun. Nasıl olsa yerin yedi kat derinine insen bile seni bulucam. dedim  o inanmasa bile ben onu ne zaman istesem bunu yapabilirim.
                         Eva Deran'ın ağzından:
Gerçekten toplantılara boğulmuştum. O kadar yorgunum ki anlatamam. Daha ünlülerin tasarım kombinlerini ayarlıcam. Off. Ben araba sürerken Bora aradı:
Bora Allah aşkına kurtar beni. Bir toplantıdan çıkıyorum diğerine giriyorum. Çok yoruldum çok sıkıldım ve kafayı yemek üzereyim.

Neredesin? Gelip alıyım.

Bir yerde falan değilim. Üstelik almana gerek yok. Araba kullanıyorum. Sen nereye gideceğimizi söyle arabayı oraya süreceğim.

Peki. Eva hani bir zaman Pelin ile çıkarken gittiğimiz dağ evini hatırlıyor musun?

Evet .

Orada buluşalım.

Hemen geliyorum. dedim ve yaklaşık 15 dakika sonra dağ evinde Bora'yı bekliyordum. Geldi.
Eee anlat bakalım ne var ne yok.

Anlattığım gibi. İş başımdan aşkın deliricem.

Bir şey sorabilir miyim?

Sor.

Dün Justin seni kucağına aldıktan sonra nereye götürdü?

Kendi evine.

Manyak mı lan bu herif? Bir gazeteci onun seni kendi evine götürdüğünü görüntüleseydi tüm dünya bunu konuşurdu.

Biliyorum.

Biliyorsun ama benden rahatsın.

Onlarla uğraşacak vaktim yok Bora. Başım feci bir şekilde ağrıyor zaten.

Lan en azından biraz işine ara ver. Bak o gün inat ettin kendini yırttın bayıldın. Eğer şimdi de inat edersen belki de daha kötü olacak.

İmkansız. Çok önemli hayatta ara vermem.

Yine başladı bunun inadı. Kızım ben az önce ne dedim acaba? Ya altı üstü bir gün tutupta bir ay çalışma demiyorum sağlığın bozulacak diye korkuyorum. Anla beni Eva.

Üff. Tamam be.

Heh laf dinletebildik sonunda. Bu dağ evinde kalırsın yiyecek içecek kıyafet bilmem artık aradığın ne varsa var. Tamam mı?

Tamam.

Ben çıkıyorum.

Bora.

Efendim.

Teşekkürler.

Aşk olsun Eva. Sen benim bebeklik arkadaşımsın. Lafı mı olur? Bora çıktıktan on dakika sonra Justin'den mesaj gelmişti.
Hatırlıyor musun? Sana yerin yedi kat dibine girsende seni bulucam demiştim.

Evet.

Güzel. Çünkü şuan senin nerede olduğunu biliyorum.

Saçmalık.

Şuanda Bora'nın dağ evinde bir günlüğüne dinleniyorsun.

Sen bunu nereden biliyorsun?

Eee. Konu sen olunca ben herşeyi bilirim.

Yapma.

Neyi?

Beni sadece iki gündür tanıyorsun şimdiyse bunları söylüyorsun. Beni tavlamak için sürekli saçmalıyorsun.

Yoksa sen inanmaz mısın?

Neye?

İLK GÖRÜŞTE AŞK'a
Öylece kalakaldım. Birşeyler yazmak istedim. Cevap vermek istedim ama hiçbirşey yazamadım öylece bakakaldım.
Zil çalmıştı. Kapıyı açtığımda karşımda Justin'i gördüm. Nasıl bulmuştu? Sayıyorum bu iki. Üçüncüsünde beni nasıl bulduğunu öğrenicem. Bir de arsız arsız sırıtması yok mu? Beni delirtecek. Bu sırıtış "Benden asla kaçamazsın" sırıtışı.

İLK GÖRÜŞTE AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin