İlk işim olmamasına rağmen deli gibi heyecanlanmıştım. Ellerim karıncalanıyordu. Saçlarımı geriye atıp toplantı salonuna girdim.Tüm bakışlar üzerimde toplanmıştı ama en çok dikkatimi çeken gözler; dağınık saçlı, değişik şekillerde küpeleri olan adama aitti. Dudaklarını birbirine bastırıp zoraki bir şekilde gülümsemişti. Evet onu tanımıştım.
İş görüşmesine geldiğim gün onunla şirketin kapısında karşılaşmıştık. Kesinlikle kibarlıktan anlamayan kaba bir adamdı. Beni tanımış olacaktı ki başını yana eğip o sinir eden gülümsemesini takındı. Burada ne işi olduğunu düşünmek istemiyordum. Sanırım oynayacağım dizide yanrol olmalıydı.
Ondan nefret etmem için doğru düzgün bir sebebim bile yoktu ama tavırları oldukça iticiydi. Beni buna zorluyordu.
" Merhaba." dedim. "Beklettiğim için üzgünüm. "
Bir koltuk seçip oturdum. Daha sonra konuşulanları dinlemeye başladım.
Şirketin başkanı simsiyah bir takım elbise giymişti. Yaşına göre bakımlı bir erkekti. Ama fazla korkaktı. Paranoyak davranışlar sergiliyordu.
"İkiniz de senaryoyu okudunuz. Değil mi?" diye sordu.
İkiniz de diyerek bakışlarını çevirdiği kişiye baktım. Şu küpeleri olan adam ve beni işaret ettiğinde gözlerimi kapatıp söylendim. " Tanrım..."
Ona bakıldığında bir ünlü olduğu belliydi ama başrol oyuncusu olabileceğini düşünmemiştim. Başroller burnu havada kaba insanlar değillerdi. En azından ben öyleydim.
Saçlarını elleriyle daha çok karıştırdı. " Evet efendim okudum." dedi. Daha sonra bakışlarını üzerimde gezdirdi.
Hızlıca başkana döndüm. " Evet, okudum."
" Güzel o zaman size verilecek olan dosyaları imzalayın. İki gün sonra çekimler başlayacak. "
Başımla onaylayıp dosyayı almak için uzandığımda bir elin daha dosyayı tuttuğunu gördüm. Sertçe çekmiştim ama bırakmıyordu. Ona boşuna kaba demediğimi düşündüm ve kendimi tebrik ettim. Daha sonra sinirle yüzüne baktım.
" Buyur. " deyip dosyayı bıraktım. Kesinlikle bu dilden anlıyor olmalıydı ki bir kadınla nasıl iletişim kurması gerektiğini bile bilmiyordu.
Diğer dosyayı alıp inceledikten sonra imzaladım. Daha sonra salondan ayrıldım.
Şirketin çıkışına doğru ilerlerken birinin bana seslenişini duydum. Kalın, tok ve güzel bir sesti.
" Song Ah Ri. "
Arkamı döndüğümde yine o yüzü görmüştüm. Sesi çok farklı gelmişti ve onun olabileceğini düşünmemiştim.
Bana iyice yaklaştı ve gülümsedi. Sinir bozucu bir şekilde gülmekten başka bir şey yaptığı yoktu. Onu tiksinç bir şekilde görmesem yakışıklı bir yüzünün olduğunu söyleyebilirdim.
Güzel büyük gözleri, küçük bir burnu ve orantılı dudakları vardı.
Kaşlarını kaldırıp elini sıkmam için uzattı.
"Kim Taehyung. "
Gözlerimi devirdim. " Tanışmak mı istiyorsun? "
Uzattığı elini geri çekti. "Hayır. Bu sadece senin beni tanıman içindi. " dedi. " Rol arkadaşım."
Kaşlarımı çatıp ona bakmaya devam etmiştim. Hem kaba hem ukalaydı.
Ardından hiçbirşey olmamış gibi geldiği yöne doğru yürüdü.
Tam anlamıyla başıma bela olmuştu.
Evet canlar *-* Umarım seversiniz. Yeni Bölüm +5 yıldızla gelecek..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakura | KTH
Fanfiction#Hayrankurgu 81 ✿✿ Her bahar Japonya sakura ağaçlarından savrulan pembe çiçeklerle doludur. Göze bolca hitap eden bu manzara karşısında hiçbir şey duramaz diye düşünürdüm. Ta ki onunla tanışıncaya kadar. Onunla tanıştıktan sonra gördüğüm ve görebile...