"Derdim sensin Ah Ri."
"Ne saçmalıyorsun sen?"
Geri çekilip güldü. O bu kadar yakınımdayken odaklandığım tek şey dişleri olmuştu.
"Sen ukala bir kızsın. Ve ben ukala insanlardan nefret ederim."
Kendime engel olamadan kahkaha attım. Bu o kadar komik gelmişti ki gülmemi durduramıyordum.
Eğilip ellerimi diz kapaklarıma koydum. Derin nefesler verirken Taehyung'un sesini duyabiliyordum.
"Bu kadar komik geleceğini düşünmemiştim."
Duruşumu dikleştirdikten sonra dudaklarımı ıslattım.
"Ne tesadüf. Ben de ukala ve kaba insanlardan nefret ederim."
Ukala ve kaba derken sesimi yükseltmiştim. Kendisinin böyle bir insan olduğunu düşünmüyordu anlaşılan. Tamam ben de dışarıdan ukala görünüyor olabilirdim ama kesinlikle kaba değildim. Kaba olmak konusunda tacı Taehyung takıyordu.
Gözlerini devirdi. Yüzündeki alaycı ifade silinmişti.
"Canım ne zaman isterse o zamana kadar sinirlerini bozmaya devam edeceğim."
Ona sessizce bakmıştım. Gerçekten bu kadar da benzerlik olabilir miydi? Bana eski sevgilimi hatırlatmıştı.
"Canım ne zaman isterse senden o zaman ayrılacağım."
Sevdiğim adam bana bunu söylemişti. Onu hep seveceğimi biliyordu ve bunu kullanmıştı. İstediği gibi davranabiliyordu. Benim onun için bir değerim yoktu. Sadece egosunu tatmin ediyordum. Ne kadar istemesem de onu bırakmak zorunda kalmıştım. Şimdi ona karşı sevgi yerine bir boşluk besliyordum. O bunu hak etmişti.
Bu gerçeğin altında tekrar ezilirken kendimi kötü hissetmiştim. Taehyung bana onu hatırlatmıştı. Yüzünü öfke ve üzüntüyle seyrederken konuştu.
"Neden bana öyle bakıyorsun?"
Hiçbir şey söylemeden kilitlediğim kapıyı açtım ve dışarı çıktım.
Masaja gidecek havada değildim. Kendimi otelin dışına attıktan sonra gidecek bir yer bulmam gerekecekti.
Müzik dinleyerek hiç bilmediğim sokaklara gelmiştim. Yürümek iyi geliyordu ama unutturmuyordu.
Şarkıyı mırıldanırken omzuma dokunan elle irkildim. Hepsi birbirinden korkunç üç orta yaşlı adam iğrenç bir şekilde içki kokuyordu. Daha da iğrenç olan ise bana gülümsemeleriydi.
Hızla önüme dönüp yürümeye devam ettim. Adımlarımı daha da hızlandırarak koşmaya başladım. Kulaklığı çıkarıp eşofmanın cebine sıkıştırdım ve arkamdan gelip gelmediklerini kontrol ettim.
Aramızdaki mesafe oldukça azdı ve peşimden geliyorlardı. Etrafta kimsenin olmadığını farkettiğimde bir kez daha şansıma lanet ettim ve ağlamaya başladım.
"Yardım edin kimse yok mu?"
Titreyen sesim yankılanırken koşmaya devam ediyordum. Arkamdan gelen gülüşmeler adamların da koşmaya devam ettiğinin kanıtıydı.
"Yardım edin diyorum. Lütfen.."
Kolumdan birinin çekmesiyle kendimi yumuşak bir yerde bulmuştum. Birinin göğsünde.. Geri çekildiğimde Taehyung ile göz göze gelmiştim. Onun burada ne işi vardı? Kaşlarımı kaldırarak ona baktığımda düşünmem gereken daha önemli şeylerin olduğunu hatırlamıştım.
Taehyung cebinden çıkardığı tabancayı üç adama doğrulttu.
Ellerim istemsizce ağzımı bulmuştu. Taehyung tabancayla burada ne yapıyordu? Düşüncesi bile şaka gibiyken bu gerçekti.
"Ah Ri kenara çekil."
Taehyung kararlılıkla adamlara bakıyordu. Alnını örten saçlarından dolayı kaşlarını gördüğüm söylenemezdi ama çatıldığına yemin edebilirdim.
Sarhoş adamlar kaçarak geldikleri yöne gitmişlerdi. Onları izleyen Taehyung'a seslendim.
"Hey. Onu indirir misin artık?"
Bakışlarını bana doğru çevirip daha sonra tabancaya baktı. Yavaşça hareket ettirip tabancayı bana doğrulttu.
"Nne yapıyorsun?"
Dudakları yukarı doğru kıvrılırken ellerimle gözlerimi kapatmıştım. Bir süre sonra ince bir çıt sesi duymuştum.
Gözlerimi açtığımda tabancanın ucunda küçük bir gül duruyordu.
Vote ve yorum yapmayı unutmayın armyler *-*
Size soru: Bir sonraki bölümde Taehyung'un ağzından kısımlar olmasını ister misiniz? (:
Kore saatiyle bugün birtanecik Taemizin doğum günü. Hepi börtdey bangtanın uzaylısı. Hep orada güzel sesinle bize şarkılar söylemeye, bizi güldürmeye devam et..
Seni seviyoruz.. ^-^ ♥♥♥Yeni bölümde görüşmek üzere,
Bangtanlı günler ^-^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakura | KTH
Fanfic#Hayrankurgu 81 ✿✿ Her bahar Japonya sakura ağaçlarından savrulan pembe çiçeklerle doludur. Göze bolca hitap eden bu manzara karşısında hiçbir şey duramaz diye düşünürdüm. Ta ki onunla tanışıncaya kadar. Onunla tanıştıktan sonra gördüğüm ve görebile...