8.Bölüm:Kayboldum.. .

20 1 0
                                    

İçimin kıpır kıpır olduğunu hissediyorum.

Mavi kelebekler etrafımı sarıyor,beni ummadığım rüyalara çıkarıyor.

Eskiden beri peşimde kuyruk olan sis ve karanlıklar yavaş yavaş dağılıyor.

Çok mutluyum,neden?

Eski vurdumduymazlığım ve umursamazlığımdan eser yok.

Eski isyanımdan ve korkularımdan eser yok.

Korku?
Bana öyle uzak ki..

Sadece bir şeyden korkuyorum.

Onu kaybetmekten!

Karanlık ve dar sokak'tan koşarken durup dinlendim,o kadar çok koşmuşum ki nefes nefese kalmışım..

Elimi göğsüme koydum.

Bir inip bir kalkıyordu,ben göğsümün durumunu gösteren bu ritimleri dinlerlen birkaç adım atma sesi duydum.

Ürperdim,işte korku yine iliklerime işledi.

Küçük kısa siyah saçlı bir kız aniden önümde belirdi.

Bembeyaz elbise giymişti,masumiyetin resmi.

Ancak yaptıklarıyla hiç masum değildi.

O küçücük avuçlarını sıkıp üzerime yürüdü.Beni geri geri adım atarken o kaküllerden kapanmış yüzünü kaldırarak suratıma baktı.

"Mert benim!" dedi.

Olamaz,bu kız benimle aynı sima'ya sahip!

Ürkütücü bir havası vardı.Etrafı sis sarmaya başladı.Sis kaybolduğunda kız'da ortada yoktu.Çığlık atarak rüya'dan uyandım.Ne rüyası,kabus'tan!

Mert: "Ne oldu?"

Gece'nin bir vakti bu kabusu görmüştüm.

Onu endişelendirmiştim,merakla yüzüme bakıyordu.Mert'e bir anda sarıldım.Şaşırmıştı.

"Kabus gördüm" dedim onun merakını gidererek,bana daha sıkı sarıldı.

İşte güvenli kollardaydım.Şimdi uykum daha huzur vericiydi.Aklıma son kez o kız geldi.Mert için 'o benim' demişti.
Bu neden beni bu kadar korkuttu.

Oysa mert'e sahip değildim.Onunla sadece 'dert ortağıydık' Evet dert ortağı bu kadar!

Yine de bu sahiplenme duygusu çok ağır basmıştı birde şu adını koyamadığım kıskançlık!

Ertesi gün uyandığımda çok heyecanlıydım çünkü buğün buraya geldiğimden beri hep yapmak istediğim şeyi yapacağım;keşfetmek!

Doğa yürüyüşüne çıkıp ilginç tatları ve kokuları keşfetmek istiyorum.

Erkenden kalkıp yumurtaları kırmadan ateşe koydum.Çantamdan birkaç parça yiyecek çıkardım ve ortaya koydum.Biraz ekmek vardı,ezilmiş biraz peynir ve sağlam bir salatalık vardı.Birde ezilmiş birkaç domates!

Mert uyanınca:"Oo sofraya bak.Karnımız bir güzel doyacak desene"

Dün gece aç yatmıştık ondan böyle diyordu.

"Evet,senin için hazırladım."

"Hayırdır fazla mutlusun."

İki dakika'da çaktı durumu: "Şeyy.. ."
Ağzımda geveliyordum.

Fırtına öncesi sessizlik..

"Ne! Benden birşey isteyeceksin doğru mu?"

"Nerden bildin? Bende tam da söyleyecektim."

İkili HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin