Rüzgarda bir heykel gibi dik
tam karşıya bakıyorsun
hırçın saçların boynunu dövdükçe
o sevdiğin çiçekler doluyor avuçlarıma
dolmak ki
boğuluyoruz.Bir sokağın sonuna doğru yürüyoruz
sonu olduğunu bilerek.
Lamba titriyor üstümüzde
birbirimize bakarken
birbirimizi görürken
ikimiz birken.İki kişilik körebe oynuyoruz;
sokağın çıkmazlığını
ben biliyorum,
sen son sanıyorsun
sana söylesem dönersin
sana söylüyorum dönüyorsun.
Sen geriye dönüyorsun
ben deliye
beni bir lambanın altında
çıkmaz sokakta buluyorlar.
Bizi bana saklamışım
seni bulamıyorlar.